TOPLUM korkuyor, insanlarımız endişeli! Neden? Çünkü toplumu susturup yıldırarak yaygın bir korku ortamı yaratmaya çalışılıyor!
Korkunun hüküm sürdüğü bir ülkede hukuk devleti ve demokrasi olduğu söylenemez!
Yaşadığımız olaylar, konuşan değil, susan bir Türkiye istendiğini gösteriyor. Millet değil ümmetten oluşan bir toplum yaratma çabaları ön plana çıkıyor.
Kanunların ve kanun uygulamalarının topluma huzur vermesi gerekir. Oysa yapılanlar tam tersi etki yaratıyor. Toplumun önemli bir kesimi, siyasi iktidarı eleştiren kişilerin gözaltına alındığını ya da tutuklandığını düşünüyor.
* * *
Hukuk ve demokrasinin egemen olduğu toplumlarda korku ve endişe olmaz, huzur ve güven iklimi olur. Korku ve endişe "otoriter ve totaliter" rejimlerin ürünüdür.
İktidara gelen kadrolar zamanla otoriter bir yapıya yönelir, "Ben seçildim, dilediğimi yaparım" düşüncesi hákim olur. Otoriter rejimin bir adım ötesi de totaliter rejimdir.
Bu tür rejim, topluma ve bireylere hemen hiç özgürlük tanımayan, tüm toplumu belli bir ideoloji doğrultusunda yönlendiren, kullanan ve bunun için baskıcı yöntemler devreye sokan yönetim sistemidir.
Totaliter rejimde, düşünce ve ifade özgürlüğü bulunmaz. Yönetim aleyhine fikir öne sürenlerin evleri basılır, sürülür, işkence edilir, hatta öldürülür.
Böyle rejimlerde lider tek güçtür, tanrısaldır, her şeyi bilir, her şeye hakkı vardır, her şeye o karar verir, hukuk odur! "Totalitarizm korku rejimidir."
* * *
Uluslararası Barolar Birliği üyesi olan Prof. Dr. Metin Feyzioğlu, toplumun büyük bir bölümünün korku ve endişe içinde olduğunu, halkın, siyasi iktidarı eleştiren kişilerin gözaltına alınıp teşhir edilerek cezalandırıldığını düşündüğünü belirtiyor ve:
"Durum böyle olabilir veya olmayabilir. Sorun, toplumdaki bu endişedir, bu rahatsızlıktır. Toplum kendi kendine yok yere böyle bir korkuya kapılmadığına göre, ceza muhakemesini yürüten kişilerin durup, biz nerede yanlış yaptık veya yapıyoruz, diye sormaları gerekir.
Bir süre sonra insanlar düşündüklerini söylemekten çekinirler, düşündüklerini yazmaktan korkarlar, sonunda düşünmekten korkar hale gelirler.
Hukuk devletinin temelinde düşünce ve ifade özgürlüğü olduğuna göre, bu özgürlüğün ceza soruşturmasıyla kısıtlandığı inancı yaygınlaşırsa o toplumda artık düşünce özgürlüğünden ve hukuk devletinden gönül rahatlığıyla söz edilemez!
Her insanın yaşadığı toplumun sorunlarını bilme, değerlendirme, tartışma ve görüş ifade etme hakkı vardır. Bunu yapmadığınız takdirde, kendi kendimizi yönettiğimizden, kısaca demokrasi içinde yaşadığımızdan söz edemeyiz. Korku ve endişe, hukuk devletinin ve demokrasinin en büyük düşmanıdır!" diyor.
* * *
Otoriter ve totaliter rejimlerin en büyük özelliği, toplumda korku ve endişe havasının egemen olması, insanlarda iktidarı eleştirmenin ağır bir bedeli olacağı inancının yerleşmesidir.
Basın üzerindeki baskılar, telefon dinlemeleri, iktidara muhalefet eden bilim insanlarının gözaltına alınmaları, tutuklanmaları, evlerinin gece yarısı basılıp aranması, "Türkiye otoriter bir rejime mi kayıyor?" sorusunun daha sık sorulmasına yol açıyor.