Oluşturulma Tarihi: Şubat 27, 2012 10:53
Optimum denge modeli (ODM) felsefe, kişisel gelişim ve psikoterapiyi birleştirmeyi amaçlayan bir yaşam modeli. Pek çok kesimi ilgilendiren ODM eğitimlerinde çalışanlar ‘insanı’ keşfediyor.
Felsefe, kişisel gelişim ve psikoterapiyi birleştirmeyi amaçlayan bir yaşam modeli olan optimum denge modeli (ODM), NLP eğitmeni Tamer Dövücü tarafından geliştirilen iki basamaklı bir eğitim. Optimum denge modeli öncelikle büyük resmi veriyor, sonra her parçayı tek tek işleyip bunların nasıl uygulanabileceğini öğretiyor. Aynı zamanda bilinç ve bilinçaltını doğru yere oturtmayı öğretiyor. İşlediği her konuyu birey, aile, iş dünyası ve toplumsal yapı üzerinden örneklerle herkesin anlayabileceği şekilde anlatıyor. Tüm bunları yaparken de insanları değiştirmeye çalışmıyor. Seçimleri insanlara bırakıyor.
Eğitimde insanı keşfediyorlar
Model spordan eğitime, sağlıktan iş yaşamına, sanattan psikoterapiye kadar her alanda uygulanabiliyor. İş dünyası da eğitime çok talep gösteriyor. İnsanların en çok zorlandıkları kısmın iş hayatı olduğunu belirten Dövücü işadamlarının, sanayicilerin, insan kaynakları yöneticilerinin ve üst düzey yöneticilerin eğitime çokça katıldığını söylüyor: “İş yaşamıyla ilgili olarak başarı modellerinden doğru personel seçimine kadar pek çok noktada ciddi farkındalıklar yaşıyorlar. Özellikle işadamları ve üst düzey yöneticiler en fazla şeyi alan grup.”
Eğitimin amacı insanın kendini, insanı ve hayatı anlaması. Bunun için de modeller var. Bir konu anlatılıyor ve bu konunun bireyi nasıl etkilediği açıklanıyor. Sonra ailesini, iş hayatını, şirketi nasıl etkilediği anlatılıyor. Dövücü, buradaki en önemli noktanın kökenindeki yapının aynı olduğunu insanlara anlatmak olduğunu söylüyor: “Bu işin matematiğini kavramaya başladıklarında bütün sistemlerde uygulamaya başlıyorlar. Mesela kişi iş hayatındaki sorunları çözebiliyor ama ailesiyle ilgili olan sorunlarda problem yaşıyor, aynı şey olduğunu anlayamıyor. Bir tanesini anlamaya başladıklarında hepsi gözlerinin önünde çözülüyor. Böyle bir bütünlüğe ulaştıkları zaman o kadar çok şey halloluyor ki... bunların hepsi birleşiyor ve bir kademe yukarı çıkıyorlar.”
İş dünyasında temelde birkaç grup sorun olduğunu belirten Dövücü, bunların iş hayatındaki kimliklerle ilgili problemler, iletişimle ilgili problemler ve personelle ilgili problem olarak sıralıyor. Aslında bireyin kendi içinde yaşadığı veya ailede ortaya çıkan problemlerin hepsi şirkette de yaşanıyor fakat farklı bir içerikle görülüyor, ayrı problemler olarak algılanıyor. Dövücü, çalışanların bu eğitimler sonucu en sık keşfettikleri şeyin ‘insan’ olduğunu söylüyor: “Eğitimlerde en önemli faktörün insan olduğunu anlıyorlar. Aynı konu, problem, insansız bir modelde karşılarına çıktığında kolayca çözebiliyorlar. İşin içine insan girdiğinde karışıklık yaşanıyor.”
İstanbul’daki ilk eğitim Mart’ta
Farkındalık, denge ve optimizasyon bu sistemin anahtar kelimeleri. Dövücü’ye göre bu model insanlara başarılı olmayı, huzurlu olmayı ve bu ikisini dengelemeyi yani mutluluğu öğretiyor.
Şu ana kadar yaklaşık 350 kişi bu eğitimlere katılmış. 6 gün süren bu eğitimler genellikle hafta sonlarında yapılıyor.
Modeli uygulayanların farkındalıklarının arttığını belirten Dövücü kendilerini hafiflemiş hissettiklerini, daha çok gülümsediklerini ve dengelerini daha kolay sağladıklarını söylüyor. İstanbul’daki ilk eğitim Mart ayında. Ayrıca bu eğitimde psikoterapi enstitüsü olan Erickson Enstitüsü başkanı Jeffrey Zeig da yer alacak.