Veganlık dünyanın yeni beslenme tarzı mı bir devrim mi, nasıl tanımlıyorsunuz?
- Veganlık her şeyden önce etik bir duruş. Bir kişi hayvansal gıda tüketmiyorsa buna ‘bitkisel beslenme’ adını veriyoruz. Ama “Ben hayvanlara acı vermek istemiyorum. O yüzden hayvan yemeyeceğim, hayvansal ürünler kullanmayacağım” diyorsa, işte o kişi vegandır.
Siz nasıl başladınız?
- Dayım ve iki abim kalp krizi geçirdi. Annemin kalbi büyümüştü. Ablamda yüksek tansiyon vardı. Bir abimin kalp damarları tıkandı ve stent takıldı. Sağlık sorunları nedeniyle başladım. Ama sonra etik öne çıktı.
Probiyotik, modern bilimin uydurması
“Ben ne zaman kalp krizi geçiririm” diye düşünerek mi vegan oldunuz?
- Aynen öyle... Benden 10 yaş büyük olan abim kalp krizinden vefat edince, “Ben ne zaman geçireceğim” diye düşündüm. O dönemde elime bir makale geçti. Bir doktor, hastalarının tıkalı kalp damarlarını bitkisel beslenmeyle açıyordu. O güne kadar, “Kalp hastalığı ailende varsa sen de bunu yaşayacaksın” diyordum. Ama o makaleyle meselenin beslenme olduğunu öğrendim. Abilerim ve ablalarım 50’li yaşlarında kalp krizi geçirdi ama ben 64 yaşındayım, bir kalp hastalığım yok.
‘Vegan Sağlık’ kitabınızda aileniz için, “Sigara içmiyorlardı. Kendilerine sorarsanız, kötü bir beslenme alışkanlıkları da yoktu. Ama yoğurt, peynir, yumurta, kavurma gibi doymuş yağ içeren besinlerin yanı sıra margarin tüketiyorduk” diyorsunuz. Ev yoğurdu probiyotik bir gıda, o neden bu listede?
- Probiyotik dediğimiz şey modern bilimin uydurması. Hepimizin bağırsağı probiyotik bakterilerle dolu ve bu bakteriler sizin ne yediğinize bağlı olarak değişiyor. Ama vücudun kendi kendine ürettiği zaten yeterli. Özellikle yoğurt yiyerek artırmaya uğraşmaya gerek yok. Üretici firmalar malların satışını artırmak için yeni taktikler buluyor. Probiyotik de yoğurt ve kefir üreticileri için, ilaç firmaları için reklam malzemesi oldu.
m Bunu bütün probiyotik denilen ürünler için söylüyor musunuz? Mesela vegan bir ürün olan turşu da dahil mi buna?
- Tabii. Turşu zararlı bir ürün, içinde çok tuz var.
Veganlığın faydalarını nasıl özetlersiniz?- Az yağlı, şekersiz ve vegan beslenirseniz kalp krizi geçirmezsiniz, şeker hastalığına yakalanma riskiniz azalır. Kilo almazsınız. Romatizmal hastalıklarda olumlu etkisini görüyoruz. Eklem ağrılarından kurtulursunuz. Yorgunluk ve kanser riski azalır. Vegan beslenenler daha uzun yaşar. Bunu lütfen yaz: Veganlar da kötü beslenebilir! Fazla yağ ve şeker tüketiyorlarsa kötü besleniyorlar demektir. Tüm veganlar sağlıklı besleniyor diyemeyiz. Vegan restoranlardaki yiyeceklerde bol miktarda yağ ve şeker var. Ama biz onları tüketmiyoruz. Bir vegan, yağ ve şekeri de sınırlarsa kesinlikle ömrü uzar.
Veganlığın sağlık açısından eleştirdiğiniz bir noktası var mı?- Sadece B12 eksikliği olabilir, onu da haftada iki tableti ağızda emerek hallediyoruz. Veganlığın sağlığa ve çevreye o kadar çok faydası var ki bu mahzuru görmezden gelebiliyoruz.
