Güncelleme Tarihi:
TBMM Genel Kurulu’nda dün Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne yönelik tartışma yaşandı. Gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay, “Bizim için sistem tartışmaları bitmiştir” derken, Meclis’in yeni hükümet sistemiyle asli işlev ve işlerini etkin şekilde yerine getirmeye devam edeceğini söyledi.Akçay, “Müzakere ve uzlaşmayla, milletimizin lehinde tavır ve tutumla Meclis çalışmalarına katkı sunacağız” diye konuştu.
MECLİSİN PERFORMANSI KÖTÜ
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Meclis’in, önceki yıllara göre en kötü performansı gösterdiğini öne sürdü. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne ilişkin değerlendirmelerde bulunan Özel, “İki yıl önce rejime kasteden Anayasa değişikliği yapılırken neyi eleştirdiysek, bu süreçte o eleştirilerimizin, özellikle Adalet ve Kalkınma Partili milletvekillerinin şikayetlerine dönüştüğünü duyduk” dedi. FETÖ’nün 15 Temmuz Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu Raporu’na da değinen Özel, milletin vekillerinin 15 Temmuz’un tüm yönleriyle araştırılmasıyla ilgili çabasını engellemeye çalışanlar olduğunu iddia etti.
BİR ÖNERİ SUNUN
AK Parti Grup Başkanvekili Mehmet Muş, muhalefetin eleştirilerinin bir kıymetinin olması için Meclis’e bir öneri sunması gerektiğini ifade etti. Muş, “Partiler, yapılan Anayasa değişikliğiyle ilgili eleştirilerini tabii ki ortaya koyabilirler fakat yaptığınız eleştiri kadar kendiniz de TBMM’ye bir alternatif sunarsanız bir anlamı olur. Nasıl bir sistem hayaliniz varsa, ne öneriyorsanız getirirsiniz Meclis’e. Milletvekilleri, önerinizle alakalı kanaatlerini belirtirler, uygun görürse Meclis’ten geçer, millete gider. Elinizdeki alternatifi de sunmazsanız hiçbir inandırıcılığınız olmaz” diye konuştu. Meclis Başkanvekili Süreyya Sadi Bilgiç ise Özel’in kaybolduğu ya da yok sayıldığı iddia edilen FETÖ’nün 15 Temmuz Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu Raporu’na ilişkin sözlerine cevap verdi. Bilgiç, Meclis Başkanlığı’na sunulan bir rapor olduğunu belirterek, “Bu raporun olmadığını da kimse söylemiyor ancak Meclis Başkanlığı tarafından İçtüzüğe göre tekamül etmiş bir rapor gelmiş değil. Onun için de o rapor bastırılamıyor” diye konuştu.
DESTİCİ: SULANDIRIR
BBP Genel Başkanı Mustafa Destici ise dün Meclis’teki basın toplantısında 40+1 formülü için, “Cumhurbaşkanı seçilebilmek için yüzde 50 artı 1 zorunluluğunun kaldırılması tartışmasını gayriciddi buluyorum. O zaman bu sistem özelliğini kaybetmiş, ciddiyetini kaybetmiş, sulandırılmış olur. ‘40 olmadı bu sefer de 30’a düşürelim’ olacak.” dedi.
MHP'DEN 6 İTİRAZ
MHP kaynakları, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turunda geçerli olan yüzde 50+1 barajının yüzde 40+1’e çekilmesi formülüne soğuk bakma nedenlerini şu başlıklarla açıkladı:
Faruk Çelik’in peşinden gitmeyiz: Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili baraj tartışmasını başlatan isim eski Bakan Faruk Çelik’in ‘Yüzde 50+1 Türkiye’yi yorar, yüzde 40 alan seçilmeli’ sözleri. MHP olarak şunu sorgularız; Çelik, hangi amaçla böylesi bir çıkarımda bulunmuştur? MHP Çelik gibi isimlerin peşinden gitmez.
Sistem tartışmaya açılır: Barajın yüzde 40+1 olarak belirlenmesi, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni tartışmaya açmak demektir. Yüzde 40+1 demek, tüm sistemi silbaştan yeniden tasarlamak anlamını taşır.
Erdoğan’ı sıkıntıya sokar: Yüzde 40+1 gibi bir baraj, sadece AKP’nin değil, diğer partilerin adayları için de geçerli olur. Önceki cumhurbaşkanlığı seçimleri anımsandığında, ilk turda yüzde 40’ın üzerinde oy alan bir adayın seçilmesi anlamına gelir ki bu da öncelikle Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı sıkıntıya sokar.
Parlamenter sistem hareketi: Yeni bir anayasa değişikliğinin konusu da sadece seçim barajı olmaz, parlamenter sisteme dönüş hazırlığı da olur.
Nitelikli çoğunluk yüzde 50+1’dir: Yüzde 40+1 demek, nitelikli çoğunluk yok anlamına gelebilir. Yani ‘Yüzde 60’lık kesim sana oy vermedi’ tartışmalarını da beraberinde getirir.
Meclis aritmetiğiyle zor: Barajın yeniden şekillenmesi için yeniden bir anayasa değişikliğinin yapılması gerekir. Bunun için de 400 milletvekili şartı aranır. Ancak AKP ve MHP’nin milletvekili sayısı bu çoğunluğu sağlamada yetersiz kalır. Referandum sürecine gidilir ancak bu da sürekli sistem tartışmaları içinde olan vatandaşı yorar. (Umut ERDEM/ANKARA)