48 saatte İstanbul
İstanbul Roma, Bizans ve Osmanlı’ya başkentlik yapmış, 8 bin yıllık bir şehir. Gelin bu eski şehrin küçük ve bilmediğimiz, ayan beyan ama göremediğimiz kadim sırlarının izini sürelim.
18.00
“Ben İstanbul’daydım” diyebilmenin en önemli, belki de ilk koşulu bir zamanlar ‘Pera’nın Büyük Caddesi’ veya ‘Cadde-i Kebir’ olarak bilinen İstiklal Caddesi’nde yürümektir. Buranın havasını koklamamış, üstünüze gelen kalabalığı yararak ilerlememişseniz, İstanbul’u görmemişsiniz demektir...
19.00
“Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul” diyen Yahya Kemal Beyatlı misali çatı kafe veya restoranlarından birinde şehri seyredin. Litera, Mikla, Konak, Lebiderya akla gelen ilk isimlerden.
20.00
Galata Kulesi 1349’da Cenevizliler tarafından yapılmış ve ‘İsa Kulesi’ olarak adlandırılmış. 1638’de Hezârfen Ahmed Çelebi kendi yaptığı kanatları takıp Galata Kulesi’nden Üsküdar’daki Doğancılar Meydanı’na kadar uçmayı, kısaca ilk kıtalar arası uçuşu başarmış.
21.00
Yemek için o kadar çok yer var ki. Güney, Kiva Han, Yeni Lokanta, Meze by Lemon Tree, Roka Pera, Yakup ve Boncuk alternatiflerden sadece bazıları. Yeni açılan Mua’da dondurma yemeyi ihmal etmeyin.
09.00
Güne Dan Brown’ın son kitabı ‘Cehennem’in sırrını çözerek başlayın. Ayasofya, Bizans devri mozaiklerine ve devasa kubbesine hayran kalacağınız bir eser. Ayasofya’nın galerisinde göreceğiniz mezar taşı 1204’teki IV. Haçlı Seferi sırasında İstanbul’a yapılan dehşet verici saldırılardan sorumlu olan Venedik Dükası Enrico Dandolo’ya ait. Kitapta kahraman önce mezar taşını bulup Yerebatan Sarayı’ndaki virüse ulaşıyor.
‘Rusya’dan Sevgilerle’ isimli James Bond filminde Yerebatan Sarnıcı, Rusya Konsolosluğu’nun altındaki dehliz olarak kullanılıyordu.
10.00
Sean Connery’nin izlerini takip edin ve 532’den kalma Yerebatan Sarnıcı’na girin. ‘Rusya’dan Sevgilerle’ isimli James Bond filminde sarnıç, Rusya Konsolosluğu’nun altındaki dehliz olarak kullanılıyordu. 336 sütundan oluşan bu muazzam yapının en sonundaki iki Medusa heykeli ise hâlâ sırrını koruyor.
10.30
Şimdi de dünyanın başlangıç noktasına gidelim. Milion Taşı tam Yerebatan Sarnıcı’nın yanında bulunuyor. Tüm antik Roma yollarının başlangıç noktası sayılan bu mermer taşın işlevi, o dönemin şehirlerinin İstanbul’a olan uzaklığını ölçmek için sıfır noktasını göstermekmiş.
10.45
Tarihe imza atın ve Venedik’in San Marco Meydanı’ndaki dört atın izlerini Hipodrom’da takip edin. Bizans döneminin açık hava stadyumu bugün Sultanahmet Camii’ne komşuluk yapıyor. 1204’teki IV. Haçlı Seferi sırasında Kudüs’e gitmek için kutsal amaçla yola çıkanlar dünyanın en güzel şehrine gelince dindarlığı, dürüstlüğü bir kenara bırakmışlar. Çalınan ve Venedik’e götürülen ganimetler arasında, daha sonra yapılan eserlere örnek teşkil eden ve Hipodrom’un giriş kapısının üstünde bulunan quadriga (dört atlı araba) da var.
Çeşmenin yerinde eskiden Vakvak Ağacı olarak geçen ve 1826’da isyancı Yeniçerilerin asıldığı bir ağaç varmış.
11.00
Hipodrom’da Sultan I. Ahmed türbesinin tam karşısında bir çeşme var. Osmanlı-Alman dostluğunun bir göstergesi olarak 1898’de inşa edilmiş. Kayzer’in çeşmeyi vermesinin asıl sebebiyse Arkeoloji Müzesi’nde gördüğü İskender Lahdi’ni almakmış. Lahti bugünkü Lübnan’da yaptığı bir kazı sonucu İstanbul’a getiren Osman Hamdi Bey sultana “Ancak ölümü çiğneyerek verebilirsiniz” demiş. Kayzer’in eline çeşme yerine bir Hereke halısı tutuşturmuşlar. Çeşmenin yerinde eskiden Vakvak Ağacı (meyveleri insan kafatası şeklinde olan cehennemdeki bir ağaca verilen isim) olarak geçen ve 1826’da isyancı Yeniçerilerin asıldığı bir ağaç varmış.
