Güncelleme Tarihi:
HUKUK DEVLETİ
“Baro başkanlarımız şundan emin olsunlar; Türkiye bir hukuk devletidir ve hukuk devleti olarak kalmaya devam edecektir. Olağanüstü Hal, anayasamızda belirtilen prosedüre uygun şekilde ilan edilmiş uygulamaya konulmuştur. Bugüne kadar anayasa, yasalar dışında atılmış hiçbir adım yoktur. Darbe girişimi gecesi yaşananları eleştirenlerin amacı, Türkiye’nin yaşadığı tehlikenin büyüklüğünü gözlerden kaçırmaya çalışmaktır. Hiç kimsenin iftihar verici görüntüye gölge düşürmeye hakkı yoktur.
ONLARIN HİÇBİRİ ORTADA YOKTU
Bugün geriye dönüp baktığımızda Türkiye’nin yıllarca yalanla, iftirayla, çarpıtmayla, boş sözlerle hamasetle ülkesine ve devletine sahip çıktığını iddia eden güya seçkinlerin istismarına maruz kaldığını görüyoruz. Ama 15 Temmuz’da darbeci teröristlerin silahları ölüm kusmaya başladığında bu istismarcıların hiçbiri ortada yoktu. Sokakları dolduranlar, tankların önünde yatanlar, namluların karşısına dikilenler seçkinler değil bu ülkenin ortalama vatandaşıydı.
Uluslararası Af Örgütü açıklama yapıyor bazı şeylerden endişe duyduklarından söylüyorlar. Önce çık gel bakalım Türkiye Cumhuriyeti’nin parlamentosunda ne olmuş. Emniyet teşkilatında 53 emniyet görevlimiz nasıl şehit olmuş, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi nasıl vurulmuş, Boğaz Köprüsü’nün üzerinde ve Kuleli
Askeri Lisesi’nin orada 39 kişi nasıl şehit edilmiş.
İnanın bana, bırakın darbe teşebbüsünü bizdeki birkaç aylık PKK, DAİŞ terör eylemleri Avrupa’nın herhangi bir ülkesinde yaşansın idam cezasını da getirirler kesintisiz OHAL de ilan ederler. Darbe girişiminin üzerinden bir ay geçti neredeyse hiçbir batılı devlet adamı, başkan devlet başkanı ülkemizi ziyaret etmedi. Telefonla aradıklarında bizim halimizden ziyade darbecilerin durumlarını merak ediyorlar. Gözaltılar, tutuklamalar, görevden almalar niyeyse pek ilgilerini çekiyor.
ANLATAMAYA DEVAM EDECEĞİZ
Demokrasimize, özgürlüklerimize, hukuk devletimize sonuna kadar sahip çıkacağız. Gerek FETÖ darbe girişiminin gerek PKK ve DAİŞ’in eylemlerini muhaaptlarımıza anlatmaya devam edeceğiz. Terör örgütlerinin propaganda gücü dış desteklerden dolayı bizden fazla. Her platformda gerçekleri anlatmaya devam edeceğiz.”
ESSEN'DE İDAM VAR
1970’li yıllarda Almanya’da Baider Meinhoff çetesi eylemlerini tırmandırdığında bu ülke idam cezasını geri getirmeyi tartışmaya başlamıştır. Essen Eyaleti Anayasası’nda idam cezası hâlâ vardır. Hal böyleyken FETÖ’nün darbe girişimine, PKK’nın kanlı eylemlerine, DAİŞ’in canlı bomba saldırılarına, DHKP-C’nin suikastlerine maruz kalmamıza rağmen bu tartışmayı yapmamızı dahi kabullenemiyorlar. Yaşanan kanlı darbe girişimi sonrasında böyle bir meselenin tartışılmasından daha tabii ne olabilir? Bu konuda kararı verecek olan TBMM’dir. TBMM böyle bir kararı aldığı zaman mesele biter. Ama alır mı almaz mı bunu bilemem.