ŞİDDET MANZARALARI 1

NEŞE HACISALİHOĞLU'NUN DİĞER YAZILARI İÇİN TIKLAYIN....

KAMPANYADA DÜN VE BUGÜN.....TIKLAYIN

AİLE İÇİ ŞİDDETE SON KAMPANYASI TAM GAZ...TIKLAYIN...

Hürriyet'in Aile İçi Şiddete Son Kampanyası eğitimlerimizde şiddet uygulayanlarla da karşılaştık kuşkusuz. En rahat ifade edilen de, çözüm için en fazla destek istenen de çocuğa yönelik şiddetti. Yetişkinin yetişkine  şiddetini ifade edenler genelde çok azdı ki onlar da çözüm arayışı içinde olanlardı.

Şiddet uygulayan grubu daha çok eğitim sırasında verdikleri tepkilerde (kızgın, alaycı, itirazcı  tutumlarından, 3. şahıs üzerinden anlattıkları hikayelerden) gözlemledik. Onlara evdeki her bireye şiddetin ne kadar zarar verdiğini, kızgınlıklarıyla başa çıkabilmenin yolları olduğunu, çatışmalarımızı daha uygun yöntemlerle çözebileceğimizi, şiddet olmayan bir aile ortamının anlamını anlatmaya çalıştık…

Kimi zaman açık, kimi zaman dolaylı yöntemlerle yardım almalarını önerdik, destek olmaya çabaladık.

İşte şiddet gösterenlerden birkaç örnek;

"Eğitimi dikkatle izleyen 16 yaşındaki  genç bir delikanlı, eğitimden sonra konuşmak istedi. 15 yaşında ailesi tarafından evlendirilmiş ve okulu bırakmış. Bir süre sonra karısının ailesi kızlarını geri almış. Söylediğine göre aile kızlarını satarak para kazanıyormuş. Biz bir şey yapamadık diyor.

Bazı olaylar yaşanmış ve babası hapse girmiş. Kendisini  şu anda sıkıntıda hissediyor. Çok çabuk öfkeleniyor ve öfkesini kontrol edemediğini, eşyalara zarar verdiğini, annesine de vurduğunu, daha sonra pişman olup kendisini kötü hissettiğini söylüyor. Öfkesini nasıl kontrol edebileceğiyle ilgili bilgileri biraz daha detaylandırılarak ona anlattık. Olumlu yaklaşıp, 'sen iyi bir çocuksun' gibi cümleler kurunca duygulandı, gözleri doldu. Daha önce kimseden duymamış gibiydi…"

"Varoşlarda yaptığımız bir eğitimdi ve katılımcıların tümü birbirlerini tanıyordu. Otobüse genç bir erkek bindiğinde kadınlar hemen 'senin burada ne işin var? Sen karını dövüyorsun? Ne diye geldin buraya? İn otobüsten çabuk' şeklinde tepkilerle üzerine yürüdüler. Bu eğitimin sadece şiddet görenler için değil gösterenler için de yararlı olduğunu anlatmaya çalıştımsa da kadınları yeterince sakinleştiremedim ve başlangıçta 'Nedenmiş? Ben de izlemek istiyorum' diyen erkek katılımcı kadınların kızgınlığı devam edince kalmayı göze alamadı ve eğitim başlamadan otobüsten indi…"

"Sabah eğitim sırasında otobüsün etrafında dolaşıp şoföre eğitimle ilgili sorular soran iyi giyimli bir erkek dikkatimi çekti. Aynı kişinin öğlen arasında da otobüsün etrafında dolaştığını fark edince yanına giderek öğleden sonra da bir eğitim olduğunu ve isterse katılabileceğini belirttim. Öğleden sonraki gruba katıldı ve uzun bir süre ilgiyle izledi. Şiddetin psikolojik etkileri anlatılırken tedirgin oldu ve sonunda söz alarak 'insan yapmak istemiyor ama bazen mecbur kalıyorsunuz. Öyle çok dırdır ediyor ki' dedi.

Onun üzerine gruptaki kadınlar söylenmeye başladı. Uygun bir şekilde kadınları susturduğumda konuşmasını örnek vererek sürdürdü,'Arkadaşlarınızla bir gece içmeye gidiyorsunuz, yok geç kaldın, yok sarhoşsun şeklinde dırdır ediyor, burnunuzdan getiriyor, gel de vurma!' Bu örnek kadınları iyice öfkelendirdi ve açık bir şekilde bu kişiye kızgınlıklarını dile getirmeye başladılar. Aralarından birinin önüne bakarak 'şimdi dönüp ben de ona bir tokat patlatsam ancak hırsımı alırım' diye  söylendiğini fark ettim. Grubu sakinleştirip kızgınlıkla başa çıkma bölümünü bu örnek üzerinden anlatmaya çalıştım ancak eşine şiddet uygulayan kişi kadınların sakinleşmelerine rağmen bakışlarına dayanamayıp 'bir yere yetişmem gerekiyor, özür dilerim' diyerek eğitimden ayrıldı."

"Bir kadın çocuğuyla gelmişti ve çocuk eğitim sırasında elindeki düdüğü öttürdü. Anne refleks olarak çocuğun yüzüne hafifçe vurdu. Tüm katılımcılar gülmeye başladı. Uygulamalı eğitim olduğunu söylediler. Çünkü tam o sırada çocuğa şiddeti anlatıyordum. Bu olayın üzerine konuşuldu, o sırada başka ne yapabileceği tartışıldı."

DAYAĞI SAVUNAN DA ÇIKTI

"Sadece gruptan bir kişi dayağa karşı olmadığını hatta savunduğunu ve bu eğitimin kendisi için bir şey ifade etmediğini söyledi."

"Bir katılımcı da şiddetten korunma yolları konuşulurken, 'eğer bütün kadınlar kendilerini korumaya kalksa evli insan kalmaz bu ülkede' diyerek şiddetin yaygınlığına gönderme yaptı."

"4320 sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanun'u  anlatırken gruptan tepkiler geldi. Bir katılımcı sinirli bir şekilde  'ev benim evim, niye erkek evden uzaklaştırılıyor, eğer rahatsız oluyorsa kadın evden gitsin' şeklinde itirazda bulundu!"