Vegan beslenmeye başlayanlar hangi yiyecekleri bırakmakta zorlanıyor? - Peynir ve balık... Hastalarım “Hiç olmazsa ayda bir kere
balık yiyelim” diye benimle pazarlık ediyor. Hem sağlık için doğru değil hem de dünya için. Veganlığın çevresel bir boyutu var. Her sene birçok balık cinsi ortadan kayboluyor. Tat duygusuna gem vurmazsak sonumuz felaket olacak. Bulduğu her şeyi yiyen bencil yaratıklar olduğumuz bir gerçek. Buna bir son vermek lazım. Hastalarımın etik vegan olması işte bu açıdan önemli: İşin felsefi boyutunu kavradıklarında peynirden, balıktan uzak duruyorlar. Mesela ben ramazan pidesini çok özledim. Üzerine yumurta sürüldüğü için yemiyorum. O kadarcık yumurtanın sağlığa ne zararı olacak? Gerçeği söyleyeyim, hiçbir zararı olmaz. Ama etik veganım, yemiyorum.
Kitapta veganlığı destekleyen çok sayıda araştırmadan bahsediyorsunuz. Bu tip beslenmenin bazı insanlarda sorun yaratabileceğine dair araştırmalar da var. - Evet, doğru; sorun yaratabileceğini söyleyen araştırmalar var. “Veganlarda şöyle bir hastalık daha çok görülmüş, kalp krizi oranı pek de düşük değil” diyen bir çalışma olabilir. Anlatayım: O kişi sabahtan akşama kadar zeytinyağlı
yemek yiyordur, ayçiçeği yağı, tatlılar, patates kızartması tüketiyordur ki birçok vegan böyle besleniyor. Bu çalışmalar, ‘vegan olanlar’ ve ‘olmayanlar’ şeklinde yapılırken çalışmaya katılan veganların nasıl beslendiğine bakılmıyor. Bitkisel temelli de olsa çok yağlı, şekerli beslenen, aşırı alkol kullanan bir veganın hasta olması, kalp krizi geçirmesi normaldir. Sağlık açısından bakarsak vegan olmak yetmez; yağ ve şekeri azaltmak gerekiyor. Bir gün veganlığın sağlık için zararlı olduğuna dair bir bilimsel çalışma okursam, bunu beni takip edenlere duyururum. “Bakın böyle bir bilimsel çalışma var” derim.
“Zeytinyağı kötünün iyisidir” diyorsunuz. Neden?- Zeytinyağı bitkisel yağların içinde en iyisidir ama neticede işlenmiş bir gıdadır. Zeytinyağının tarihi,
en çok 10 bin yıl. Şempanzelerle ortak atamızdan ayrılalı 3.5 milyon yıl oldu, o günden bu yana işlenmiş gıda tüketmedik, zeytinyağı yemedik. Vücudumuz, damarlarımız bitkilerden çıkarılan yağlara alışkın değildir, bu yüzden mümkün olduğu kadar az tüketmemiz gerekiyor.
Bu kadar büyük bir beslenme değişikliğinden korktuğunu söyleyenlere ne dersiniz?- 4.5 yıldır veganım, benim avantajım şuydu: Doktor kimliğimle o kadar çok makale okudum ki hiç korkmadım. Bugüne kadar yağsız, şekersiz beslenen bir veganın sağlığının kötüye gittiğine dair bir çalışma yayımlanmadı. Buna karşılık et başta olmak üzere hayvansal gıdaların kalp krizine neden olduğu, kanser riskini artırdığını gösteren yüzlerce çalışma var. Hastalarım başlangıçta korksa da iki-üç ay içinde iyiye gittiklerini fark ediyor, beslenme şekillerine daha sıkı sarılıyorlar.
Vitamin eksikliği mümkün değilEn sık duyduğunuz soru ne?- “Protein eksikliğini nasıl karşılıyorsunuz” sorusu çok gelir. Protein eksikliğini karşılamak için özel bir çabaya gerek yok. Bir vegan sabah-akşam çok yağ ve şeker tüketmiyorsa protein eksikliği olmaz. Veganlar, bir insanın günlük ihtiyacı olan proteinin iki misli protein alır. Her şeyde protein var. Bazı besinlerde az, bazılarında çok. Meyve ve bitkide de protein var ama bakliyatta ve kabuklu kuruyemişlerde daha çok var.
Size bir tweet okuyacağım: “5-30 yaş arası vegan olarak yaşamış biri olarak şunu diyebilirim; vitaminsizlikten ölüyordum. Bu sene ciddi uzun metrajlı tedavi gördüm. Eti sevmiyorum, çok fazla tüketmiyorum. Ama olmaması sağlıklı değil, hatta zararlı derim. Derdi çekene sorun.”- 25 yıl önce vegan olmuş kişinin kim olduğunu merak ettim doğrusu. Veganlarda vitamin eksikliği olması mümkün değil çünkü yediğimiz her şeyde vitamin var. “Protein eksikliğinden ölüyordum” deseydi, iyi beslenmeyen bir vegan olduğunu düşünebilirdik. Ama “Vitamin eksik” diyor. Bence bu kişinin sağlık sorunu veganlığa bağlı değil.
