Yemek yapmazsam dayak yiyordum

Güncelleme Tarihi:

Yemek yapmazsam dayak yiyordum
OluÅŸturulma Tarihi: Mart 28, 2007 00:00

Hürriyet Aile İçi Şiddete Son Kampanya Koordinatörü Neşe Hacısalihoğlu yazıyor...

Haberin Devamı

NEŞE HACISALİHOĞLU'NUN DİĞER YAZILARI İÇİN TIKLAYIN....

KAMPANYADA DÃœN VE BUGÃœN.....TIKLAYIN

AİLE İÇİ ŞİDDETE SON KAMPANYASI TAM GAZ...TIKLAYIN...


Şiddetle mücadele edenler ya da geride bırakanlar…

EÄŸitimciler eÄŸitimler sırasında sık sık ÅŸiddete maruz kalan kadınlarla karşılaÅŸtı. Ama zaman zaman aralarında ÅŸiddet yaÅŸantısını geride bırakanlara ya da bu sorunla baÅŸa çıkabilmek için mücadele edenlere de rastladılar.Â

Onlar çoğu zaman grup içinde paylaşımı ya da hararetli tartışmaları başlattılar. Anlattıklarıyla kimi zaman da şiddet gören diğer kadınlara yalnız ve çözümsüz olmadıklarını hissettirdiler. İşte raporlara yansıyan birkaç örnek;

Öğlen grubunda eğitim sırasında  kitaptaki gerçek yaşantılardan alınan örnek öyküyü okurken bir kadın "bu öyküdeki kadın benim işte" diyerek kendi öyküsünü anlattı. 35 yıllık evli iken eşinin alkol ve şiddeti nedeniyle boşandığını söyledi ve "sizler şanslısınız ki şimdi bu eğitimi aldınız. Ben çok geç kaldım, bunları anlatmaktan utanmıyorum. Benim durumum size örnek olsun" diyerek gruba kendini örnek olarak gösterdi.

Haberin Devamı

ÜVEY BABA SÜREKLİ DÖVÜYORDU

Çocuğa yönelik şiddeti anlatırken gruptan bir kadın komşularından birisinin ikinci kez evlendiğini ve üvey babanın kadının çocuğunu sık sık dövdüğünü, bu duruma dayanamayarak bir gün telefonla ihbarda bulunduğunu anlattı. Polislerin anında geldiklerini ve çocuğu döverken yakaladıklarını, bu ihbarı ailenin korunması yasasını bilmeden yaptığını ve çok doğru bir şey yaptığına inandığını söyledi.

Grupla yaşadıklarını paylaşan 46 yaşında bir kadın, evliliği süresince kocası ve ailesinden işkenceye yakın şiddet gördüğünü, ancak yılmadığını, kendini eğittiğini, seminerlere katıldığını, toplum merkezinin ve orada yapılan çalışmalara katılmanın ona iyi geldiğini anlattı. Bir süre sonra kocasının bu eğitimleri takdir ettiğini, şiddetin azaldığını, bu nedenle kendini eğitmeye ve değiştirmeye devam edeceğini söyledi.

Eğitim sırasında birkaç grup üyesi kendi yaşantılarından örnekler verdiler. Bunlardan biri babasının kendi rızasını almadan amcasının oğlu ile nişanladığını, istemediğini söylediğinde ise sözlü ve fiziksel şiddete maruz kaldığını anlattı. Nişanlısının da kendisine sosyal ve sözlü şiddet uyguladığını, sadece annesinin kendi yanında olduğunu, babasına direndiklerini ve sonunda nişanı attığını söyledi. Bu süreçte hem annesinin hem kendisinin babasından ve akrabalarından çok baskı ve şiddet gördüklerini anlattı ve "Buna dayandım. Annem sağlığını kaybetti. Ancak boyun eğmedim, sonunda herkes bu evliliğin olmayacağını kabullendi. Şu anda çalışıyorum, kendi ayaklarımın üzerinde durmamın çok önemli olduğunu biliyorum. Toplum Merkezinin kendimi güçlendirmemde bana çok yararı oldu" dedi.

