Bu çocukların böyle olmasının bir sebebi var

Güncelleme Tarihi:

Bu çocukların böyle olmasının bir sebebi var
Oluşturulma Tarihi: Şubat 09, 2012 23:35

İlk kişisel sergisi Incognito’yu CDA-Projects’te açtı Ankaralı sanatçı Elif Varol Ergen (35). Aslında Hacettepe Üniversitesi Grafik Bölümü mezunu, Japon çizgi roman sanatının gelişimi üzerine yüksek lisansını yapmış, doktorasında ise çocuk kitaplarında soyut kavramların aktarılmasına odaklanmıştı.

Yıllardır pek çok çocuk kitabı için yaptığı illüstrasyonlarla tanınıyordu. Şimdiyse tam ters istikamette çıkıyor karşımıza. İşlerindeki kırmızı-siyahın en kuvvetli tonları, groteks karakterleri, silahlar ya da korkutucu gözlerle anlatmaya, dikkat çekmeye çalıştığı konu ‘çocuk istismarı’. Bir kız çocuğunun annesini vurduğu haberini okuduktan sonra aklını iyice kurcalamaya başlayan konuyu tuvaline yansıttı.

Eğitim yıllarınızda ne tür işler üretiyordunuz? Şimdi sergide gördüklerimizi çağrıştırıyor muydu?
- Üniversitede çok deneysel işler ürettim, her türlü baskı ve boyama tekniğini denedim. Yüksek lisansta çizdiğim çocuk kitaplarında da bunların yansımaları görülür. Akrilik, yağlıboya, kurukalem ve ekolin resimlemelerim var. Doktoranın ilk yıllarında daha çok dijital tekniklerle çalıştım. Bu sıralar oldukça fazla çocuk kitabı resimledim ama genellikle masalsı tipler ve zengin bir paletle. Belçikada’ki eğitimimden sonra renk tercihlerime ve konuya sınırlamalar getirdim. Bu tutum işlerin devamlılığını ve birbirleriyle olan ilişkisini güçlendirdi. Tezimde kavramların algılatılmasıyla ilgili çalıştığım için belirli bir yalınlık düzeyi gerekliydi. Böylece biçimler ve renkler yavaş yavaş rafine olmaya başladı. Şu anki işlerimin alt yapısı bu süreçte belirginleşti.

ANNESİNİ VURAN KIZ ÇOCUĞU DURUMU TETİKLEDİ

Bu ilk serginizde sanatınızı izleyiciyle nasıl, hangi üslupla tanıştırıyorsunuz?
- İllüstrasyon alanında çalıştığım için sergide figüratif ve anlatımcı üsluptan vazgeçmedim. Teknik olarak açarsak tuval üzerine akrilik, serigrafi baskı, karakalem-mürekkep ve dijital resimlemelerim mevcut.

Ne zamandır bu işler üzerine uğraşıyorsunuz? Neydi hazırlarken aklınıza takılan sorular ya da sorunlar?
- 2007’den beri. İçerik ise 2009’da annesini vuran bir kız çocuğunun haberiyle şekillendi. Bu kadar kutsal bir figür kendi yarattığı çocuk tarafından nasıl yok edilir, bunun arkasında nasıl bir şiddet ya da istismar öyküsü vardır? Sonrasında katile dönüşmüş bir çocuğun hayatı nasıl ilerler, travmaları ne olur? Bu konuda akıl yürütmeye ve üretmeye çalıştım. Kız ve silah imgeleri işlerime bu haberle yerleşti. Ebeveyn çocuk çatışması, aile içi şiddet, ensest, her türlü çocuk istismarı haberi ilgimi çekmeye başladı. Bu ürkütücü haberlerin çok küçük bir kısmını duyduğumuzu da avukat yakınlarımdan öğrendim bu dönemde. Asıl oluşturmaya çalıştığım imaj ise bu tip işkencelere maruz bırakılmış ve bu yüzden küçük canavarlara, tuhaf karakterlere bürünmüş travmatik çocuklar. Bu çocukların geçmişleri ve gelecekleri gizli, isimleri hep kapalı ve hafızalarında derin izler var.

