HER ülkenin çeşitli konularda sivrilmiş kahramanları vardır. Çoğunlukla ülkeyi bağımsızlığına kavuşturan siyasi ve askeri kahramanlar hatırlanır. Diğerleri isimsiz kahramanlar olarak tarihin sayfaları arasında kalır.
Türkiye’nin de ekonomik alanda kahramanları vardır. Ama, iktisatla ilgilenmeyenler bu kahramanları bilmezler. Hatta, iktisatla ilgilenenler arasında dahi bu kahramanları bilenlerin sayısı azdır.
Örneğin, T.C. Merkez Bankası’nın 1931-38 yılları arasında görev yapan ilk başkanı olan Selahattin Çam’ı (o dönemde Genel Müdür deniyordu) kim bilir? Halbuki, Selahattin Çam bir merkez bankası yöneticisinin çeşitli çevrelere nasıl dik durması gerektiğini kendinden sonraki nesillere öğreten kişidir. Belki farkında olmasalar da, çoğu T.C. Merkez Bankası Başkanı ondan ‘duruş’ öğrenmişlerdir. Gelenekler ve tarih insanlara çok şey öğretir.
MALİYE REFORMU
Avrupa Birliği’nin yeni üyelerinden Polonya’nın da iktisat alanında bir kahramanı var: Wladyslaw Grabski. Zengin bir toprak ağasının oğlu olarak 1874 yılında dünyaya gelen Grabski iyi bir eğitim almış. Önce Varşova, sonra Paris Sorbonne Üniversitesi’nde eğitim görmüş. Babadan kalma çiftliğe geri dönmüş, tarımla uğraşmış ve ülkesinin ekonomik, siyasi ve sosyal sorunlarıyla ilgilenmeye başlamış.
Ülkesinin bağımsızlığını kazanması yolunda önemli çalışmalar yapmış. Çok kısa süre Tarım Bakanı olarak görev yaptıktan sonra Birinci Dünya Savaşı sonrası Versailles barış görüşmelerinde Polonya Delegasyonu’nda bulunmuş.
Grabski 1920 yılında Maliye Bakanı olur. Devlet bütçesini denkleştirmeye çalıştığı için sevilmez ve istifa etmeye zorlanır. Olağanüstü bir dönemde, 1923 yılı sonunda Başbakan ve Maliye Bakanı olur. Köklü bir maliye reformu yapar.
Maliye reformunun bir parçası olarak devletten ve Maliye Bakanlığı’ndan tamamen bağımsız, bir anonim şirket statüsünde Polonya Merkez Bankası’nı (Narodowy Bank Polski) kurar. O dönemde Polonya’da dolaşımda olan Alman Mark’ını toplayıp altına bağlı Zloty’yi dolaşıma çıkarırlar.
Polonya’nın iktisadi alandaki inşasında önemli bir yer tutan Wladyslaw Grabski şöyle der: ‘Sağlıklı bir ekonomik kalkınmanın ve devletin mali gücünün temeli sağlam ve güçlü bir paradır. Böyle bir parayı yaratmak ve korumak için tüm ülke çok ciddi özverilerde bulunmak zorundadır.’
Polonya bu ayın başında Avrupa Birliği’ne tam üye oldu. Üyelik kolay olmadı. Çok ciddi özverilerde bulundular. Birçok iniş-çıkış ve acılardan sonra, seksen yıl önce Grabski’nin çizdiği yolda yılmadan yürüdüler. Başardılar. Daha da gidecek yolları var.
GÜÇLÜ PARA
Polonya Hükümeti 2004 yılını Wladyslaw Grabski Yılı ilan etti. Bu yolla, Polonya Merkez Bankası’nın yalnızca kurucusuna saygı gösterilmiş olmuyor, aynı zamanda tüm Polonya toplumu, gelinen yerin korunması ve daha ileri gidilebilmesi için yeni özverilere hazırlıklı olunması konusunda uyarılıyor.
Bize ters gelse de, ‘güçlü ekonomi dünyanın her yerinde güçlü paradan geçiyor.’ Parasının değerli olduğundan bu denli şikayet eden tek ülke herhalde Türkiye’dir. Daha özverinin ne demek olduğunu tam anlayabilmiş değiliz galiba. Bu şartlarda, paramızın değeri düştükçe sevinen bir millet olarak başımızın dertten çıkmaması normal oluyor.