11.15
Şehrin en eski eseri Dikilitaş (Theodosius Sütunu) ile tanışın. Hipodrom’un ortasındaki granit Dikilitaş, MÖ 1450’de Firavun III. Thutmosis’in anısına yapılmış ve Mısır’ın antikçağ kenti Teb’in karşısına dikilmiş. 390’da İmparator Theodosius’un emriyle İstanbul’a getirtilmiş.
11.45
Hipodrom’dan aşağı Nakilbent Sokak’tan inin. 33 numaradaki Nakkaş isimli halı mağazasına girin. Altında sergi ve konser alanı olarak kullanılan 6. yüzyıldan kalma muazzam bir Bizans sarnıcı var. Sarnıç, History Channel’ın şehrin yeraltındaki sırlarını anlatan ‘Underground İstanbul’ isimli belgeselinde de kullanılmıştı.
12.00
Klasik deyişle İstanbul’un gizli hazinelerinden biri Küçük Ayasofya. 1497’te kiliseye bir minare ve bir de medrese eklenmiş ve camiye dönüştürülmüş. Caminin içini dolaşan kemerde Grekçe yazılar, hat kuşaklarındaysa çeşitli ayetler yazılı. Bu kilise/cami dünyaya hükmetmiş iki imparatorluğa ait süsleme sanatıyla birlikte iki devletin lisanını da yan yana sunuyor ziyaretçilerine.
12.30
Öğle yemeği için Tarihi Sultanahmet Köftecisi Selim Usta, Yeşil Ev, eski hapishane olan Four Seasons Hotel’in içinde bulunan Seasons, Karakol, Medusa, Osmanlı mutfağı üzerine ihtisaslaşmış Matbah ve Kilari Restaurant alternatiflerden bazıları.
14.00
Tarihi Yarımada’daki en eski yerleşimlerden olan Fatih Camii, yedi tepeli İstanbul’un dördüncü tepesinin üstünden seyreder Boğaz ve Haliç’i. Napolyon’un eşi Josephine’in kuzeni olan Aimee’nin türbesi de bu caminin külliyesinde yer alır. Osmanlı haremiyle ilgili anlatılan en fantastik hikâyelerden biri Nakşidil Sultan’a ait. 18. yüzyılın sonlarında, 11 yaşındaki Aimee du Buc de Rivery, Fransa’daki okulundan Karayipler’e giderken kaybolmuş. Korsanlar tarafından kaçırılıp hareme satıldığı rivayet olunmuş. Hakkında en az 174 roman yazılmış ve filmler yapılmış. Nakşidil Sultan, oğlunu bir fırında saklayarak Yeniçerilerden kurtarmasıyla tanınıyor.
15.30
İstanbul’da fetihten sonra camiye çevrilmeyen ve sürekli Rum cemaatinin elinde bulunan bir tek kilise var o da Panayia Muhliotissa. Moğolların Meryemi Kilisesi olarak da bilinen eser adını İmparator VIII. Mikhail Palaologos’un gayri meşru kızı Prenses Maria Palaologina’ya ait bir hikâyeden almış. Maria 1265’te Moğolların büyük hükümdarı Hülagü ile evlendirilmek üzere Moğolistan’a gönderilmiş. Ancak Moğolistan’a varmadan Hülagü ölmüş. İki ülke de çözümü Maria’yı Hülagü’nün oğlu Abagu ile evlendirmekte bulmuş! Fatih Camii’ni yapan Mimar Atik Sinan Rum asıllıymış, sultandan bu binanın kilise olarak kalmasını istemiş. Fatih, bir fermanla bu kiliseye dokunulmamasını emretmiş.
16.30
Büyük aşka şahitlik edin. Edirnekapı’daki Mihrimah Sultan Camii, Kanuni Sultan Süleyman ile Hürrem Sultan’ın kızı Mihrimah Sultan için Mimar Sinan tarafından yapılmış. Şehrin altıncı tepesinin üzerinde, İstanbul siluetinde yer etmiş bir başyapıt olan caminin konumunun bir diğer özelliği de kendisiyle aynı adı taşıyan Üsküdar’daki camiyle karşılıklı yerleştirilmiş olması. Her yıl geceyle gündüzün eşit olduğu 21 Mart günü Edirnekapı’daki caminin minaresi üzerinden güneş, Üsküdar’daki minarenin ardından doğan ay ile karşılaşıyor. Mimar Sinan’ın ismi güneş ve ay anlamına gelen Mihrimah Sultan’a olan aşkını bu şekilde ifade ettiğini söyleyenler var.