Haberin Devamı

YEMEK YAPMAZSAM DAYAK YÄ°YORDUM

Sabah grubunda bir kadın hayat hikayesini grupla paylaÅŸtı. ÇocukluÄŸunda ailesi tarlaya çalışmaya gittiÄŸi için okula gönderilmediÄŸini, 7 yaşında evde yemek yapmak için bırakıldığını, bazen arkadaÅŸlarıyla oyuna dalıp yemek yapmayı unuttuÄŸunu anlattı. EÄŸer yemek yaparsa akÅŸam yemek yediÄŸini, oyuna dalıp unutursa dayak yediÄŸini, küçük yaÅŸta evlenerek Ä°stanbul'a geldiÄŸini, uzun yıllar kocasından da dayak yediÄŸini ve ailesinden destek görmediÄŸini söyledi.Â

Kızlarının olduğunu ve önceleri onları okutmayı düşünmediğini, sonra toplum merkezinde okuma yazma kurslarına katıldığını ve çok heveslenerek okuma yazma öğrendiğini, ondan sonra çocuklarını da okutması gerektiğini düşündüğünü anlattı. Ve okula gönderdiğini, daha sonra toplum merkezinde açılan insan hakları, anne çocuk ilişkileri, dikiş kursu gibi her kursa katıldığını ve başarıyla tamamladığını, bu gelişmelerden sonra ailesini kendisini desteklemeleri için ikna ettiğini, kocası ile ağabeylerinin konuştuğunu söyledi.

Haberin Devamı

Şimdi kocasının eskiden olduğu gibi kendisini dövmediğini ama kendini geliştirmek için hiç gayret göstermediğini(!), o nedenle çocuklarının sorularına yanıt veremediğini, artık kocasıyla aralarında uyumsuzluklar yaşadıklarını anlattı ve çok samimi bir şekilde bana "Evimize gelir misin? Eşimle konuşur musun? Ya da bu eğitime gelmesi için onu telefonla çağırır mısın?" diye sordu.

Eğitim sonrası bir kadın ile özel görüşme yapıldı. Adını verip daha fazla destek istediğini söyleyen F.K., öyküsünden çok, bilinci ve onurlu duruşuyla çok etkileyiciydi.

28 YAŞINDA 3 ÇOCUK ANNESİ

F.K. 28 yaşında, üç çocuk (12-6-3.5 yaÅŸlarında) annesi, ilkokul mezunu. EÅŸi serbest çalışıyorken iÅŸleri bozulunca hep birlikte Azerbaycan'a gidip orada bir fabrika kurmuÅŸlar. Ä°flas edince yurda dönmüşler. Bu arada eÅŸi Rus bir kadınla iliÅŸki kurup evini terk etmiÅŸ. Bir yılı aÅŸkın bir süredir üç dört ayda bir uÄŸrayıp kayboluyormuÅŸ.Â

Haberin Devamı

F.K. boşanma davası açmış. Belediyede görevli bir bayan aracılığıyla ulaştığı Baro'dan yardım almış. Fakat eşi ortadan kaybolduğu için dava sonuçlanmıyormuş. Kayınbiraderi F.K.ya hak verdiği halde "Günahınıza girmeyeyim, belki barışırsınız" diyerek mahkemede tanıklık yapmaktan kaçınmış. Üç dört ay önce kocası gelip barışmak istediğini söyleyince F:K. ilişkisini bitirip işe girmesi ve çocuklara bakması şartıyla "olur" demiş ve eşi bileziklerini isteyince de vermiş.

BİLEZİKLERİ ALIP KAÇTI

Ama bir şey değişmemiş, eşi yine ortadan kaybolmuş. Üstelik ondan  asla boşanmayacağını söylüyormuş. Fakat F.K. artık barışmak istemediğini, sadece çocuklarına bakacak bir iş aradığını söylüyor. Bir tekstil atölyesinde iş bulmuş ama çocuklar nedeniyle gidememiş. Çocuklarını SHÇEK'e bırakmayı denemiş ama, büyük kızı elinden kurtulup "kalmam" diyerek kaçmış. Az kalsın araba altında kalıyormuş. Bunun üzerine bırakamamış. Makineden anladığını söylüyor. Ev temizliğine de gitmeye razı. Ailesi yakında oturuyormuş ama babası "çocukları bırak da gel" dediği için onlara da gidemiyormuş. Tek isteği bir iş bulup çocuklarına bakabilmek.

