Åžiirimizin kalbi Gülten ile kılcal damarları Behçet...

Güncelleme Tarihi:

Şiirimizin kalbi Gülten ile kılcal damarları Behçet...
Oluşturulma Tarihi: Aralık 05, 2019 16:10

Hem çağdaşları hem de ustaları hakkında sevgiyle yazan Haydar Ergülen’in yazdıklarından bir Türkiye şairler sözlüğü yapılabilir... Şair Haydar Ergülen şimdi, Gülten Akın ve Behçet Necatigil üzerine yazdıklarını bir kitapta toplamış. Bu iki büyük şairimizi yan yana, düşüne taşına irdelemiş...

Haberin Devamı

Bazı şairleri yerlerinden sökemezsiniz. Benzerleri yoktur onların. Sâlah Birsel’i mesela, söz gelimi Metin Eloğlu’nu. Cahit Zarifoğlu’nu ayrıca, tıpkı Oktay Rifat ve Yahya Kemal gibi. Bazı şairleri ise hiç yerinden oynatamazsınız. Sanki asırlar, dönemler, onlar o yere geçsin, orada otursun diye gelip geçmiştir. Orda insanın şiirde yazılışı, ‘asıl şiirlerin bazı yaşları beklemesi’ gibi Behçet Necatigil’i nasıl beklemişse, içli insanın yazılışı da ‘kimselerin vakti yokken ince şeyleri anlamaya’ Gülten Akın’ı beklemiştir. Sadece bu kadar değil elbette. ‘Kemik’ ne kadar beklemişse kadim bir kalıt olarak ruha dokunuşu, ‘sobanın iktidarı’ da şiire girmeyi beklemiştir. Gülten Akın, şiirimizin ne kadar kalbi ise Behçet Necatigil de şiirimizin kılcal damarlarıdır.
Bizde, bize borçtur, şairlerimiz için, kaynaklarımız için, düşünmek, haklarında yazmak görevdir. Şairler, şairler tarafından sevildikçe şair olurlar. Hatta, Cemal Süreya’nın dediği gibi; kimin şair olup olmadığına Türkiye’de şairler karar verirler. Haydar Ergülen, hem çağdaşları hem de ustaları hakkında sevgiyle, sıklıkla yazan bir şair. Neredeyse onun yazdıklarından Türkiye şairler sözlüğü yapılabilir. İşte, Gülten Akın ve Behçet Necatigil üzerine yazdıklarını bir kitapta toplamış şair. Bu iki büyük şairimizi, yan yana, düşüne taşına irdelemiş. Onları kendi içlerinde ve Türkçe şiir arasında aramış, yoklamış, sevgisi kadar yorum gücünü esirgememiş.
‘Bacıyan-ı Rum’a dahil etmiş Gülten Akın’ı. Okulun değil, hayat bilgisi dersinin öğretmeni saymış. ‘Pek çok şairi ve onların ismini’, ‘Kestim Kara Saçlarımı’ şiirine sığdırmış. Onun şiiri insanlaştırdığının altını çizmiş. Ve bunu şiiri kadınlaştırmak diye yorumlamış. Gülten Akın’da vicdan, kadınlık, şiir doğal bir haldir Haydar Ergülen’in gözünde. Nice halleri giydirmiş bu içli ve evrensel şairimize.
Necatigil ise ‘büyük tedirgin’dir her şeyden önce. ‘Odası dünyadan büyük’ Necatigil, ev ile sınırlandırılamadığı gibi salt bir ermiş de değildir. ‘Bir şair-i Derya’ olarak, başta anlatma öğesi ağır basan şiirler yazmış olsa da, modern şiirimizin en önemli ve özgün saptamalarından birini yapmıştır; ‘biraz da okuyucu tarafından doldurulan boşluklar.’ Garip ile İkinci Yeni’yi buluşturan Encam şairi, çok çalışkan bir şiir işçisidir. Bavulunda gurbet vardır.
Evi sorunsallaştırır her iki şair de. Büyük evden gelen Gülten ile adeta küçük evlere hep sığan Necatigil arasında şiirsel bir gerilim barınır. Bu Türkiye’nin hacimsel değişimidir de.
Her ikisi de parçalı ve bölünmüştürler. Bilge ve kalender şairlerimiz, Türkçe şiirin ufkunda ışırlar. Gözleri ve kalbiyle birlikte görenler, görmeye devam edenler için Necatigil ve Gülten Akın, sessizce dünyadan geçerken hep keşfe açık şiirleriyle birer kaynak olmayı sürdürmektedirler.
Haydar Ergülen, bunu bilir, bunu bildirir.
  
GÃœLTEN Ä°LE BEHÇETÂ

Şiirimizin kalbi Gülten ile kılcal damarları Behçet...

Haydar Ergülen
Kırmızı Kedi Yayınevi, 2019
184 sayfa, 18 TL.

BAKMADAN GEÇME!