Bu konuyla ilgili yakın çevrenizde sıkıntı yaşayan mı oldu? Ya da belki kendiniz sorunlar yaşadınız mı? Bunlar o sıkıntıların dışavurumu mu?
- Şükürler olsun ki böyle bir hikâyem olmadı. Yakın çevremden de duymadım, zaten olsaydı sanırım bu konuyu ele alamazdım. O ana dönüp bunu kurcalamak nasıl bir işkence olurdu... İşlerimdeki ürkütücü dışavurum bazen insanlara bunu düşündürtebiliyor. Halbuki etrafa biraz dikkatle bakarsak nasıl bir dünyada yaşadığımızı ve çocukların ne tür haksızlıklara maruz kaldığını gözlemlersek bu soruların cevabı ortaya çıkıyor. Kısaca üzerinde durduğum konular oldukça acıtıcı durumlar. Bunları hafif yollarla anlatmak pek mümkün değil.

Konuyu resimlerinize taşımadan önce araştırmalar yaptınız mı?
- Doktora tezim çocukların zihinsel ve fiziksel gelişimi, algı güçleri, düşünce ve hayal dünyalarıyla ilgili geniş araştırmalar içeriyordu. İçerikteki teorik incelemeler bu noktada başladı.

İşlerinize bakıldığında hem fantastik hem de vahşi karakterler barındırdıkları görülüyor...
- Bu grotesk karakterler, travma geçiren, sözleri kesilmiş, bozulmaya uğramış çocuklar. Özellikle kesik parmaklar ve kesik eller metaforuyla bunu tanımlamaya çalışıyorum.

Gözler de işlerinizde ayrı bir yere sahip. Bunlar tüm bu çirkin olaylara dışardan bakan kişiler mi?
- Evet, sadece istismar eden değil bu durumu bilen, izleyen ve izin veren ebeveynler de var. İşlerimdeki umarsız ve kendinden geçmiş gözler işte bu insanların gözleri.

Silah ve çocuğun bir arada resmedilmesi yanlış okumalara neden olabilir diye düşündünüz mü hiç?
- İşlerle ilgili doğru yönlendirmeler için internet siteme ve kataloğa açıklamalar koydum. Öte yandan silah gibi ciddi yaralanmalara ve ölümlere neden olabilecek bir makinenin tek göstergesi şiddettir, çocuğun masumiyetini bozan bir imgedir, tıpkı akan katranlar, kesikler ve intihar sahneleri gibi.

Renkleriniz, daha doğrusu kırmızının tonu muhteşem. Olayları en iyi bu renk mi anlatırdı?
- Kullandığım kırmızının tonu ve siyah kontrastı işlerin ve içeriğin gücünü artırıyor bana göre. Bu noktaya gelene kadar binlerce renk denedim ve doğruyu bulduğuma inanıyorum.

İlk serginizde isyan edilen bir konuya değiniyorsunuz. Bu açıdan, sözünü esirgemeyen, muhalif bir sanatçı olduğunuzu söyleyebilir miyiz?
- Birilerine muhalefet yapmaktansa kırılgan çocuk ruhları beni daha çok ilgilendiriyor. Tek derdim insanlara bu karakterlerin agresyonunu aktarıp izleyiciyi çarpıcı imajlarla yükleyerek düşünmeye zorlamak, empati kurdurmak.

TANINMAZ KARAKTERLERE GÖNDERME

“Kimliğini gizleyen kimse veya takma ad” anlamına geliyor, sergiye adını veren Latince kelime Incognito. Şiddet ve istismara uğramış kimselerin adlarının medyada kapalı (kısaltma) olarak bahsedilmesine ve sergideki karakterlerin tanınmazlığına gönderme yapıyor.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!