Güncelleme Tarihi:
Siyasal bilimler alanında çalışan bir akademisyen ve çevre aktivisti olarak kendinizi nasıl kadın meselesinin içinde buldunuz?
- Açıkçası biraz kendiliğinden gelişti. Yaklaşık bir ay önce sosyal medyada tüm katılımcıların erkek olduğu panel, sempozyum gibi etkinliklerin altına, düzenleyicilere neden kadın uzmanları, panelistleri davet etmedikleri sorusunu yazarak başladım. Çevre/iklim/enerji/gıda alanlarındaki temsiliyette de eşitsizlik olduğunu bu derleme sayesinde gördüm.
◊ Siz de bugüne kadar pek çok panelde yer aldınız. Kadınsız toplantıları derlemeye başladıktan sonra bu etkinliklere bakışınız değişti mi?
- Geriye dönüp baktığımda katıldığım panellerin önemli bir kısmının kadınsız olduğunu söyleyebilirim. Yurtdışındaki derlemelerden sonra farkındalığım artmıştı ama bizzat örnekleri derleyince işin farklı boyutları ortaya çıkıyor. Öncelikle bu kadar sık kadınsız toplantı düzenlendiğine kimse inanmak istemiyor. Şüphesiz daha duyarlı oluyor insan. Meslektaşlarım da artık gidecekleri toplantılarda kadın konuşmacı olup olmayacağına dikkat edeceklerini beyan ediyorlar. Kadın ağırlıklı etkinlikleri iyi örnek olarak gönderenler de oluyor.
Kadınlar ya sunucu ya da ‘kolaylaştırıcı’
◊ Tek tek tüm organizasyonlara “Neden kadın katılımcı yok” diye soruyor musunuz? Ne cevap veriyorlar?
- Tek tek sorarak başladım ve devam ediyorum. Yaklaşık yarısı cevap vermiyor. Büyük oranda da önceki etkinliklerde veya diğer oturumlarda kadınlara yer verildiği yönünde cevaplar veriliyor. Bir de kadınların acil işlerinin çıktığı için veya müsait olmadıkları için gelemedikleri söyleniyor. Bu cevap toplumsal cinsiyet rollerine dair ipuçları içeriyor. Çünkü ‘acil iş’ deyince ilk anda akla ev işleri veya çocuk bakımı geliyor. En sevdiğim cevapsa şu: “Tepkiniz için teşekkürler. Bundan sonraki konuşmacı seçimi sürecinde bu husus özenle dikkate
alınacaktır.”
◊ Kadınların çağrıldığı toplantılarla çağrılmadıkları arasında bir fark var mı? Ya da şöyle sorayım, ‘kadınların çağrıldığı toplantılar’ diye bir şey var mı?
Kadınların da konuşmacı olduğu toplantılar, başlı başına bir inceleme konusu. Kadınlara çoğunlukla sunuculuk veya ‘kolaylaştırıcılık’ rolü uygun görülüyor. Etkinlik fotoğraflarına baktığınızda merkezde çoğu zaman erkekler var. Enerji, ekonomi, hukuk, uluslararası ilişkiler, siyaset alanlarındaki panellerde hep erkek katılımcılar var. Tek konuşmacının olduğu toplantılarda da ilk izlenimim kadınların azınlıkta olduğu yönünde. Bir konuda uzman davet edilecekse hemen erkek akla geliyor. Kadınlarsa alanında tekse veya çok tecrübeliyse çağrılıyor. Genç kadınlar en dezavantajlı grup.
◊ İlham aldığınız örnek, küresel çapta çalışıyor. Dr. Saara Särmä ile bir iletişiminiz var mı?
- Ondan ilham alarak böyle bir girişim başlattığımı kendisine ilettim. Çok memnun oldu ve başarı diledi. Sadece ifşa kısmı değil, çözüm önerileri de küresel olabilir. Feminist filozoflar blog’unun, ‘Cinsiyetçi konferanslardan nasıl kaçınırsınız’ başlıklı kısa bir rehberi var. Bu tür ifşaların kısa vadede dönüştürücü bir etki yaratacağını düşünüyorum. Üniversiteler, kamu kurumları, şirketler etkinliklerinde cinsiyet eşitliğine dikkat edecek kurallar getirebilirler.