Güncelleme Tarihi:
YAPRAK DEDE TOPRAK DEDE’Yİ ANLATIYOR
Vehbi Koç da kurucular arasındaydı
Nihat Gökyiğit, Türkiye’nin dört bir yanında büyük yatırımları bulunan TEKFEN’in kurucularından olduğu gibi TEMA Vakfı’nın da kurucu onursal başkanı...
700 bin gönüllü olacağını bekliyor muydunuz?
- Hedeflerimiz hep çok büyüktü. TEMA Vakfı’nı kurarken 10 milyar meşe hedefi koyduk. Hayrettin Bey “Çok olmadı mı?” dedi. “2023’e kadar...” diye yumuşattık. Her çukura üç tohum atıyorduk. Gönüllü sayısında aslında hedefimiz 1 milyon. 700 bin gönüllü önemli ama her ilçede bir temsilci bizim için daha önemli. Zamanla 1 milyona da ulaşacak.
◊ Kuruluş hikâyesi de ilginç...
- Vehbi Bey (Koç) bir toplantıdan sonra bana “Ayrıca konuşabilir miyiz?” diye sordu. “Hayatımda iki şey daha yapmak istiyorum. Biri ağaçlandırma, diğeri de nüfus planlaması. Bana yardımcı olur musunuz?” dedi. Hayrettin’le apartman komşusuyduk. Hep çevre ve doğayla ilgili konuşurduk. Hayrettin Bey’le birlikte evine gittik. “Bana bir rapor yazın” dedi. Not defterini çıkardı; raporu hangi gün vereceğimizi sordu. Hayrettin, “Profesörlerle konuşacağız, belki seyahattelerdir, gün veremeyiz” dedi. “Ben takvimi olmayan hiçbir iş konuşmam” diye karşılık verdi. Hayrettin’i ceketinden çektim; “Üç hafta!” dedim. Vehbi Bey, üç haftaya iki gün kala beni evden aradı. Takip de ediyor! Raporu sonuna kadar okudu. Sualler sordu.
◊ Sonra?
- Bir randevu daha istedik. Hayrettin’le gittik. Vakıf kuracağız. Varlığı 5 milyar lira. “Ben yüzde 10 koyuyorum, sen de yüzde 10 koyacaksın” dedi. Ben, “Bu yakışık almaz” deyince Vehbi Bey de “Yakışıklığına hiçbir zarar gelmez” dedi. Benim odamda çalışmaya başladık. “30 işadamını dahil etmemiz lazım” dedim. İkisi hariç hepsi dahil oldu. Ve kurduk vakfı!
◊ Vehbi Koç neden sizi seçti?
- Sanırım bunun üzerine çalıştığımızı duymuş.
Disiplin için aramıza
bir general aldık
◊ Başka ne tavsiyeleri oldu?
- “İlk zamanlar disiplin içinde yürüsün” dedi. O yüzden “Aranıza bir general alın” dedi. İlk genel müdürümüz de bir generaldi. Süreci daima da takip etti.
◊ Bugünkü gibi bir dünya markası olma hayaliniz var mıydı?
- Birleşmiş Milletler Yaşam İçin Toprak Ödülü’nü TEMA’ya verdi. Amerikan kongrelerinde de çalışmalarımız oldu. Dışişleri’nde de hep faal olmak istedik. Bunu en başından beri hep hayal etmiştik.
◊ Şu andaki yönetimden memnun musunuz?
- Telkine ihtiyacı olmayan bir yönetim var, çok memnunuz. Bu iş hakikaten bir devlet işi. İki kişiyle olmaz. Devletle kavga ederek değil, onları ikna ederek yol almak daha doğru. Devamlı başkalarını suçlayarak değil. Böyle çıktı bütün projeler.
◊ En çok hoşunuza giden projeniz hangisi?
- ‘Kırsal Kalkınma’ projeleri beni çok heyecanlandırdı. Onların içinde de arı. Toprak ve yaprak bizim en büyük iki hedefimiz.
◊ Devletten her zaman destek gördünüz mü?
- Her zaman değil...
◊ İçinizdeki doğa aşkı hep var mıydı?