17.30
Kariye Müzesi ilk Chora Kilisesi olarak inşa edilmiş, adındaki ‘chora’ eski Yunancada ‘kırsal alan’ anlamına geliyor. Duvarlarını süsleyen mozaik ve freskler kendisinden kat kat büyük olan Ayasofya’dakilerden çok daha fazla ve çok daha görkemli.
18.30
Hiç Kanuni Sultan Süleyman’ın oğlunun sünnet düğününde ne tür yemeklerim ikram edildiğini düşündünüz mü? Şehirdeki en iyi Osmanlı mutfağına sahip olan Asitane Restaurant’ın (0212635 79 97) mönüsü size konuyla ilgili bir fikir verecek.
21.00
Karaköy’deki Zelda Zonk’un üst terasından gece aydınlatılmış müthiş eserlerle dolu Tarihi Yarımada’yı seyrederken içkinizi yudumlayın, fondaki müzik de keyfinizi artırsın.
23.00
Geceyi noktalamak için ise Novo, Good Mood, Progapanda, Nu Teras veya Gaspar tercih edilebilir.
İki kıta üzerine yayılmış bu dünya gözdesini keşfetmenin en güzel yolu sokaklarında kaybolmak. İstanbul Kart ile Müze Kart sahibi olmak ise hayatınızı kolaylaştıracak.
09.00
Eğer aklınızda kaymaklı ve ballı, yanında da menemenli bir kahvaltı varsa şehrin en salaş ama en otantik yerlerinden biri olan Kaymakçı Pando (0212258 26 16) Beşiktaş Çarşı’da bulunuyor.
10.00
İstanbul’un en sıradışı türbesi olan Şeyh Zafir Türbesi’ne gidin. Conrad Hotel’in önündeki türbe, restorasyonu yakın zamanlarda bitirilen bir külliyenin parçası. Şeyh Zafir, Sultan II. Abdülhamid’in ruhani danışmanıymış. Yapıdaki geometrik desenlerle bitki motifleri öyle güzel kaynaşmışlar ki hayran olmamak elde değil.
11.30
Don Kişot’un dünyaca ünlü yazarı Cervantes, Tophane’deki Kılıç Ali Paşa Camii’nin yapımında çalışmış. Cervantes’in 1571’deki İnebahtı Savaşı’nda yaralandığı ve Osmanlılar tarafından esir alındığı, camideki bazı kalem işlerinin de ona ait olduğu söyleniyor.
12.30
Rus çatı kiliselerinde Bolşevik Devrimi sonrasında İstanbul’a kaçan Beyaz Rusların izlerini sürün. Çatıda yer alan dört kilise Rus hacıların Yunanistan’daki Aynaroz Dağı’na veya Kudüs’e giderken mola verdikleri dinlenme evlerinin üstüne şapel olarak yapılmış. İlk olarak 1870’te Aya Andrea yapılmış. Yeri İstikamet Karaköy’ün tam karşısındaki bina.
13.00
Öğle yemeği için Karaköy’deki favori mekânlarım Naif, Colonie, İstikamet Karaköy, Ferahfeza, Gümrük ve Karaköy Lokantası.
15.00
Karaköy’ün sıradan gri yapılarının arasından iç sokaklara doğru süzüldüğünüzde, görkemli Arap Camii ile karşılaşırsınız. 4. Haçlı Seferi ile İstanbul’a gelenler bir Bizans kilisesi kalıntılarının üzerine inşa ettikleri yeni kiliseye San Paolo adını vermişler. İstanbul’un fethinden sonra camiye çevrilen yapıdaki Hıristiyan mezartaşları bugün İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde bulunuyor.
16.30
İstanbul’un sembollerinden Galata Köprüsü’nden yürüyün. İster balıkçıları seyredin ister Mimar Sinan’ın kalfalık dönemi eseri olarak nitelediği Süleymaniye’ye şapka çıkartın.
18.00
Rüstem Paşa Camii’nin sadece dış görüntüsü damgasını vurmamış şehre, pek çok kişi için İznik çinileri mimarisinden daha önemli. İznik çini sanatının doruklarda olduğu döneme ait örnekler tek tek, motif motif incelenmeyi hak ediyor. Mimar Sinan’ın bu muhteşem eserinden sonra Mısır Çarşısı’nda alışveriş yaparak
günü sonlandırabilirsiniz.