OluÅŸturulma Tarihi: Nisan 24, 2000 00:00
NİSANDIR Nisandır, gözlerinizi kapatırsınız. Ilık bir rüzgar, mis kokulu. Mor salkımlar yakalar köşe başlarında. Fulya kokuları, nergisler peşinizi bırakmaz. Mavi mine çiçekleri işlemek istersiniz her yere. Aşk mevsimi gelmiştir. Sabahları daha erken kalkılır. Bu, kahvaltı yapabilmek demektir. Ne demiştir Cemal Süreya , "
Yemek yemek üstüne ne düşünürsünüz bilmem, ama kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı"... Üşenmeyip gidip, simit alınır, meyve suyu sıkılır, yumurta haÅŸlanır.Bazen küçük yürüyüşlere bile zaman kalır. Åžu köşede bir fırın açılmıştır, az ilerde bir çiçekçi. Mahalleye beyaz bir köpek gelmiÅŸtir. Eski dost, diÅŸi kedi Sultan, aÄŸaç tepelerinde çapkınlığa baÅŸlamıştır. Dönüşte asansörü kullanmaz, merdivenleri ikiÅŸer üçer çıkarsınız.Tüm vitrinleri eflatunlar, pembeler, maviler kaplamıştır. UcuzluÄŸu bekleyecek haliniz yoktur. İçinizdeki renk dışavursun istersiniz. Kazıklandığınızı bile bile birkaç parça ÅŸey almadan çıkmazsınız maÄŸazadan. Kutular açılır, yazlık takılar bulunur. Hava daha çok ısınmamıştır. Zemheri zürafası gibi olsanız da fark etmez. Bir kere içiniz ısınmıştır."Ben her bahar aşık olurum" ÅŸarkısı aslında herkes için yapılmıştır. Evli bekar, genç yaÅŸlı hiç fark etmez. Etrafta aşık olunacak birileri hep vardır. YavaÅŸ yavaÅŸ flört etmeye baÅŸlarsınız. Çift anlamlı sözcükler, küçük kahkahalar, çapkın bakışlar. "Bir ÅŸey var aramızda" ÅŸiiri dilden dile dolaşır. Sokakta yürürken, çalışırken, ya da alakasız yerlerde kendi kendinizi gülümserken yakalarsınız. Fark edip soranlara "Beni bu havalar mahvetti.", ya da "Yok bir ÅŸey, aklıma bir ÅŸey geldi de..." yollu yanıtlar verirsiniz. Aslında bir ÅŸey vardır, tam yüreÄŸinizin ortasında kanat çırpmaktadır. Bir heyecan dalgası yalayıp geçer ara sıra. Hep böyle olsam dersiniz. Bu iÅŸle doÄŸrudan ilgisi olmayanları da etkileyen bir olumluluk sinmiÅŸtir üstünüze. BaÅŸka zaman olsa, bar bar bağıracağınız durumlarda olgunca gülümsersiniz. "Bırak ben yapayım" dersiniz, "Önemli deÄŸil" dersiniz. Bir sevecenlik akar gider üzerinizden tüm canlılara. Durmadan bir ÅŸeyleri unutursunuz. Anahtarı kapının üzerinde, çantanızı iÅŸ yerinde. Yolunuzu kaybedersiniz. "Aman sarsağın biriyim zaten" diye geçiÅŸtirirsiniz. Kışın böyle ÅŸeyler olmamıştı. Neyse ki enerji dolusunuzdur. Oraya koÅŸturur, buraya koÅŸturur, yüklersiniz akılsız başınızın cezasını ayaklarınıza. Åžiirler karalarsınız oraya buraya. Ne çok Nisan ÅŸiiri yazılmış ÅŸaÅŸarsınız. Åžarkılar mırıldanırsınız. Islık çalarsınız biteviye. Her sevgilinin bir ÅŸarkısı vardır. Åžarkılardan fal tutarsınız. Filmlerin en vurucu bölümleri gözlerinizin önüne gelmeye baÅŸlar. "Singing in the Rain"de Gene Kelly ile danseder, "The Way We Were"de Barbra Streisand'ın ayakkabısını baÄŸlarsınız. "Love Story"de "AÅŸk hiçbir zaman piÅŸmanlık duymamaktır" sözleriyle baÄŸlarsınız iÅŸin sonunu. Nisan yaÄŸmurları vardır sonra. YaÄŸmurda ıslanmak için ÅŸemsiye almazsınız. Nisan yaÄŸmurları kısa sürer bilirsiniz, hayatınız gibi. Bir damlasını bile ziyan etmemek için çabalarsınız. Hele leylaklar da görünmeye baÅŸladı mı saÄŸda solda kaçış yoktur. Dayanamaz, tüm çiçeklerinizi açarsınız.Nilgün GÃœNAYDIN - 24 Nisan 2000, Pazartesi Â
button