- Çocukluğum Artvin’de geçti. Müthiş biyolojik zenginliğin olduğu bir yer. Şimdi değişti tabii. Biz çocukken akşamları ateşböceği kovalayabilen şanslı çocuklardık.
◊ Doğaya verdiğimiz zararın telafisi var mı?
- Tahrip ettiğimiz doğada başımıza gelen dertlerin çaresi yine doğanın içinde. Bir Tuz Gölü’nün etrafında 40’tan fazla endemik bitki var. Bunlar tuzlu topraklara ve susuzluğa dayanıklı bitkiler. Dünya toprakları daralıyor ve tuzlanıyor. Bu bitkilere, bunların melezlerine ihtiyacımız var mesela.
Sen çok yaşa
Toprak Dede!
5 HAZİRAN DÜNYA ÇEVRE GÜNÜ İÇİN DİZİ DİBİNDEYİZ
Toprak Dede’yi, TEMA’nın şu anki yönetim kurulu başkanı Deniz Ataç ile birlikte ziyaret ettik. Yine aynı kazağıyla, çok sevdiği evinin salonunda oturmuş, önündeki gazete ve dergileri inceliyor, bazı sayfalarına işaretler koyuyordu. Yaşını sorduğumda daha ne kadar yaşamak istediğini şöyle anlattı: “96’yı bulduk, 140 da olur, 150 de...”
Neden hep aynı kazağı giyiyor?
Birkaç tane var. Artık hepsi delik deşik. Sürekli aynı şeyleri giyer. Gömleklerinin manşetlerini, yakalarını değiştirir. Ayakkabılarına pençe yaptırır. Çünkü şunu söylüyor: “Param var ama hakkım yok. Fazladan aldığınız her bir tüketim malzemesinin doğaya bedeli var” diyor. Hayrettin Karaca hep söylediği gibi yaşadı. İhtiyacı olmayan hiçbir şeyi almıyor. Bir kişinin yaptığı çok önemli. Milyarlarca insanla çarpılınca doğada inanılmaz bir etki yaratıyor.
TEMA’yı tüm dünya tanıyor
TOPRAK DEDE Nihat Karaca, ömrünü adadığı Yalova’daki Karaca Arboretumu’nda yaşıyor. 1980’de kurdu bu ağaç müzesini. Eskiden ailesinin elma bahçesiydi. Anadolu’nun dört bir yanından, dünyanın çeşitli yerlerinden yüzlerce bitki getirdi arboretuma. Bugün 135 bin metrekarelik alanda tam 5 bin çeşit bitki var. Adet olaraksa 12 binden fazla... Hayrettin Karaca, bu bitkileri toplamak için Türkiye’de 450 bin kilometre yol kat etti. Bazı yerlere farklı mevsimlerde defalarca gitti. Erozyon belasını da o zaman fark etti. Toprağın üst tabakası kayboluyordu. Vehbi Koç’un teklifi sonrasında da Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı’nı 1992’de resmen kurdular. TEMA’yı kurduklarında artık 70 yaşındaydı. Ama mücadele daha yeni başlıyordu... Hayrettin Karaca’nın bir yaşam felsefesi vardı. Bunu da üç kelimeyle tarif ediyordu: Bilgi, ilgi ve tepki... Şimdi de sık sık eksik etmiyor bu sözleri ağzından: “Bilgili olacaksın. Çok oku, çok yaz ama bildiklerini insan ayrımı yapmaksızın paylaş. Elbette bilgili olduğumuz kadar ilgili de olmamız gerekli. En önemlisi tepki. Üzerinize vazife olmayan işlere karışın...”
700 bininci gönüllü
TEMA Vakfı’nın 700 bininci gönüllüsü Buğra Aydoğdu:
Bursa’da doğup büyüdüm. Bursa yeşiliyle ünlü bir şehir. Bursa Teknik Üniversitesi’ni kazandım. Okuldaki Genç TEMA Topluluğu’nun başkanı arkadaşımdı. Gönüllü olduktan sonra benim 700 bininci gönüllü olduğumu söyledi. Bu önemli vakfa gönüllü olduğum ve aynı zamanda 700 bininci gönüllülük bana nasip olduğu için kendimi çok gururlu ve mutlu hissediyorum.