Güncelleme Tarihi:
Kanal D’nin yeni dizisi “Ulan İstanbul”da komşusuna aşık komiser Ceyhun’u canlandıran Bademci’yle rolünü ve hayallerini konuştuk.
Yeni diziniz hayırlı olsun, “Ulan İstanbul” ekibine nasıl dahil oldunuz?
- Teşekkür ederim. Önce senaryoyu okudum. Senaryo bana geldiğinde dizide rol alacak diğer oyuncular belirlenmişti. Bir baktım, kadroda çok sevdiğim, beğendiğim arkadaşlarım var. Senaryoyu okuduğumda da çok zekice yazılmış bir komedi olduğunu gördüm. Yönetmen koltuğunda da Murat Onbul’un oturduğunu görünce “Tamam” dedim, “Harika bir iş olacak”. Zaten bir işe başlamadan önce dikkat ettiğim üç unsur; yönetmen, oyuncular ve senaryodur. Çünkü bunlar denklemin en önemli ayaklarını oluşturuyor.
Dizide komiser rolüyle karşımıza çıkıyorsunuz ve bir aşk üçgeninin içindesiniz. Eğlenceli bir rol olsa gerek.
- Evet dizide Ferdi, Derya ve benim oynadığım Ceyhun karakteri arasında bir aşk üçgeni var. Daha önce oynadığım dizide de bir aşk üçgeninin ana kahramanlarından biriydim. Bu yüzden senaryo elime ilk geldiğinde, “Galiba bu sefer yapamayacağım” dedim ama komiser Ceyhun’un annesiyle arasındaki ilişki beni çok etkiledi. Hele Zeynep Kankonde’in annem rolünde olduğunu öğrenince daha da mutlu oldum. Zeynep’i “Kayıp” dizinde izlemiştim, orada da bir anneyi canlandırıyordu. Onun oynadığı anne rolleri beni çok etkiliyor nedense.
ANNEMİ OYNUYOR AMA BENDEN 1 YAŞ BÜYÜK
Annenizi oynayacak ama Zeynep Kankonde ile hemen hemen aynı yaştasınız sanırım...
- Evet, benden 1 yaş büyük. Buna rağmen bir rolün içine nasıl girebildiğini, ne kadar inandırıcı oynadığını siz düşünün. Dizide yansıtılan anne-oğul ilişkisi de çok enteresan...
Neden?
- Şehriban, oğluna çok düşkün, onu büyütmek için seferber olmuş, yeri geldiğinde babalık yapabilen dominant bir anne. Ceyhun da hem polis, hem aşık hem de annesiyle sürekli boğuşan bir adam. Emrinde çalışan bir sürü polis olsa da, onun tepesinde de annesi var. Çok ipucu vermek istemiyorum ama seyirciyi inanılmaz komik sahnelerin beklediğini söyleyebilirim.
Dizide bir çetenin “İstanbul”a karşı hayatta kalma mücadelesi anlatılıyor. İzmirli bir oyuncu olarak siz de bu mücadelelerden geçtiniz mi?
- 2002 yılından beri İstanbul’dayım. Üniversiteyi kazandığımda gelmiştim. Serbest piyasanın hakim olduğu İstanbul’da hangi mesleği yaparsanız yapın zorlanacağınız kesin. İzmir çok rahat bir şehirdir, zaten “emekliler şehri” diye anılır. Dolayısıyla İstanbul’a ilk gediğimde “Ulan İstanbul” demedim ama “Hadi bakalım başlıyoruz” dedim.
HİPERAKTİVİTE TEDAVİSİ GÖRDÜM
Sekiz senedir oyunculuk yapıyorsunuz, çok da güzel işlerde rol aldınız. Bunların hepsi tesadüf müydü sizce?
- Bu anlamda çok şanslı olduğuna inanıyorum. İçinde yer aldığım bazı projeler maalesef erken bitmek durumunda kaldı ama onlar da çok iyi işlerdi...
Bugüne kadar hep dram dizilerinde oynadınız ve şımarık, sorunlu karakterleri canlandırdınız...
- Aslında oynadığım karakterlerden çok daha farklı ve zıt bir yapım vardır. Mesela hiperaktifimdir, sette gırgır şamata yapmayı çok severim.
Çocukluğunuzda annenize epey sıkıntı yaşatmışsınızdır o halde!
- Çok fenaydım gerçekten. (Gülüyor) Hatta hiperaktivite tedavisi görüyordum ama sonunda doktor tedaviyi bıraktı!
TİYATRO YAPARKEN TEMİZLENMİŞ HİSSEDİYORUM
Geçtiğimiz sezon “Big Shoot” adlı tiyatro oyunundaydınız. Önümüzdeki sezon da tiyatroya devam edecek misiniz?
- Evet, Çağlar Çorumlu’yla birlikte sahnelediğimiz “Big Shoot” önümüzdeki sezon da devam edecek. Onun dışında “Siyah, Beyaz ve Renkli” adlı bir tiyatro grubumuz var, bu grupla “Tesir” adlı bir oyun sahneye koyacağız. Tiyatronun yeri bende apayrıdır...
Dizi ve tiyatro yoğunluğunu nasıl ayarlıyorsunuz?
- Açıkçası bu konuda da şanslı olduğumu söyleyebilirim. Çekimler ve provalar arasında herhangi bir çakışma yaşamıyorum. Tiyatro provalarımı genelde yaz sürecinde gerçekleştiriyorum. Yaz aylarında da diziler tatilde olduğu için rahat bir şekilde çalışabiliyorum. Ancak bu yazı çalışarak geçireceğim için nasıl bir süreçten geçeceğimi ben de çok merak ediyorum. Ama tiyatrosuz yapamam, tiyatro yaparken kendimi temizlenmiş hissediyorum, daha çok mutlu oluyorum.
FARKLI KÜLTÜRLERLE DOYMAK İSTİYORUM
Çok farklı bir ses tonunuz var, seslendirme yapıyor musunuz?
- Yapmıyorum, henüz böyle bir girişimim olmadı ama yapmak isterim açıkçası.
İlerisi için ne gibi hedefleriniz var?
- Hedef demeyelim de hayal diyelim. Birkaç ay her şeyden uzaklaşıp yabancı ülkeleri görmeye gitmek istiyorum, farklı kültürleri tanımak ve bunlarla doymak istiyorum.