Cahil insanlar vegan olmazlar, olamazlarBir elma için bile hekimler arasında görüş ayrılığı var. Beslenme konusunda mutabakata varmak neden bu kadar zor?- Bir mühendis “Binayı şöyle yapacağım” der, öbürü “Böyle yapacağım”. Mutabakat aramamak lazım. Bilimin ne dediğine bakmak gerek. Ama öyle birkaç çalışmaya bakmaktan bahsetmiyorum. Çoğunluğa, dünyanın önde gelen üniversitelerinin dediğine bakılmalı. Canan Karatay birkaç kitap gösteriyor, “Bilim böyle diyor” diyor ama o kitapların içinde bilimsel çalışma yok.
Ya ne var?- Kitaplar bilimsel çalışma değildir. Birtakım sivri insanların farklı bir şey söylemek adına yazdığı kitaplara itibar etmiyoruz. Canan Hanım, “Organik olsa bile meyve yemeyin, içinde früktoz var” diyor. Meyvedeki früktoz, ayırmadığınız sürece zararlı değil. Bu sorunun cevabı için, meyve yiyenlerle yemeyenleri kıyaslamamız, kim daha uzun yaşıyor ona bakmamız lazım. Bilimsel çalışmalar günde beş porsiyon meyve yiyenlerin uzun yaşadığını gösteriyor.
Beslenme şekilleri konuşuldukça ilgi artıyor ama insanların kafası da karışıyor...- Entelektüel seviyesi yüksek, kültürlü insanlar veganlığın felsefesini, bitkisel beslenmeyi daha iyi anlıyor. Cahil insanlar vegan olmazlar, olamazlar. İnternete kısa kısa videolar koyuyorum, bana kızanların kurdukları cümlelere baktığınızda eğitim seviyelerinin düşük olduğunu anlıyorsunuz. “Murat Bey, şu bilimsel çalışmada da sizin dediğinizin aksi var” diyemiyorlar. Veganlar yalnız bizim ülkede değil, tüm dünyada okumuş, kültürlü insanlardır.
Annelerinin çocuklarını vegan beslemesini doğru buluyor musunuz?- Evet. Çocukların şu an en büyük sorunu şişmanlık. Erken yaşta kolesterolleri çıkıyor. Vegan çocuklar kilo almaz, şekerleri ve tansiyonları düşük olur. Vegan olmayan çocuklar da anne sütü dışında süt içmemeli. İnek sütü aşırı proteinlidir ve içinde fazla miktarda büyüme hormonu vardır. İnsan vücuduna uygun değil, kolesterolü yükseltiyor, kanseri tetikliyor.
Veganlar anlatıyorKediyi, köpeği severken kuzuyu, ineği, tavuğu yemek bana hep garip gelirdi
Veganlık, hayvansal ürünlerin kullanılmadığı bir diyetten ibaret değil. Kıyafetten kozmetiğe, ayakkabıdan temizlik malzemelerine hiçbir yerde bu ürünlerin kullanılmadığı bir hayat biçimi. Peki vegan olanlar bu kararı nasıl alıyor? Sonra hayatları
ne yönde değişiyor?
Nasıl yorumlar alıyorlar? Onlardan dinleyelim...
İşletmeci Refika Kortun: Sömürüye, cinayete ve tecavüze her zaman karşı çıkacağım
İlk defa bir çiftliğe gittiğimde, karşımdaki ineği ve yediğim ‘et parçası’nı kafamda birleştirdim, 12 yaşımda vejetaryen oldum. Vegan olduğumdaysa 15 yaşındaydım. Araştırınca hayvan özgürlüğü ve kadın özgürlüğünün ne kadar bağdaştığını gördüm. Kadınları da hayvanları da nesneleştiren ve cinselleştiren dil tam ortaokul/lise dili. Biri bana “Ben et yiyorum diye bağırmıyorsam sen de veganım diye bağırmayacaksın” demişti ama her zaman bağıracağım; sömürüye, cinayete ve tecavüze hep karşı çıkacağım.