Haberin Devamı

ÖĞRENCİNİN BİR YERİ SÜREKLİ MORDU

Rehber öğretmenler okullarında sıkça şiddet vaka'ları ile karşılaştıklarından söz ettiler. Bir rehber öğretmen Van'da görev yaparken öğrencisine yardımcı olduğu için kendisi de şiddet görmüş olduğunu, tehdit aldığını anlattı. Bir başka rehber öğretmen ise  bir öğrencisinin sürekli bir yerinin yanık ya da morluklar içine olduğunu fark ettiğini, çocukla konuşunca aile içinde şiddete maruz kaldığını öğrendiğini, hemen SHÇEK'i aradığını, ancak çocuğa koruma tedbiri çıkartılmadığını ve SHÇEK'in çocuğun  aile yanında kalmasına karar verdiğini, bu karardan bir süre sonra çocuğun şiddet görmesi sonucu kolunun kırıldığını, tüm bu gelişmeler sonucu kendini çok çaresiz hissettiğini anlattı. Kendisine Baro Çocuk Hakları Merkezi ile bağlantı kurması önerildi.

Eğitim sonrasında bir katılımcı kendi hikayesini paylaştı. 23 yıllık evli olduğunu, şimdi üniversiteye giden bir erkek ve bir kız çocuğu olduğunu ve ancak son iki-üç yıldan beri geceleri rahat uyku uyuyabildiğini anlattı. Evde eşinin ablasıyla birlikte yaşadıklarını, 2-3 yıl öncesine kadar eşinin akşamları alkol alarak eve geldiğini ve ablasının etkisi altında kalarak kendisine şiddet uyguladığını, eşi gelmeden her gece evdeki bütün kesici aletleri saklayarak yattığını, kendisinin cevap vermemesine rağmen eşinin şiddetini engelleyemediğini söyledi.

EŞİM ABLASINA İNANIYORDU

Çok dayak yediğini, kaç kez ayağında terliklerle çocuklarını alıp ablasının evine sığındığını ve taksi parasını ablasının verdiğini söyledi. Ertesi gün kalkınca tekrar eve döndüğünü, eşinin onun ailesini eve almadığını, bir kez babasını kovduğunu, en son annesinin hastalandığını ve eşinin "ablam izin verirse gidebilirsin" dediğini ve görümcesi izin vermediği için gidemediğini söyledi.

Ama annesi öldüğünde eşine haber vermeden gittiğini, eşinin ve ablasının bu olaydan sonra mahçup olduklarını, durumun bu kadar ciddi olduğunu fark etmedikleri için izin vermediklerini ve "hata yaptık" dediklerini, o zamandan beri eşinin kendisini ciddiye almaya başladığını anlattı.

Son üç yıla kadar eşinin ölmesini, her gün akşam eve gelmeden ölüm haberinin gelmesini çok istediğini ve asla affetmek istemediğini, fakat son üç yıldır değişen tutumundan sonra şimdi eskisi gibi düşünmediğini ve şimdilik iyi anlaştıklarını ağlayarak anlattı.

Yıllarca anne ve babasının maddi durumu iyi olmadığı için boşanırsa kendisinin ve çocuklarının ailesine yük olacağını ve çocuklarını eğitimlerini sürdüremeyecekleri için bu duruma katlandığını anlattı. Bütün grup onu ilgiyle dinledi. Gruptan bir kadın ona dönerek "ağlamamasını, her zaman kendileriyle paylaşabileceğini" söyledi, başka bir kadın ise "şimdi ağlayarak anlatıyor ama anlatırken duygularının küçülecek ve birazdan rahatlayacak" dedi.  O ana kadar sessiz kalan kurs öğretmeni de kendisinin yıllarca şiddete maruz kaldığını ve şimdi eşinin "sana çok haksızlık ettim ama sonunda senin en büyük dostum arkadaşım olduğunu anladım" diye özür dilediğini, çocuklarının ve şu andaki gördüğü takdirin en büyük tesellisi olduğunu paylaştı. Diğer kadınlarda benzer yaşamlarını paylaştılar. Kadınlar bu kurslarda bu tür paylaşımların ve arkadaşlıkların kendilerine çok büyük bir destek olduğunu söylediler.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!