Güncelleme Tarihi:
Dünyanın en ünlü bilim adamlarından Stephen Hawking'in hayatına odaklanan "The Theory of Everything", 1960'lı yıllardan başlayarak Hawking'in aşk ve öğretim hayatını anlatıyor. Kasımda ABD'de vizyona girecek yapıtın Oscar adaylığına kesin gözüyle bakılıyor. İşte çok konuşulan o fragman...
21 YAŞINDA HASTALIĞINI ÖĞRENDİ
Stephen Hawking 1960'ların başında 21 yaşındayken tedavisi olmayan Amyotrofik lateral skleroz (ALS) hastalığına yakalandı. Motor nöronların zamanla yüzde 80'ini öldürerek sinir sistemini felç eden; ancak beynin zihinsel faaliyetlerine dokunmayan bu hastalık, Hawking'i tekerlekli sandalyede yaşamaya mahkûm etti. 1985 yılında sesini de yitirdi. Koltuğuna yerleştirilmiş, yazıları sese dönüştürebilen bilgisayarı sayesinde iletişim kurabiliyor. Konuşmak istediğinde, elindeki elekronik aleti sıkarak, sandalyesine bağlı özel bilgisayarının ekranına, dakikada ortalama 10 kelimeyi sıralayabiliyor. Özel bilgisayarının hafızasında yaklaşık 2 bin 600 kelime bulunuyor. Herhangi bir kelimeyi söylemek istediğinde ekrana yazabiliyor. Sağlıklı insanların konuşmalarında kullandığı kelime sayısı da 2 bin 500 civarında. Dolayısıyla Hawking, duygularını ifade etmede kelime sıkıntısı çekmiyor.
EINSTEIN'DAN SONRA EN BAŞARILI FİZİKÇİ
Hawking kuantum fiziği ve kara deliklerle ilgili iddialarıyla, bugün yaşayan bilim insanları arasında dünyada en çok tanınan isim. Kitapları, 40 dile çevrildi; evrenle ilgili çılgın teorik bilgilerini popüler hale getirmek için gereken maddi bağımsızlığı sağlayacak ve Cambridge Üniversitesi'ndeki uygulamalı matematik ve teorik fizik laboratuvarını geliştirecek kadar da sattı. Hawking, hastalığıyla gizemli bir kişilik. Son kitabı “Ceviz Kabuğundaki Evren”de, dünyanın büyük bir felaketle karşı karşıya kalabileceğini belirterek uzayda insan kolonileri kurulmasını gündeme getirmişti. Bir fenomen haline gelen ve milyonlarca satan “Zamanın Kısa Tarihi: Büyük Patlamadan Karadeliklere” kitabı, Hawking'e asıl şöhreti getirdi. İlk kitabının yayımlanmasından bu yana gerçekleşen önemli buluşların ardındaki sırrı açığa çıkaran “Ceviz Kabuğundaki Evren”, “Zamanın Kısa Tarihi”nin bir devamı sayılabilir. Yeni kitabıyla yazar, evrenin temel ilkelerine dair anlaşılır yorumlarda bulunuyor. Hawking, Einstein’dan bu yana dünyaya gelen en parlak teorik fizikçi olarak kabul ediliyor.