‘Aa Vegan mısın’ adlı YouTube kanalı sahibi Evrim Ertorsun: Hem bedenen hem ruhen çok faydasını gördüm
En sık aldığım yorum, “Vegan değilim ama seni izliyorum”. Bu yorumları yapanların çoğu, sonra vegan veya vejetaryenliğe geçiş yapıyor çünkü sayemde zor olmadığını görüyorlar. Vegan olmanın hem bedenen hem ruhen çok faydasını gördüm, kendimi buldum. Sürekli kullanmak zorunda olduğum mide ve bağırsak ilaçlarımdan kurtuldum.
Kan değerlerim mükemmel.
Akademisyen Gizem Altheimer: Kolesterolüm ve kan şekerim düzeldi, enerjim arttı
Kolesterol ve kan şekerimde yükselmeler fark edince sağlığım için bitkisel beslenmeye başladım. Bu süreçte ‘Earthlings’ belgeseline rastladım ve vegan olmaya karar verdim. Kısa sürede kolesterolüm ve kan şekerim düzeldi, enerjim arttı. Kedi, köpek gibi hayvanları severken kuzu, inek, tavuk gibi hayvanları yemek veya giymek bana hep garip gelirdi. Vegan olduktan sonra anladım ki bu bana huzursuzluk veriyormuş.
Şarkıcı Zeynep Casalini: Vegan olmak gerçeklere göz açabilme cesareti gösterebilmektir
Sağlık konusunda müthiş problemlerim vardı. Tüm hayvansal ürünleri hayatımdan çıkardım. Çok kısa bir süre içinde ruhen ve bedenen yenilendim, kondisyonumda inanılmaz bir ilerleme oldu. Her geçen gün canım daha da acıyarak konunun en derin etik noktalarına biraz daha hâkim oluyorum. Vegan olmak gerçeklere göz açabilme cesareti gösterebilmektir. 10 yıldır veganım. En çok insanlara veganlığı anlatırken zorlanıyorum. Biri gerçekten bilgilenmek için sormadıkça konuşmamaya karar verdim.
Aşçı ve aktivist Defne Koryürek: Vegana dönüşme gayretimiz muazzam şuur açıcı
Benim dönüşümümde kızımın, “Anne, anlıyorum diyorsun ama anlasan yiyemezdin” demesinin rolü çok büyük. Mutfağa dair bildiğimi sandığım ve bir bağlamda çok da iyi bildiğim her şeyi yeniden öğrenmek zorunda kalınca ne çok şey üzerine hiç düşünmediğimi fark ettim. İnsana başka türlü bir terbiye, bir ‘dur’ geliyor. Daha önemlisi, beslenmede pratik ettiğim seçimler beni medeniyetimizin erilliği üzerine düşünmeye sevk etti. “Vegan olmak vicdanen, ahlaken daha iyi” deyip kimseye reçete yazmaya niyetim yok ama şurası kesin; ‘omnivore’dan (hem et hem de otla beslenen canlılar) vegana dönüşme gayreti dahi muazzam şuur açıcı. Bir ahbabım, sakin bir pazar öğle sonrası hiçbir sebep yokken dönüp bana, “Vegan megan boş işler bunlar” dediğinde sahiden sarsıldığımı hatırlıyorum. Mesele, yemek-yememek değil. Birbirimizin gayretlerine ilişkin nasıl bu kadar hoyratlaşabildiğimizi görüp belki de tüm bunun, bu basit, bu sıradan hoyratlığımızın ardında her gün onlarca defa pratik ettiğimiz irili ufaklı sömürüler var diye düşünmüştüm. Hepimize az ya da çok bir ‘dur’ gelmesi gerek. Bu halimiz iyi değil. Herhalde en çok kayınvalidemin “Ama tavuk yiyorsun değil mi” diye başlayıp, “Ya balık” diye devam eden ve yıllarca da süren sorularına gülmüşüzdür.Veganlığı anlatan, Türkçe altyazılı izlenebilecek 3 belgesel‘Earthlings’, 2005: Hayvan kaynaklı ürünler elde edilirken kullanılan ‘insanlık dışı’ yöntemleri konu alıyor.
‘The Ghosts in Our Machine’, 2013: Kanada yapımı belgeselde, sömürülen hayvanları görüntüleyen fotomuhabiri ve hayvan hakları aktivisti Jo-Anne McArthur’ın hikâyesi anlatılıyor.
