Güncelleme Tarihi:
ŞEHİT ÖMER HALİSDEMİR KARDEŞİMİZ DE ASTSUBAY
“TSK’da astsubaylık kritik bir görevdir. 15 Temmuz kıyamının sembol ismi Ömer Halisdemir kardeşimiz de bir astsubaydır. Ordumuza astsubay olarak katılıp, daha sonra subaylığa geçip generalliğe kadar yükselen kardeşlerimiz var. Azmi, kabiliyeti ve hedefi olan herkese TSK’nın tüm kademeleri sonuna kadar açıktır. Subaylarımız, astsubaylarımız ve giderek sayıları artan uzman personel yapısıyla TSK bölgesinin ve dünyanın en güçlü orduları başında gelme konumunu sürekli tahkim ediyor. Üstelik bu yeni bir durum da değildir. TSK dünyanın en köklü, geçmişi zaferlerle dolu ordusudur.
TERCİHİMİZDEN PİŞMAN DEĞİLİZ
Son dönemde yaşadığımız hadiseleri milletimiz bakımından dönüm noktası görüyorum. Bölgemizle birlikte ülkemizi de kendi senaryolarına göre biçimlendirmeye çalışanlara kendi irademizle, kendi hedeflerimizle çıkma kararını verdiğimiz andan itibaren zorlu bir mücadelenin içine düştük. Ülke ve millet olarak tercihimizden asla pişman değiliz. Tersine bugün başı dik, alnı açık şekilde geleceğe umutla bakabiliyor olmamızı işte bu durumumuza borçluyuz.
ÇİFTE STANDARDA MARUZ KALIYORUZ
Her tercih gibi bunun da elbette bedeli vardır. Bu bedeli bazen terör örgütlerine karşı yürüttüğümüz mücadelede verdiğimiz şehitlerle, gazilerle ödüyoruz. Bazen uluslararası alanda eşi benzeri görülmemiş çifte standartlara maruz kalarak, ayrımcılığa maruz kalarak ödüyoruz. Bu bedeli bazen son günlerde oluğu gibi ekonomik faturalarla ödüyoruz.
Terörle mücadele herkese hak görünüyor ama konu Türkiye olunca birden işin rengi değişiyor. Halbuki biz uzun yıllardır Kuzey Irak’tan, Suriye’den ülkemize yapılan saldırılar karşısında adeta yalnız bırakılmış bir ülkeyiz. Suriye’den Gaziantep, Kilis, Kırıkhan’a 127 roket, top ve havan saldırısı yapılırken, 7 vatandaşımız hayatını kaybederken bunlar ne yapıyordu biliyor musunuz? Ülkemize daha önce konuşlandırılmış hava savunma sistemlerini hemen geri çekiyorlardı.
Türkiye’nin Avrupa ve Amerika ile olan ortaklık ve müttefiklik ilişkilerine olduğu gibi diğer ortaklıklara da ihtiyacı var. Bizi tek taraflı ortaklıklara zorlayanların kendilerinin ne tür faaliyetler içinde olduklarını gayet iyi biliyoruz.
Eğer bir güvenilirlik testi yapılacaksa bu testten alnının akıyla çıkacak tek taraf Türkiye’dir. Hem Avrupa hem ABD bu konuda defalarca sınıfta kalmıştır. Biz buna rağmen sözlerimize bağlı kalmayı sürdürdük.
ABD’nin sadece Suriye konusunda bize verip yerine getirmediği sözleri burada saymaya kalksam kimsenin yüzümüze bakmaya hali kalmaz.
DOLARLA MOLARLA DİZ ÇÖKTÜREMEZLER
Türkiye hem siyasette, hem askeri alanda hem ekonomide kat ettiği mesafeyle güçlü olmaya çalışan bir Türkiye’dir. TSK’yı, FETÖ başta olmak üzere ihanet çetelerinden, darbeci zihniyetten arındırdığımız sürece askeri gücümüzün arttığını görüyoruz.
