Affetmek en büyük intikamdır

“Eğer bir hafta önce eski bir Nazi’nin beni öpeceğini söyleseniz, hayatta inanmazdım.” Bu sözün sahibi, cehennemi dünyada yaşamış, Auschwitz toplama kampından sağ kurtulmayı başarmış 81 yaşındaki bir kadın. İkinci Dünya Savaşı sırasında 1.5 milyon insanın katledildiği kampta henüz küçücük bir çocukken türlü işkencelere dayanan Eva Kor, geçen hafta ilginç bir davayla gündeme geldi. Yaşlı kadın, hayatta kalan son Nazi’lerden, 93 yaşındaki Oskar Gröning’in başlayan davasına katıldı.

Oskar Gröning, yirmili yaşlarının başında Auschwitz’te muhasebecilik yapan bir SS askeriydi. Tabii bir ölüm kampında muhasebecilik mesleği biraz farklı şekilde icra ediliyordu. Gröning kampa getirilen tutsakların ceplerindeki, çantalarındaki paralara devletin verdiği yetkiyle el koyuyordu.

Pek çok tutsağın gaz odalarına gönderilişine şahit oldu. Uzun yıllar süren sessizliğinin ardından “Gaz odalarında ölenlerin çığlıkları hayatım boyunca hep kulağımda çınlamaya devam etti” diyecekti.

YUVAYA SESSİZ DÖNÜŞ

Oskar Gröning, nisan ayının sonunda hâkim karşısına çıktı. Birkaç duruşmanın ardından bu hafta hasta olduğu için mahkemeye gelmedi.

Savaşın hemen ardından tutuklanarak İngiltere’ye gönderildi. Zorunlu çalışma cezasına çarptırıldı. 1947’de sessiz sedasız Almanya’ya döndü. Karısının karşısına çıktığında ilk sözleri “İkimize de bir iyilik yap ve sakın sorma” oldu.
Bir cam fabrikasında işe başladı. Sıradan bir orta sınıf hayatı yaşıyordu. Pul koleksiyonu yapıyor ve koleksiyonerlerin üye olduğu lokale gidiyordu. Bir gün masada, ‘Yahudi Soykırımı’nın gerçek olmadığına ve Auschwitz’in abartıldığına ilişkin bir konuşmaya denk geldi. Sessiz kaldı. Bu sözleri söyleyen adama usulca “Sana daha sonra bir mektup yazacağım” dedi. Sözünü tuttu: “Her şeyi gördüm. Gaz odalarını, yakma kazanlarını... Auschwitz’te 1.5 milyon Yahudi öldürüldü. Oradaydım” diye yazdı.

Yıllar süren suskunluğunu bu mektupla bitiren Gröning birden ünlendi. ‘Auschwitz’in muhasebecisi’ namıyla Alman medyasına çok sayıda demeç verdi. Bir kişiyi bile öldürmediğini, sadece ölüm makinesinin ufak bir dişlisi olduğunu söylüyordu.

Gröning, Yahudi Soykırımı’na sebep olan hayattaki Nazi’leri hâkim karşına çıkarmaya çalışan Dr. Efrahim Zuroff’un girişimiyle nisan ayının sonunda mahkemeye çıktı.
Savaştan 70 yıl sonra bu günlerde Auschwitz’te 300 bin kişinin öldürülmesine yardım etmekle yargılanıyor.

Dava başlar başlamaz, Auschwitz’ten sağ kurtulanlar ve yakınları mahkeme salonuna akın etti. Bunlardan biri de Eva Kor’du. 10 yaşındayken anne, babası ve kardeşleriyle birlikte Romanya’dan zorla bir trene bindirilmiş, ölüm kampına yollanmıştı. Annesi, Eva ve ikizi Miriam’in ellerinden tutmuş, babası ve ablasını kaybetmişti. Auschwitz’in girişinde bir asker, çocukları görünce kadına “bunlar ikiz mi” diye sordu. Kadının cevabı, “Bu iyi bir şey mi” oldu. Asker “Evet” deyince, genç kadın da “Evet, ikizler” dedi.

Asker çocukları, kadının elinden zorla aldı. Bu, Eva’nın annesini son görüşüydü. Eva ve Miriam, ‘Ölüm Meleği’ olarak nam salan Dr. Mengele’nin işkence dolu deneylerine maruz kalan üç bin ikizden biri oldu. Ama direndiler. Cehennemden sağ çıkmayı başardılar. Hatta Auschwitz’in simge fotoğraflarından birine girerek...

Eva, 70 yıl sonra o ölüm kampının ‘muhasebecisinin’ yargılandığı davaya katıldı. Mahkeme salonunda insanların şaşkın bakışları arasında Gröning’in yanına yaklaştı, elini uzattı ve herkesi şoke eden şu cümleyi kurdu: “Seni affediyorum.” Gröning de bunun üzerine Eva’ya sarıldı.

Salondaki pek çok insan Eva Kor’un bu hareketinden rahatsız oldu. Ama Eva, Times gazetesine ‘Affetmek neden en büyük intikamdır’ başlıklı bir yazı yazdı. Şöyle diyor: “Bana yaptıklarını unutacak değilim. Ama ben kızgınlık yerine şefkati tercih ediyorum. Benim hayalim, soykırım kurbanlarının yakınlarıyla fail yakınlarını bir araya getirmek. Yolunu kaybetmiş, Hitler faşizmini geri isteyen genç Almanların, Gröning gibi birinden Auschwitz’i dinlemesi, benden dinlemesinden daha etkili olur.”

İntikam yemini etmiş gibi yaşadığımız şu dünyada, cehennemi çok küçük yaşta gören Kor’un sözlerinde hepimiz için alınacak dersler olduğu muhakkak.

ÖLÜM MELEĞİ’NİN İKİZLERİ

Nazi’lerin ‘ari ırk’ı yaratmak üzere yaptığı katliamların tıbbi ‘führeri’ Dr. Josef Mengele’ydi. ‘Ölüm Meleği’ adıyla da anılan Mengele, Auschwitz’i ölümcül deneyleri için büyük bir labarotuvar olarak kullandı. Askerlerin ne kadar basınca dayanabileceğini anlamak için Yahudi esirlere üniforma giydirip ölene kadar basınç odasında tuttu, anestezi kullanmadan ameliyatlar yaptı. İkizler üzerinde de işkence dolu deneyler yaptı. Eva ve ikizi Miriam de Mengele’nin üç bin ikizinden biri oldu. Eva Kor, Mengele’nin işkencelerini anılarında “İkimizden biri öldüğünde diğerinin hemen öldürüleceğini biliyorduk. Beş kere aşı oldum, hareket etmiyordum ama ölmedim” diye anlatıyor.

Dr. Josef Mengele üç bini aşkın ikiz üzerinde ölümcül deneyler yaptı.