Güncelleme Tarihi:
Hürriyet Dünyası'na Fazıl Say'ın açıklamalarını değerlendiren Sayarı, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Olay iki boyutlu aslında. 1'incisi arabesk denilen müzik ülkemize bilinçli ve sistemli bir şekilde halkımızın moralini ve bakış açısını köreltmek ve uyuşturmak için üretildi ve sunuldu. Arabesk müzik uyuşturucu gibidir. Çünkü uyuşturucu kullananlar sosyalleşemez, üretemez,sistemin içine giremezler yani sistem ve çark bu insanları dışlar. Arabesk, insanda karamsarlık ve vazgeçmişliği ateşler. İsyanlar insanın tüm benliğni sarar. Yani kısacası uzak durmakta yarar var. Sadece ve sadece bir uzaylıyı incelemek gibi arabesk incelenebilir. Bu 1'inci boyut.
"Fareli Köyün Kavalcısı"
"Fazıl ülkemizdeki en popüler sanat elçisi. Halkla senfonik müzik yapan kurumlar arasında bağ kuruyor. Yabancılaşmayı engelliyor. Arabesk hakkındaki fikirlerine tamamen katılıyorum ama kendisini ifade ederken edindiği tavırın çok sert oluşu, bırakın sanatçı olmayı bir sinekten farksız kişilerin Fazıl'ın camına yapışmasına sebep olmaktan başka bir işe yaramıyor! Bu ülkede o kadar sanat sömürücüsü var ki! Onların yuvalarına çomak sokarsanız, cahilliklerini yüzlerine vurursanız hele de yaptıkları müzik türünü direk eleştiriseniz, bu kişi Fazıl bile olsa yuvalarından çıkarlar. Amaç arabesk ve diğer çamur müzikleri ülkemizden temizlemekse eğer Fazıl sadece işini daha da iyi yapıp insanların klasik müziğin farkına varıp kendiliğinden bu müzik türüne yönelmesini beklemeli bence. Fazıl'ın daha önce olduğu gibi yoluna devam etmesi gerekir. Hakaret etmemesi gerekir. Bence Fareli Köyün Kavalcısı rolü tam Fazıl'a göredir. O çalsın, gelen gelir."
Emre Sayarı kimdir?
Müzisyen bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Emre Sayarı, viyolonsel eğitimine 8 yaşında Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuarı’nda Prof. Doğan Cangal’ın yarı zamanlı öğrencisi olarak başladı. Lisans devresinde ise Prof. Ali Doğan ve Nuray Eşen ile çalışarak mezun oldu. Hemen ardından yalnız kendisi için açılan “istisnai yetenek” sınavını kazanarak Winterthur (İsviçre) Müzik Yüksek Okulu’nda dünyaca ünlü çellist Prof. Raphael Wallfisch ile çalıştı.
Okul eğitiminin yanı sıra, Michael Homitzer, Marin Cazacu, Yuri Abdullayev, Phillipe Müller, Zara Nelsova, Peter Bruns, Daniel Grosgurin, Wolfgang Boettcher, Alexander Kniazev ve Henri Demarquette gibi birçok ünlü çellistin ustalık sınıflarına katıldı.
Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası; İzmir, İstanbul, Bursa ve Adana devlet Senfoni Orkestraları, İstanbul ve İzmir Oda Orkestraları ve Dokuz Eylül Senfoni Orkestrası eşliğinde solist olarak konserler verdi ve pek çok müzik eleştirmeninden övgü dolu kritikler aldı.
Yurtiçi ve yurtdışında birçok oda müziği konseri ve resital gerçekleştirdi, Lions International kulüplerinin düzenlediği viyolonsel yarışmasında Türkiye birinciliği ve Yamaha’nın Yaşar Üniversitesi bünyesinde düzenlediği müzik yarışmasında birincilik ödülü kazandı.
Müzik yaşamına halen İzmir Devlet Senfoni Orkestrası’nda viyolonsel sanatçısı olarak devam eden Emre Sayarı ayrıca; Yaşar Üniversitesi’nde Prof. Alexander Rudin ile viyolonsel, Prof. Lucas David ve Devlet Sanatçısı Ruşen Güneş ile oda müziği alanındaki yüksek lisans ve doktora çalışmalarına devam etmekte olup "İzmir Ensemble" oda müziği grubunda da viyolonsel çalmaktadır.