Güncelleme Tarihi:
MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız, Genel Başkan Yardımcıları İzzet Ulvi Yönter ve İsmail Faruk Aksu ile parti genel merkezinde basın toplantısı düzenledi. Yıldız, Başkanlık Divanı kararı ve Genel Başkan Devlet Bahçeli'nin talimatı doğrultusunda, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun ve CHP milletvekillerinin konusu suç teşkil eden söz ve fiillerinin raporlanması ve CHP- HDP arasındaki ilişkilerinin araştırılması için oluşturulan komisyonun çalışmasını tamamladığını belirtti. Yıldız, Kılıçdaroğlu'nun, CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal'a FETÖ terör örgütünce kaset kumpası yapılmasının ardından, 22 Mayıs 2010 tarihinde CHP'nin 7’nci Genel Başkanı seçildiğine vurgu yaparak, "Kemal Kılıçdaroğlu’nun genel başkan seçilmesiyle birlikte CHP, adeta tüm geçmişini inkâr eden bir yapıya dönüşmüş, parti içerisindeki Cumhuriyetçi- Milliyetçi insanlar tasfiye edilmiş ve o güne kadar izlenen milli politikalar tamamen değiştirilmiştir" dedi.
‘HİÇ KİMSE SUÇ İŞLEME ÖZGÜRLÜĞÜNE SAHİP DEĞİLDİR’
Yıldız, CHP'nin millete aidiyet bilincinden hızla uzaklaştığını savunarak, "CHP'nin şu anda takip ettiği siyaset, Türk milletinin egemenlik ve tarihsel haklarıyla temelden ve bütünüyle çatışmaktadır. Bu süreçte CHP Genel Başkanının ve bazı sözcülerinin bir takım siyasi eylemleri ve açıklamalarının suç teşkil ettiği görülmektedir. MHP hiçbir şart altında konusu suç teşkil eden fiillere sessiz ve seyirci kalmayacaktır. Görevi, unvanı, makamı ve siyasi pozisyonu ne olursa olsun hiç kimse suç işleme özgürlüğüne sahip değildir. CHP Genel Başkanının işlediği değerlendirilen, zaman aşımına uğramamış suçlar için; yeri, zamanı, içeriği, belirtilen eylemleri hakkında TCK ve ilgili diğer kanun hükümleri doğrultusunda suç duyurusunda bulunulması zarureti hâsıl olmuştur" diye konuştu
'SAVCILIĞA SUÇ DUYURUSUNDA BULUNULDU'
Feti Yıldız, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, uzun bir süredir FETÖ terör örgütünün siyasi ayağı ‘ByLock’çu milletvekili listesini açıklayacağını beyan etmesine rağmen, açıklamadığına dikkat çekerek, "Bu tarihten sonra da kendisinden beklenen açıklamayı yapmayacağı anlaşılmaktadır. Bu itibarla, TCK'daki suç tanımına birebir uyan, suçun maddi ve manevi unsurunu taşıyan, Anayasa'nın 26'ncı maddesi ile güvence altına alınan düşünceyi açıklama, yayma hürriyetinin dışında kalan çeşitli tarihlerdeki söz ve fiillerinin; 'kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret', 'suçu ve suçluyu övmek', 'suçu bildirmeme', 'suçluyu kayırma', 'suç delillerini bildirmeme', 'Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, devletin kurum ve organlarını aşağılama', 'terör örgütü propagandası yapmak' suçlarını oluşturduğu değerlendirilmiş ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmuştur" dedi.