Güncelleme Tarihi:
RESSAM Abdurrazak Kurtuluş ile 1968 yılında kurulan Anıtkabir Derneği arasındaki dava süreci 6 yıl önce başladı. Dernek 2013 yılı duvar takviminde
Derneğe gönderilen ihtarname sonrası konu yargıya taşındı. Kurtuluş, Ankara 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nde 5 bin TL maddi, 50 bin TL de manevi tazminat talebi ile dava açtı. Kurtuluş adına açılan davada, derneğin kullandığı eser için kendisinden izin alınmadığı kaydedildi. Dilekçede, eserin altında bulunan Kurtuluş’un imzasının da çıkarıldığı kaydedildi. Dilekçede, eserin kullanımı ile ilgili mali hakların sadece Genelkurmay Başkanlığı’na hibe edildiği bilgisine de yer verildi.
ÜZERİNDE OYNAMADIK
Davalı Anıtkabir Derneği adına yapılan savunmada ise özetle şöyle denildi: “Davaya konu sanat eseri Anıtkabir Komutanlığı’ndan tedarik edildi. Üzerinde herhangi bir oynama ve eksiltme yapılmadı. Husumet, Anıtkabir Komutanlığı’na yöneltilmeli. Eser izinsiz kullanılmadı. Anıtkabir Komutanlığı’ndan tedarik edilen nüshada isim, imza veya eser sahibinin adı yer almıyordu.” Mahkeme, tarafların talep ve savunmalarını aldıktan sonra Genelkurmay Başkanlığı’na yazı yazdı. Söz konusu yazıda, eserin duvar takviminde kullanımı için derneğe bir izin verilip verilmediği soruldu. Gelen iki ayrı yanıtta, derneğe eserin mali haklarının kullanımı konusunda izin verildiğine dair bir bilgi veya belge yer almadı.
İSİM ESER SAHİBİ İÇİN ÖNEMLİ
Mahkeme, yaptığı yargılama sonrası kararını verdi. Mahkeme, davacı Kurtuluş’un maddi ve manevi haklarının ihlal edildiğine hükmetti. Mahkeme kararında, “Eser sahibi için en önemli husus, eser üzerinde adının belirtilmesi. Bu, eser sahibinin en doğal hakkı. Üstelik eser sahibi için mali haklardan bile önemli. Bu konuda yasa açık” denildi.