‘Cowspiracy: Sürdürülebilirliğin Sırrı’, 2014: Belgeselin odak noktasında, fabrika çiftçiliğinin gezegenin doğal kaynaklarını nasıl tükettiği ve büyük çevreci grupların bu krizi neden görmezden gelmesi yer alıyor.
Veganlığı anlatan 3 Türkçe kitap Etin Cinsel Politikası, Carol J. Adams, Ayrıntı Yayınları
Hayvan Özgürleşmesi, Peter Singer, Ayrıntı Yayınları
Veganizm: Ahlakı, Siyaseti ve Mücadelesi, Zülal Kalkandelen & Can Başkent, Propaganda Yayınları
Dünyada en fazla veganın olduğu ülke hangisi?
İngiltere vegan bilincin ve vegan opsiyonların en yüksek olduğu ülkelerin başında. Son yapılan ankete göre ülkede 542 bin vegan yaşıyor ve en önemlisi çok hızlı artış gösteriyor.
Almanya, özellikle Berlin, veganlığın yeni başkenti kabul ediliyor. Almanya’da yaşayan veganların nüfusa oranı yüzde 7 civarında. Alternatifler oldukça fazla. Öyle ki pazar araştırma kuruluşu Mintel’in çalışmasına göre Almanya’daki her 10 üründen biri vegan etiketli.
ABD’de 2014 yılında halkın yüzde 1’i kendini vegan olarak tanımlarken, 2017’de bu oran yüzde 7’ye çıktı. Bu da üç yılda yüzde 700’lük bir artış anlamına geliyor ki muazzam.
İsrail de veganlık konusunda oldukça geniş bir popülasyona sahip. Ülkede, ortalama 400 bin civarında vegan yaşıyor.
2014-2016 yılları arasında Avustralya’da vegan pazar yüzde 92 oranında büyüdü. Nüfus da paralel seyirde gidiyor. Bu da bu ülkeye, dünyanın en hızlı büyüyen üçüncü vegan pazarı unvanını getirdi. (Türkiye Vegan Derneği Kurucu Başkanı Ebru Arıman)
Evrenin sahibi değil, diğer türler gibi sakiniyiz
Evrenin sahibi değil, diğer türler gibi sakiniyiz. Herhangi bir hayvanın insani çıkarlarımız için hapsedildiği, öldürüldüğü bir sistem, adil ve eşitlikçi olamaz. Kozasında evrilmeyi bekleyen binlerce ipekböceğini, ışıltılı bir ipek gömlek giyebilmek için acılar içerisinde yok etmeyi mantıklı bir gerekçeyle açıklayamayız. Bir fondötenin ya da parfümün, bir deney hayvanının tıraşlanmış bedeninde 100 kat misliyle yaratacağı tahriş etkisini görmeyi de, o ürünü kullanmayı da etik bulmayız. Hayattayken en az üç kez diri diri yolunan bir kazın, boynunuzun altında yastık olan göğüs tüyleri, çektiği acılar ve yadsınamaz yaşam hakkı düşünüldüğünde ahlaki gelmiyor. İpeğe alternatif, çevreci ve etik ilkelere uygun üretilmiş vegan ipeklerimiz de var, hayvan deneylerine alternatif geliştirilmiş onlarca deney yöntemi de...
Vegan bir kozmetik ürün, hayvanlar üzerinde test edilmemiş olma özelliğinin yanı sıra hayvansal ürün de içermez. Kozmetikte hayvansal içerik kullanımı yaygın olduğu gibi, bu bileşenlerin alternatifleri de mevcut. Örneğin Misk yağı, Misk geyiği, kunduz, miskrat, misk kedisi ve su samurunun üreme organlarından elde edilen genital bir salgıdır. Alternatifi, Labdanum yağı ve misk kokulu diğer bitkilerdir. Kolajen, hayvan dokusundan elde edilen bir proteindir. Alternatifi, soya proteini ve badem yağı. Hiyalüronik asit, göbek kordonlarında ve eklemlerin etrafındaki sıvılarda bulunan bir proteindir. Alternatifi, bitkisel yağlardır. Plasenta, mezbaha hayvanlarının uterusundan türetilir. Hayvan plasentası cilt kremlerinde, şampuanlarda, maskelerde vb. yaygın olarak kullanılır. Alternatifi ise yosundur. (Türkiye Vegan Derneği Kurucu Başkanı Ebru Arıman)
SON 24 SAATTE YAŞANANLAR