'Silahları Suriye'ye Lübnanlı vekil gönderiyor'

Gelecek Hareketi milletvekillerinden Okab Sakr’ın, hareketin lideri Saad Hariri adına Türkiye üzerinden Suriye’deki isyancılara silah göndererek destek olduğu hatta Lübnan ve Türkiye’deki bir dizi “operasyon odası”ndan Suriye’deki çatışmaları şahsen yönettiği öne sürüldü.

İddiaya kanıt olarak gazeteye kimliği belirsiz kişilerce gönderilen ses kayıtları ve belgeler gösterilirken, Sakr, El Şark el Avsat gazetesine yaptığı açıklamada kayıtlardaki kişinin kendisi olduğunu doğruladı.

TÜRKİYE’DEKİ OPERASYON ODALARI
El Akbar gazetesi haber yayınlanmadan önce kaynakla geçirdikleri süreci adım adım anlattı. Habere göre kaynak elindeki belgelerin sayısını açıklamazken, inandırıcı olmak için ses kayıtlarından kısa kesitler gönderdi. Bu belgeler kaynağın kimliği ve bu belgelere nasıl ulaştığı konusunda daha büyük soru işaretlerine neden oldu.

Daha sonra kaynak, Sakr tarafından Suriye ayaklanmasına destek olmak amacıyla Antakya, Adana ve İstanbul’da kurdurulan operasyon odalarından birinde bir yılı aşkın süredir çalışmakta olduğunu açıkladı. Kaynak Sakr’ın Florya’da kendisine ait bir evi olduğunu ve zaman zaman buradaki operasyon odasında bizzat çalıştığını da söyledi.

LÜBNANLILAR GELİP GİDİYOR
Suriye’nin çeşitli bölgelerinden gelen 20 kadar gencin Türkiye’deki operasyon odalarından askeri operasyonları idare ettiğini belirten kaynak, her şeyin Türk ve Katarlı istihbarat yetkililerinin gözetiminde gerçekleştiğini öne sürdü. Kaynağın açıklamalarına göre bu odalardan bir tane de Lübnan’da bulunuyor ve oradaki sorumlular Türkiye’dekilerle sıkı işbirliği içinde çalışıyor, hatta zaman zaman buraya gelerek temaslar gerçekleştiriyor.

Sakr’ın Türk istihbarat ajanları üzerinde “sınırsız etkisi” olduğunu ve Suudilerin kendisine “körü körüne güvendiğini” de iddia eden kaynağa göre Sakr zamanının büyük bir kısmını Türkiye’de “Suriye’deki devrimi dakika dakika takip ederek” geçiriyor. Hatta yakın arkadaşı Luey el Mukdad’ı Özgür Suriye Ordusu Yüksek Konseyi Sözcüsü olarak atayan milletvekili böylece ilk elden kontrol elde etmiş oldu.

'SAKR DEVRİMİ YIKTI'
El Akbar’ı Türkiye’den arayan kaynak, neden böyle bir ifşaatta bulunduğunu, “Sakr çılgınca hesaplarıyla devrimi yerle bir etti” diye açıklayarak şöyle konuştu:

“Toplantılar sırasında örneğin biz belli bir bölgeye silah gönderilmesine karşı çıkıyorduk çünkü buranın savaştan kaçanlar için güvenli bir sığınak olmasını istiyorduk. Ama [Sakr], insanların hayatlarını hiçe sayarak, histerik bir biçimde kararında ısrar ediyordu. Vatansever muhaliflerle paralı katiller arasında fark gözetmeksizin silahlı grupların liderlerine para dağıtıyordu. Eğer Okab’ın dağıttığı para ve silahlar doğru yerlere gitseydi, Beşar Esad şimdiye kadar dört kez devrilirdi.”

‘KORKUYORUM’
Sakr’ın bunları “Suriye halkını sevdiği için değil rejimden nefret ettiği için” yaptığını söyleyen kaynak bununla birlikte Lübnanlı milletvekilinden korktuğunu ve “Türkiye’den ayrılıp Suriye’de güvenli bir yere geçmek istediğini” de söyledi.

Gazetenin internet sitesinde yayınlanan ses kayıtlarının en dikkat çekicilerinden bir tanesi kimliği belirlenemeyen ancak bazı uzmanlarca Saad Hariri olduğu iddia edilen bir kişiyle Sakr arasında yaşanıyor. Kayıtta Sakr bu kişiye “Ağır silaha ihtiyacımız var” diyor.

'EVET BENİM' DEDİ
Sakr, Suudi gazetesi El Şark el Avsat’a yaptığı açıklamada, El Akbar’a sızdırılan konuşma kayıtlarındakinin kendisi olduğunu doğruladı.

Suriye’deki muhalif grupları ve yabancı militanları silahlandırdığını açık açık söylemekten korkmadığını ifade eden Sakr, daha önceki açıklamalarında “Eğer onlara bir tane tüfek verdiğimi kanıtlayabilirsem mahkemeye çıkmayı kabul ederim. Sözlerimin arkasındayım. Kanıt getirsinler ve beni yargılasınlar” demişti.

Lübnan’ın El Manar televizyonunun internet sitesindeki haberde de Gelecek Hareketi’nden liderlerin Hariri’yi olayla ilgili suçlamalardan uzak tutmak için ellerinden geleni yaptığını aktardı. Ancak Sakr’ın kayıtlarda, “Hariri deliriyor. Her ne olacaksa kararlı bir hamle istiyor” şeklindeki sözleri parti liderinin de bu skandaldan uzak kalamayacağına işaret etti.

Hariri’nin ise sessizliğini korumaya devam ediyor olması soru işaretlerini daha da artırdı.