Güncelleme Tarihi:
RAKAMLAR ‘GELİYORUM’ DEMİŞ
“2000 ile 2007 arasında askeri liseyi kazanan öğrencilerin 1598’i ortaokul birinci sınıfı dışarıda okumuş. Hiçbiri SBS’ye ve TEOG’a girmemiş. Doğrudan askeri lise giriş sınavına girmiş. Böyle bir tuhaflığı yöneticilerin görmemesi kabul edilebilir mi? Ben bakanlığa geldikten sonra askeri lise giriş sınavlarını incelettim. 2000 ile 2014 arasında çan eğrisi, man eğrisi kalmamış. Herkes çok iyi öğrenci. Bir sınavda tam veya tama yakın soruyu doğru cevaplayan öğrenci sayısı 419, bir başka sınavda ise 700 küsur olmuş. 2014’te ÖSYM’deki değişiklikten sonra sorular çalınamadı. Bu defa sayı 2014’te şak diye 2’ye düşüyor. Bu defa da vazgeçmemişler, en iyi öğrencileri mülakatta elemişler. Böyle bir gün ordu içerisinde 170-180 generalin karıştığı ama ordunun genelinin tevessül etmediği bir darbeyle karşı karşıya kalıyorsunuz. Hiçbir sivil denetime tabi kurumda böyle bir rezalet yok.
SİLAHLI GÜCÜN TEK ELDE TOPLANMAMASI
Dünyada, elinde silah bulunduranlarla ilgili en temel endişe kaynağı darbedir. 98 ülkede bilinen, gerçekleşen darbe sayısı 216. 28 Şubat gibi post modern darbeler, e-muhtıra gibi elektronik şeyler dahil değil. Özellikle batı, gücün tek merkezde toplanmasının ne kadar büyük sakıncalar doğurduğunu tespit etmiş ve demokrasilerde yaşana yaşana en son gelinen nokta gücün dengelenmesi olmuş. 4 tane fiili askeri darbe yaşamış bir ülkenin, hâlâ bu konuları tartışıyor olmayıp da yok efendim emir komuta zincirini bozuyorsunuz gibi bir tartışmaya girmesi doğru değil. Amaç, 6 darbeyi geçirmiş (28 Şubat ve 27 Nisan dahil), bu kadar silahlı gücün tek bir merkezin elinde tutulmasının bedelini ağır ödemiş bir ülke olarak önlem almaktır.
ABD’DE BOZULMUYOR DA BİZDE Mİ BOZULACAK
Mevcutta bütün kuvvetler her türlü bürokratik işlemi Genelkurmay’a, Genelkurmay da bize gönderiyor. İnanılmaz bir bürokrasi ve zaman kaybı var. Bu yük nedeniyle Genelkurmay o kadar hantallaşmış ki. Askerin asli görevi harekât ve ordunun harbe hazırlık durumunu en üst düzeyde tutmaktır. Kanun Hükmünde Kararname’de (KHK) buna yönelik emir komuta zincirinin bozulamayacağına dair madde var. Gücün dağılması, tek merkezde toplanmaması için Jandarma ve Sahil Güvenlik de İçişleri’ne bağlandı. ABD’de Genelkurmay Başkanı aslında danışman konumundadır ve bütün kuvvetler MSB’ye bağlıdır. Fakat ABD Başkanı istediği anda sadece kara, deniz havadan değil, 9 bölge komutanlığından doğrudan bilgi alır ve doğrudan talimat verir. ABD’de emir komuta bozulmuyor da Türkiye’de mi bozuluyor?
TÜRKİYE FİİLİ OLARAK BAŞKANLIĞA GEÇTİ
‘Cumhurbaşkanı ve başbakan gerekli gördüğü durumlarda doğrudan kuvvet komutanlarından veya bağlılarından bilgi alabilir, onlara doğrudan talimat verebilir.’ Başka bir onaya gerek yoktur. Eğer mesele sadece cumhurbaşkanının o maddede bulunması ise o ayrı bir tartışma konusu. Bu eleştiriyi yapanlar maddede sadece ‘başbakan’ ifadesi olsaydı bunu yapmayacaklar mıydı? Bir başbakan çok çok gerekli olmadıkça bir komutana talimat verir mi, çünkü başbakanı denetleyen bir kamuoyu var, medya var. Siz, başbakanın aldığı her kararın ıcığını cıcığını araştırıyorsunuz. O gün Eskişehir’de yaşanan olay, böyle bir şeyin gerekliliğini ortaya koyuyor. Türkiye 2007’deki seçimle fiili olarak başkanlığa geçti. Biz Cumhurbaşkanı’na, ‘Sen hiçbir şeye karışmayacaksın’ deme anlayışına sahip değiliz. Yüzde 90 küsur katılımla, yüzde 52 oyla seçilmiş, Başkomutanlık meselesini TBMM adına üstlenmiş bir kişiye ‘sen orduya karışamazsın’ dememizin ne kadar tutarlı bir tarafı var?
