Kolbastı oynadım mıhlamaya bayıldım

Şiir ile hiphop müziği harmanlayan ve geniş hayran kitlesine ulaşan Amerikalı siyahi sanatçı ABD Başkonsolosluğu'nun, Kültür etkinlikleri kapsamında birçok ili gezdi. Öğrencilerle atölye çalışmaları düzenleyen Gina Loring ile Mardin, Diyarbakır, Trabzon gibi birçok ilde gençler bir araya geldi. İstanbul'da Borusan Sanat Evi'nde atölye çalışmasını düzenleyen Loring, Türkiye ziyaretini anlattı.

Türkiye'ye ilk ziyaretiniz. Trabzon, Ankara, Mardin, Diyarbakır gibi birçok ili ziyaret ettiniz. Nasıl geçti?

Evet, ilk ziyaretim. Benim için çok iyi bir tecrübe oldu. İstanbul'u daha yakından tanımak, gezebilmek için dört gözle bekliyorum ama Diyarbakır'ı ve Mardin'i biraz daha iyi gezebilme şansım oldu. Ankara'dayken maalesef hava çok soğuktu, fırtına vardı ve dışarı bile çıkamadık. Ama herkes çok misafirperverdi.

İstanbul'a ilk geleceğinizi duyduğunuzda ne hissettiniz?

Başka bir ülkeye gideceğimi öğrendiğimde hep heyecanlanırım. Çünkü bu geziler benim için ilham verici oluyor. Başka bir ülkenin tarihini, kültürünü görmek güzel oluyor.

Türkiye ile ilgili gelmeden önce bir fikriniz var mıydı?

Hiçbir öngörüm ya da spesifik bir fikrim yoktu aslında. Ne göreceğim hakkında bir fikrim yoktu.

Daha önce terörden korktuğunu söyleyerek Türkiye'deki konserlerini iptal edenler olmuştu. Sizin de böyle bir korkunuz var mıydı?

Hayır yoktu. Aslında zaten böyle bir enerjimde yoktur. Şöyle bir düşüncem var eğer bir şeyin olacağı varsa olur o yüzden buna çok fazla kafa yormuyorum.

Türkiye'de birçok ilde workshop yaptınız. Gençlerin çalışmalara uyumu nasıldı?

Çok iyi uyum sağladılar. Trabzon çok karakteristik bir yerdi. Sonunda benimle dans ettiler. Beraber kolbastı yaptık. Bana kolbastı yapmayı öğrettiler. Çok eğlendik.

Kolbastıyı sevdiniz mi?

Çok sevdim.

Hem şiir hem müzikle ilgilisiniz. Hangisi sizin için daha ağır basıyor?

Aslında ben müzikle şiirin doğal bir biçimde birbirine bağlı olduğunu düşünüyorum. Bu yüzden bir tanesini seçebileceğimi sanmıyorum. Şarkı söylemek ruhumun önemli bir parçası ama bilmiyorum. Hiçbirinden vazgeçebileceğimi sanmıyorum.

Peki ya Türk yemekleri...

Trabzon'da mıhlama yedim. Tereyağ ve peynir vardı içinde, çok kalorili ama çok lezzetli bir şeydi.