Kahramanın ilk sayfası

Güncelleme Tarihi:

Kahramanın ilk sayfası
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 09, 2016 02:03

'Şu kopan fırtına Türk ordusudur ya Rabbi Senin uğrunda ölen ordu budur ya Rabbi Ta ki yükselsin ezanlarla müeyyed namın Galip et, çünkü bu son ordusudur İslam'ın'

Haberin Devamı

FETULLAHÇI Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında şehit düşen ‘en kıdemli asker’ Piyade Kurmay Albay Sait Ertürk, arkadaşı Piyade Albay Davut Ala’yla 66. Zırhlı Tugay'da verdiği mücadeleyle İstanbul için kilit rol oynayarak, tugayın darbe girişimine desteğini engelledi. 3. Kolordu Komutanlığı Yardımcı Başkanı Piyade Kurmay Albay Sait Ertürk (47) ve Albay Davut Ala liderliğinde kurulan iki tim, tankların, silahların ve askerlerin çıkmasını engelleyerek, tugaydaki hareketlenmeyi durdurdu. Sait Ertürk, tek kurşunla şehit düşerken 7 kurşunla yaralanan Davut Ala'nın tedavisi sürüyor. Sait Ertürk'ün eşi Ceylan Ertürk de o geceyi eşiyle birlikte yaşadı. Ceylan Ertürk, eşiyle konuşmalarını ve o geceyi şöyle anlattı:

‘BU İŞ SABAHA BİTER’

"Devre arkadaşı 'Komutanım, emir komuta zinciri dışında cemaat sanırım bir kalkışma yapıyor' diyor. Sonrasında Sait, iki sene önce görev yaptığı 66. Zırhlı Tugay Komutanlığında Kartaltepe Kışla Komutanı olarak görev yapan arkadaşı Piyade Albay Davut Ala'yı arıyor. Telefonda irtibat kurup, 'Davut ne yapacağız?' diye soruyor ve eve çağırıyor. Davut Albay, eşim ve Sait'in yanında çalışan bir astsubay, bizim evde buluşuyor ve istişarede bulunuyor, ne olup bittiğini anlamaya çalışıyorlar. Sonuçta, kendi inisiyatifleriyle 66. Tugay'a gitmeye karar veriyorlar. Bir konuşmamızda çok heyecanlıydı. 'Sakin olun, bu iş sabaha biter, hepsini derdest ederiz' dedi. Eşim, 66. Zırhlı Tugay'da 2 yıl önce Tugay Komutan Yardımcısı olarak görev yaptı. Kendini sorumlu hissetmiş. 'Biz gidelim, orası benim eski tugayım, personelin bir kısmı beni tanıyor, ben onları ikna ederim, bu işe kalkışmazlar' fikriyle oradaki kalkışmayı engellemek için gidiyor.

Haberin Devamı

‘DEVLETTEN YANA MISINIZ’

Anlatılanlara göre, vardıklarında önce büyük bir kalabalık görüyor tugayın dışında. 66. Zırhlı Tugay'ın Kartaltepe Nizamiyesi’nde araçtan iniyorlar. Tugaydan öncesinde birkaç tank çıkmış ve zaiyata neden olmuş. Onun üzerine halk orada toplanmış. Sait sivil olduğu için kimliğini göstererek, kendisini halka tanıtıyor. 'Biz bu hainleri yakalamaya geldik, bu olayları bastırmaya geldik' diyerek halkı teskin edici bir konuşma yapıyor. Halk neyin ne olduğunu görünce hatta 'En büyük asker bizim asker' diye tezahürat yapıyor. Davut Albay'ın yanında iki polis bir uzman çavuş, Sait'in yanında bir polis iki uzman çavuş iki ayrı tim oluyorlar, karargâha doğru ilerliyorlar. Sait, karşısına çıkan askerlere 'Devletten yana mısınız, hainlerden yana mısınız?' diye sorarken, 'Devletten yanayız' diyenleri de yanına alıyor. Karşısına çıkan gruplara teslim olmaları gerektiğini, yaptıklarının vatan hainliği olduğunu söylüyor ve kışla içerisinde bu kalkışmaya karışan askerleri ikna ederek, etkili bir konuşmayla olayların yatışmasını sağlıyor, tankların ve silahların dışarı çıkmasını engelliyorlar. Karargâha varana kadar geçen birkaç saat içinde tugay içindeki hareketlendirmeyi durduruyorlar. Taziye için beni arayan komutanlardan şu ifadeyi kullananlar oldu; 'Sait olmasaydı, bugün İstanbul yoktu.' Tabii ben bunun yanına Davut Albay'ı da ekliyorum.

Haberin Devamı

TEK KURŞUNLA ŞEHİT OLUYOR

Davut Albay bir yönden, eşim bir yönden gidiyorlar. Karargaha önce Davut Albay geliyor ve kimsenin olmadığını görüyor. Eşimi arayarak 'Komutanım kaçmışlar' diyor. Çatışma sesleri duyuyor. Bu arada kalkışmacıları yakalamak için karargaha arkadan yaklaşan eşim ve beraberindeki bir polis iki uzman çavuşun karşısına hainler çıkıyor. Sait onlara önce kendisini tanıtıyor, 'Teslim olmanızı emrediyorum' diyor. Karşı taraf da 'Sen bize teslim ol' diyor. Çıkan çatışmada önce polis arkadaşımız, sonra eşim şehit oluyor. Davut Albay silah seslerini duyunca beraberindeki ekiple geliyor. Açılan ateş sonucu Davut Albay 7 kurşunla yaralanıyor, yanındaki iki polis şehit oluyor. Eşim sağ tarafından giren tek kurşunla şehit oluyor."

Haberin Devamı

NOT DEFTERİNDEN

Şehit Kurmay Albay Sait Ertürk'ün, o gün yanında bulunan not defterinin ilk sayfasında yer alan Yahya Kemal Beyatlı'nın ‘26 Ağustos 1922’ başlıklı şiirinin şu mısralarının yazılı olması dikkati çekti: "Şu kopan fırtına Türk ordusudur ya Rabbi/Senin uğrunda ölen ordu budur ya Rabbi/Ta ki yükselsin ezanlarla müeyyed namın/Galip et, çünkü bu son ordusudur İslam'ın." 

EŞİYLE SON İLETİŞİMİ: ‘HAYATIM MERAK ETME...’

EŞİNİ kaybettiği geceyi anlatan Ceylan Ertürk, eşinin telefon etmek yerine attığı mesaja “Hayatım merak etme, sağ olsun vali yardımcısı araç gönderdi, Davut Albay, ben, iki polis arkadaşla yoldayız. Halkımız da burada. Onların da desteğiyle sabaha kadar hainleri toparlayacağız” yanıtını verdiğini anlattı. Bunun eşiyle son iletişimi olduğunu söyleyen Ceylan Ertürk, “Askerlik onun için havaydı, suydu, yediği ekmekti, her şeyin önündeydi” dedi. 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!