Biz bu orduyla değil terör örgütlerini; tıpkı ecdadımız gibi 7 düveli önümüze katar, cehenneme kadar kovalarız.
Bizi bölemeyecekler, bizi parçalayamayacaklar. Siz tehditlere sakın ha aldırmayın. Bu millet tehditlerle sindirilecek bir millet değildir. Bizi kimse sindiremez. Onların dolarları varsa bizim de Allahımız var. Dolarlarla molarla bu milleti asla çöktüremezler.
BATAN ÜLKELERE NOT ARTTIRANLAR BUNLAR
Şu anda vatanın ekonomik tehdidi, bize ekonomik savaş ilan etmesi hiçbirisi bizi sindiremez. Biz kararlı şekilde yola devam ediyoruz. Siz de bu noktada evelallah kararlı olun, dik durun. Ve biz sizlere güveniyoruz. Siz bizim arkamızda olduğunuz sürece merak etmeyin, Türkiye’nin öyle anlatıldığı gibi yok bilmem kredi derecelendirme kuruluşları şöyle söylemiş, böyle söylemiş. Bırakın o sahtekârları, düzenbazları bırakın. Onlar bizim için çok şeyler söylediler. Batan ülkelere 4 derece arttırmak suretiyle not veren bunlardır. Bunlar böyle teşkilatlardır. Biz işimize bakalım.
Biz ekonomideki artılarımızın da eksilerimizin de gayet farkındayız. Döviz kurundaki istikrarsızlık ülkemize yönelik bir operasyondur. Terör örgütleri, ihanet çeteleriyle yapamadıklarını döviz kurunu, döviz kurşunu haline getirdikleri ekonomi silahıyla gerçekleştirmeye çalışıyorlar. Türkiye, bu saldırının da üstesinden gelecektir. Ne yaparlarsa yapsınlar, 2023 hedeflerimize ulaşmamızı engelleyemeyecekler.
S-400'LERİ ALACAĞIZ
“Kendimizi koruyabilmek için ihtiyacımız olan silahlar, olmadık bahanelerle bize verilmedi. Hatta parasıyla bize satmadıkları silahları götürüp terör örgütlerine bedava verdiler. Topraklarımızı korumak ve milletimiz can, mal güvenliğini sağlamak için alternatif arayışına girdiğinizde de hemen karşınıza dikilip “Sakın ha” diyorlar. Bizim bu tür dayatmaları kabul etmemiz mümkün değildir. Türkiye’nin S-400’lere ihtiyacı var ve bunun da anlaşması bitmiştir inşallah en kısa sürede alacağız.
F-35’LERİ VERMEZLERSE
Türkiye’nin zaten proje ortağı olduğu F-35’lere de ihtiyacı var. Kendi milli uçaklarına da ihtiyaçları bulunuyor. Verirler, vermezler onu bilemem. Verdikleri takdirde anlaşmaya uyduklarının bir ispatıdır. Şu ana kadar biz ortaklığımızın gereği 900 milyon dolar ödeme yaptık. Ve taksitler geldikçe ödüyoruz. 120 F-35 anlaşmamızda bize verilmesi gerekiyor. Verilir veya verilmez. Artık dünya tek ülkeden ibaret değil. Bunların çok alternatifleri var. Orası vermezse bir başka yerden biz bunları temin ederiz veya üretiriz.”
BU DA GEÇER YAHU
“İhracatımız, istihdamımız artmaya devam ediyor. Bayram tatilinde turizmimiz, ticaretimiz tarihi rekorlar kırdı. Peki döviz kuru ne olacak diyenler varsa onlara da cevabımız şudur, “Bu da geçer yahu” olacaktır. Biz bir yandan “Bu da geçer yahu” derken diğer taraftan da teknik olarak üzerimize düşenleri yapıyoruz, yapmaya da devam ediyoruz. Yavaş yavaş bunların somut neticelerini de almaya başladık. Yeter ki bir olalım, iri olalım, diri olalım, kardeş olalım, hep birlikte Türkiye olalım.”