BENİM TALİMATIMI YAPMIYOR
Bakanlıkta idari kadroda bakan, bakan yardımcısı ve danışman dışında hemen hiç sivil yoktu. Daire başkanı, müsteşar yardımcısı yok. Benim müsteşarım korgeneraldi emekli oldu ve yeni müsteşar atamadık. Talimat veriyorum, gidiyor Genelkurmay 2. Başkanı’na soruyor, talimat alırsa yapıyor, alamazsa benim talimatımın neden yapılamayacağını bana anlatıyor. Davul bizim boynumuzda ama tokmak bizim elimizde değil.
TEĞMEN BOŞLUĞU SİVİLDEN DOLACAK
ASTEĞMENLİKTEN tezkere bırakma var. Bu sene teğmen ihtiyacını karşılayabilmek için çok daha yoğun uygulayabiliriz. Ayrıca, sözleşmeli teğmen noktasında sivil kaynaktan temin edeceğiz. Bu yıl Milli Savunma Üniversitesi’ne yeni öğrenci almayacağız. Çünkü yapıyı değiştirmeyi planlıyoruz. En az bir yıla ihtiyacımız var. Üniversitedeki müfredatı hazırlarken demokrasiye bağlılık ile askeri gereklilikler esas olacak. Yönetim sivillerin, yurt savunması da askerin işidir. Sen yurt savunmasına odaklan. Hava Kuvvetleri’nde çok zaruri durumlarda yetecek sayıda pilotumuz var. Hava Kuvvetleri çalışma yaptı, daha önceden emekli olmuş, dönmek isteyenler var. Teknik çalışmayı Hava Kuvvetleri yapacak.
DARBEYİ BİNBAŞI HABER VERDİ
BİNBAŞI çağırıyorlar, önce söylemiyorlar, ‘Bu akşam çok önemli bir görev var o görevi ifa edeceğiz’ diyorlar. Sonra akşam ‘3 helikopterle MİT’i basacağız ve MİT başkanını alacağız’ diyorlar. ‘Dışarıdan geldim, üstümü değişeyim’ falan diyor. 14.30 civarı. Hemen MİT’e geliyor, benim tahminim o da darbe falan bilmiyor. MİT Genelkurmay’a haber veriyor. Binbaşı MİT’in kendi elemanı, istihbarat kaynağı değil. Kendi rızasıyla gelip söylüyor.
‘PARALEL’SEN ŞAK DİYE YÜKSELİYORSUN
Yüksek Askeri Şura (YAŞ) yapısından dolayı bu alanın denetlenmesi mümkün değildi. Özellikle darbe tecrübesini yaşayan ülkeler, YAŞ ve generallerin terfisi konusunda ciddi çalışmalar yapmışlar. Yunanistan’da YAŞ’ta 8 sivil ve Genelkurmay Başkanı var. Onun da oy hakkı yok. ‘YAŞ’ta sivilin olması liyakatı arka plana iter’ diyorlar. Liyakat mı kalmış kardeşim. Paralelciysen şak diye yükseliyorsun.
OTEL KİMİN AKLINA GELMİŞ
KULELİ Askeri Lisesi binasının otel olması kimin aklına gelmiş Allah aşkına? Bizim hükümetimizin gündeminde şu anda böyle bir şey yok. Belki daha farklı bir amaçla kullanılabilir. Orada çok ciddi sayıda insanımızın hatıraları olduğu, Kuleli, Işıklar gibi, Deniz Lisesi gibi pek çok önemli insanın yetiştiği mekanlar olduğunu biliyoruz.