Güncelleme Tarihi:
İşte Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından satır başları:
Türkiye tarihinin en derin krizlerini yaşamaya devam ediyor. Herkesin bu konuda son derece dikkatli olması lazım.
İnsan olarak birinci görevimizdir düşünmek.14 yılın sonunda nasıl oluyor da Türkiye bir darbe girişimi ile karşı karşıya kalıyor. Bu ortam nasıl oluşturuldu. 14 yıldır bu ülkeyi kimler yönetiyordu. Kimler ülkeyi bu hale getirdi. Bunu düşünmemiz sorgulamamız lazım. Bu soruyu insan olarak kendimize soracağız.
Tekrar aynı hataya aynı duruma düşmemek içini bu düşünmek ve sorgulamak zorundayız. Çağdaş ülkeler geçmişi iyi analiz ederler. Geçmişi iyi analiz ederseniz geleceği iyi kurarsınız.
Deprem konusunda geçmiş iyi analiz edilmedi. O yüzden gelecek de şu anda iyi inşa edilmedi. Umarım darbe konusunda geçmiş iyi analiz edilir ve geleceğimizi iyi inşa edilir. Darbeye karşı en dik duran kurum TBMM oldu. Dört siyasi parti de onurlu bir duruş sergiledi. Parlamento darbeye karşı görevini yaptı.
'SADECE AKP DARBE KOMİSYONUNA HALEN ÜYE VERMEDİ'
17 Temmuz’da darbenin araştırılmasına karar verildi. Dört parti bunu kabul etti. Üç parti üye verdi komisyona. Bugün 17 Ağustos. Üye vermeyen sadece Adalet ve Kalkınma Partisi. Şimdi şu soruyu sormak zorundayım neden arkadaş siz bu araştırma komisyonuna üye vermiyorsunuz.
Bu darbe girişiminin siyasal ayağının ortaya çıkarılması lazım. Parlamento bunu çıkartamazsa kim çıkartacak. Kimler yerleştirdi bunları devlet kademelerine bunun araştırılması lazım. Bunu araştırmazsak görevimizi yapmamış oluruz.
Yıllarca ‘F tipi yapılanmadan’ bahsettik. Bunlar yargıya yerleşiyor diye uyardık. Bir musibet bin nasihatten evladır diye. Bu musibet başımıza geldi.
'BU OLURSA TÜRKİYE’DE BİR DAHA DARBE OLMAZ'
Camiye, kışlaya, adliyeye siyaset sokmayın. Bu olursa Türkiye’de bir daha darbe olmaz…
“SENDE AKIL YOKSA ÜST AKILDAN SÖZ EDERSİN”
Geçen gün sayın Abdullah Gül çok önemli bir cümle kullandı. Aklımızı fikrimizi bir kişiye teslim etmemeliyiz dedi. Üst akıldan söz edilir. E sende akıl yoksa üst akıldan söz edersin tabi. Ama akıl varsa bunların tamamını yok edersin. İrfanı, vicdanı, fikri hür çocuklar yetiştirmek zorundayız.
Dikkat etmemi gereken bir nokta var: yargı bağımsızlığı. Öyle bir atmosfer oluşturuldu ki, hakim karşısına kim gelirse tutuklamak zorunda hissediyor kendisini.
Yargı bağımsızdır delillere bakar hukukun gereğini yapar. Bunu yapmazsanız kurunun yanında yaş da yanar.
Medyaya gelelim. Darbe girişiminde bulundular. Hükümet OHAL kararı aldı. Biz karşı çıktık. Madem partiler anlaştı getirin meclise gereken önlemleri alalım dedik. Ama parlamento bu işin dışına çıktı. Şimdi gazeteciler hapse gazeteler TV’ler kapatılıyor. Bunu dünyaya anlatamazsınız.
“MECLİS KÜRSÜSÜNDE ÖVGÜLER DÜZENLER VAR, ONLARI NE YAPACAKSINIZ?”
Gazeteci ne yapmış Fetullah Gülen’i savunmuş. E peki çıkıp meclis kürsüsünde övgüler düzenler var, onları ne yapacaksınız?
Gazeteci yargılanmaz mı? Yargılanır tabi ki. Çıkış yasağı koyarsın tedbir uygularsın tutuksuz yargılarsın.
Darbeciler işkence görürse bütün bu çabalar boşa gitmiş olur. Cadı avı başlatmak çok tehlikelidir ve bu süreç doğru değildir. OHAL sürecini bu yüzden doğru bulmadık.
İBB’de şehir tiyatroları var. Bir teknisyen ve 6 sanatçı FETÖ’cü diye ihbar edildi ve işlerinden oldular. Arkasından fırsat bulup 20 sanatçıyı daha illerinden ettiler. Performansları düşükmüş. Nasıl ölçüyorsun performansını. Bütün oyunları kapalı gişe oynamış.
OHAL’i fırsat bilip sanatçıyı işinden etmek Türkiye Cumhuriyeti’ne yakışır mı? Çoluğu çocuğu var ekmek götürecek evine.
Hiçbir siyasetçi sanatçı ile uğraşmasın. Sanatçıya konu olmayacaksın siyasetçiysen.
“DARBECİLER NASIL YARGILANIYORSA DEVLETİ SOYANLARIN DA YARGILANMASI LAZIM”
Şunu da söyleyeyim, kimse bu olayları 17-25 Aralık olaylarını aklamak için kullanmasın.
Darbeciler nasıl yargılanıyorsa devleti soyanların, kul hakkı yiyenlerin de yargılanması lazım.