Paylaş
Birincisi 30 Ağustos, diğeri de 29 Ekim...
Dün metroda önemli bir adım atıldı; Menderes – Halkapınar - Alsancak arasındaki 22 kilometrelik hatta ilk deneme seferleri yapıldı. Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ve CHP Genel Sekreteri Önder Sav bu açılışı beraber gerçekleştirdi.
Aslında dün çekilen bu fotoğraf çok daha önce çekilebilirdi.
Metro daha önce devreye girebilir, Türkiye’ye örnek olan bu projede yeni etapları konuşuyor olabilirdik.
Neyse...
Önemli olan zor da geç de olsa metronun başlamasıdır.
Bu projeye neden önem veriyorum.
Çünkü, bu yatırım İzmir Büyükşehir Belediyesi ile Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları ile ortak yapıldı. Her iki kurum da İZBAN şirketine yüzde 50 ortak...
Bir anlamda devletle bir yerel yönetim; iktidarla muhalefet, Adalet ve Kalkınma Partisi’yle Cumhuriyet Halk Partisi ortak...
Demek ki, istenince oluyormuş, meydanlarda birbirlerine söz bırakmayan partiler, liderler bile ortak akılda buluşabiliyormuş.
Demek ki, “İktidar partisi hangi partiyse yerel yönetimler de aynı partiden olsun” sözleri; pratikte geçerli değilmiş.
Demek ki, iktidar partisinin bir bakanıyla, muhalefet partisinin bir büyükşehir belediye başkanı pekala bir araya gelip, iyi ve güzel bir proje yapabiliyormuş.
Bu örnekleri çoğaltabilirim.
Ama vatandaşın beklentisi; İzmir’in metro projesinde olduğu gibi Türkiye’nin farklı kentlerinde de benzer yatırımların gerçekleştirilmesi...
Benim için bu projenin bir başka önemi daha var.
O da şu...
Ahmet Piriştina ikinci dönemdeki başkanlığı için metroyu ana hedeflerden biri yapmıştı.
Büyükşehir Belediyesi, istasyon, alt-üstgeçit ve tünelleri kapsayan inşaat sürecini Piriştina döneminde 2004 yerel seçimlerinden önce başlattı.
Ancak Piriştina’nın ani ölümü planları alt üst etti.
Aziz Kocaoğlu, 2004’te başkan seçildiğinde hangi sözü verdiyse onu yerine getirdi.
Kocaoğlu, “Piriştina’nın seçim bildirgesine aynen uyacağım” demişti.
Menderes – Halkapınar – Alsancak arasındaki ilk hattın devreye girmesi; işte verilen sözlerden ilkinin yerine getirilmesidir.
Kocaoğlu, devletle ortak bir yatırım kararı alarak bana göre çok önemli bir hizmeti yerine getirmiştir.
Şimdi, İzmir için ikinci bir tarih önem kazanmaktadır.
O da 29 Ekim’dir.
Aliağa-Menderes arası 79 kilometrelik hattın tamamı 29 Ekim’de hizmete açılacak.
Ve sonraki etaplar da zamanla devreye girecek.
Metro; çok önemli bir yatırım İzmir için...
O yüzden metro öncesi ve sonrasındaki İzmir’i yeniden konuşmak ve ele almak gerekir.
Pankartlardan al mesajı
Siyaset ne kadar zor bir iş...
Ve değişken...
Örnek mi?
Vereyim...
CHP Genel Sekreteri Önder Sav, Aliağa-Menderes Hızlı Tren Hattı’nın Menderes - Alsancak bölümünün açılışı için İzmir’deydi.
Partideki genel başkan değişikliğinden sonra Sav da Kılıçdaroğlu gibi artık Ankara dışına çıkıyor ve kent kent dolaşıyor.
Bunlar önemli gelişmeler...
Hangi parti olursa olsun; özellikle üst yönetiminin bazı kararları verirken halkın nabzını iyi tutması gerekiyor çünkü...
Sav, İzmir’deyken şehrin bazı yerlerine pankartlar asıldı.
“İzmir ‘Hayır’ diyor” da vardı; “AKP’nin tek başına yazdığı anayasaya hayır” sloganları da...
Ama ilgimi çeken ve dikkatimden kaçmayan birkaç pankartta ise, şöyle yazıyordu.
“Halkın sesini dinleyen halk adamı...”
“Değişimin mimarı...”
Trabzon örgütü, Adana örgütü, ne düşünüyor bilemem...
Ama Ege’yi iyi bilen bir insan olarak, düne kadar değişime en fazla direnen isimlerden biri olarak Sav gösteriliyordu.
Daha doğrusu örgütler böyle konuşuyordu.
Demek ki...
Öyle değilmiş.
Bütün bunlara direnen, değişimin önünde duran Deniz Baykal’mış.
Çünkü, pankartlardan öyle anlaşılıyor.
Bakmayın siz farklı mağlubiyete
Skor hem önemli, hem değil.
Sezon başındayız, bu kayıplar telafi edilir.
Yeter ki, eksikler bir an önce tamamlansın, herkes sahadaki mücadeleye konsantre olsun.
Maçı seyretmeyenler üç sıfırlık Rize mağlubiyetini bir facia olarak görebilir, oysa Karşıyaka mücadele etti, hırsını ortaya koydu, daha organize olabilseydi skor daha farklı olabilirdi.
Ne var ki, orta sahadaki top kayıpları ve biraz da kaleci Necati’nin şanssızlığından dolayı hiç beklenmeyen bir sonuçla Karşıyaka sahadan mağlup ayrıldı.
Bence takımın en büyük problemi; uyum...
Benim bir türlü anlayamadığım konu da bu...
Belli ki, Karşıyaka’nın bu yıl farklı bir iddiası var ve buna göre bir oyuncu kadrosu kuruldu.
O zaman...
Hazırlık dönemi ve hazırlık maçları çok daha farklı yapılamaz mıydı?
Geçtiğimiz yıllarda Karşıyaka Galatasaray’la, Fenerbahçe’yle ve zorlu rakipleriyle hazırlık maçları yapar eksiklerini görürdü.
Uyum; sağlandıkça...
Karşıyaka zirveye çıkacak gibi gözüküyor.
Bu da Teknik Direktör Erdoğan Arıca’ya kalıyor.
Paylaş