Ali Dağlar
Oluşturulma Tarihi: Haziran 08, 2013 00:00
Tarih araştırmacısı yazar Atilla Oral, İstanbul’un düşman işgalinin sona erişinin 90. yılında, Müttefik İşgal Orduları Başkumandanı İngiliz Generali Charles Harington’ın Türkiye anılarını ilk kez yayımladı.
‘Sömürge Valisi’nin Himayesinde Vahdettin’in İhanetleri ve İşgal İstanbul’u 1918-1923; Charles Harington’ adlı kitap, Fenerbahçe’nin işgalci İngilizlerle, işgalin sona ermesine 48 saat kala yaptığı ve 5-1 kazandığı maçtan yeniden inşası gündeme gelen Taksim Kışlası ve camisinin Fransızlara satışına kadar işgal yıllarının pek çok bilinmeyenine belgeleriyle ışık tutuyor.
Ülkemiz beş yıl işgal altında kaldı. Yaşanan olayların karanlıkta kalmış bir tarihi var. İlk defa yayımlanan anı, belge ve fotoğraflara araştırmamda yer verdim. İşgalde yok edilen Türk varlığı, etten kemikten on binlerce vatan evladının vücutlarından ibaret değildi. Atalarımızdan yadigâr kalan kültür mirası ve maddi-manevi emanetler de katledildi. Kitabımızda Fenerbahçe ile ilgili yaklaşık 30 sayfalık bölüm var. FB tarihine geçmeyen ve işgalcilerle kıran kırana yapılmış birçok futbol maçını derledim. Bu maçlar hiç bilinmiyor, ilk kez bu kitapta yayımlanıyor. Özellikle Fenerbahçe’nin işgalcileri eze eze yendiği, beş yıl süren işgalin her senesi için bir gol atarak 5-1 skorla sonuçlanan son karşılaşma hiç bilinmiyor. Bu karşılaşmada büyük bir Kuvayı Milliye ruhu yaşandı.
İNGİLİZLERLE YAPILAN SON FUTBOL MAÇI
İşgal yıllarında Harington’ın bizzat organize ettiği çok sayıda futbol maçı yapıldı. FB bu karşılaşmalara isyankâr bir ruhla çıkıyor, rakibine deli gibi saldırıyordu. Kadıköy’de bir avuç Türk genci koskoca İngiliz işgal ordusuna meydan okuyor, büyük bir imanla yenmeye çalışıyordu. Bu olay Kuvayı Milliye isyanının spora yansımasıdır. 30 Eylül Pazar günü Taksim Stadyumu hınca hınç doluydu. Müttefik İşgal Kuvvetleri Kumandanı General Harington ve İtilaf subayları şeref tribünündeki yerlerindeydi. İşgalcilerin İstanbul’daki son maçıydı. Bu maç Türkler için sıradan bir spor karşılaşması değil, milli duygu ve heyecanın ayyuka çıktığı olağanüstü bir gündü. Nihayet maçın oynanacağı saat geldi.
İŞGALDE GEÇEN HER YIL İÇİN BİR GOL
İleri gazetesinin haberine göre Fenerbahçe futbol takımı, “Şekip, Hasan Kamil, Cafer, İsmet, Fahir, Kadri, Zeki, Alaattin, Sabih, Ömer Bedri beylerden” oluşuyordu. Fenerbahçe ile İngilizler aynı anda sahaya çıktı. Fenerbahçe o gün her Türkün gönlünden geçeni yaptı. Beş yıl süren işgalin her yılına karşılık olmak üzere 1 gol attı. Fenerbahçe oyuncuları İngilizlerin filelerini tam beş kez havalandırdı. Ancak İngiliz futbolcularının bir şeref golü atmasına engel olmadı. İleri gazetesinde, “Fenerbahçe dün en ahenkli, en şevkli, en seri oyunlarından birini oynadı ve bire karşı beş sayı ile galip geldi” deniliyordu.
İNGİLİZLERLE SON ÇARPIŞMA
Fenerbahçe’nin galibiyeti Tevhid-i Efkâr’da şöyle anlatıldı: “Fenerbahçe takımımız İngiliz askerlerinin futbol takımını son defa acı bir hezimete uğratarak memleketlerine mağlup olarak göndermiştir. Fenerbahçe dün Taksim Stadyumu’nda, şehrimizdeki İngiliz askerlerinin son bir gayretle, Türkleri giderayak mağlup etmek için kurdukları karma takımı son bir hezimete uğrattı. Dünkü müsabaka, şehrimizden gitmek mecburiyetinde kalan yabancıların gençlerimiz ile son bir çarpışmasıydı. Birinci devrede taze bir kuvvetle çalışan rakip takımın bir sayısına karşılık iki sayı yapıldı. İkinci devrede gençlerimiz rakibine karşı olan üstünlüğünü büsbütün gösterdiler ve bu devrede üç sayı daha yaptılar.”
TAKSİM CAMİİ, 30 AĞUSTOS ZAFERİNDEN BİR HAFTA ÖNCE SATILDI
Taksim Kışlası’ndan yükselen
ezan sesini kesen İnönü değil, Vahdettin’di. 30 Ağustos 1922 tarihi; kahraman Mehmetçiğin büyük zafer kazandığı tarihtir. Taksim Camii 23 Ağustos 1922 tarihinde satıldı. Satılan cami Taksim Kışlası içindeki Mehmetçiğin camiiydi. Cami satış rezaleti devlet sırrı gibi gizlendi. Fransızlar Mehmetçiğin paha biçilmez camiine 7.000 lira layık gördüler. İsmet İnönü’ye yıllardır iftira ediliyordu. Kuru iftira nihayet bütün çirkin yüzüyle ortada.
PADİŞAH FERMANIYLA 7 BİN LİRAYA SATTILAR TAKSİM CAMİİNİ
Balkan Savaşı’nın umutsuz ve karanlık günleriydi. Maliye Nazırı Mehmet Rıfat Bey çaresizlik içindeydi, askeri doyurabilmek için Taksim Kışlası’nı sattı. Kışlada Mehmetçiğe ait bir cami vardı. Satış sözleşmesine özel şart koyuldu: ‘Taksim Camii korunacak, her zaman açık olacak.’ Cami satışı şöyle halledilmiş: Cami ile ilgili yetkili kişilerce yerinde inceleme yapılmış. Caminin, kışlanın ikinci katında bulunduğu belirlenmiş. Camiye dışarıdan cemaat girmesi olanaksızmış. Caminin dört bir yanı ecnebi ticarethaneleriyle çevrili mekânda gayrimüslim halk ikamet ediyormuş. Sonuçta Taksim Camii Padişahın emriyle hükümet tarafından İstanbul Emlâk Şirket-i Osmaniyesi’ne devredilmiş; 7.000 lira bedelle. Cami yok ediyorlar denmesin diye dini yönden işi kitabına da uydurmuşlar. Bu satışa karşılık şehir dışında, ahalisinin tamamı İslam olan Safra Köy’de bir cami inşasına karar verilmiş. Böylece ‘mahalli ahire nakil edilmiş’ kılıfıyla cami satılmış.