Nesrin COŞKUN/İZMİR, (DHA)
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 28, 2010 10:37
İZMİR'de 2005 yılı Kasım ayında vefat ettiğinde Ereğli Demir Çelik Tesisleri'nin en büyük hissedarı olarak müthiş servet bıraktığı sanılırken, önce ‘2.2 milyon euro borçla öldüğü’ ardından ‘dolandırıldığı’ iddia edilen ‘Erdemir Dede’ lakaplı Hilmi Güner'in sağlığında avukatlığını üstlenen O.B., hakim karşısına çıkacak. Hilmi Güner'in vakıf kurma yetkisi verdiği halde vakfı kurmadığı belirtilen O.B., ‘Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanmakla’ suçlanıyor.
30 Kasım 2005'te 90 yaşındayken vefat eden Hilmi Güner, kamuoyu tarafından Ereğli Demir Çelik Tesisleri'nin en büyük hissedarı ve onca servetine karşın para harcamaması yüzünden ‘Varyemez dede’ olarak tanınıyordu. Ölümü 6 kardeşi tarafından aylar sonra öğrenilen Hilmi Güner'in sırları vefatının ardından ortaya çıkmaya başlamış, sağlığında açılan davalara ölümünden sonra yenileri eklenmişti. İddialara göre tek kuruşluk serveti kalmamış, aksine 2.2 milyon euro borçla ölmüştü.
VARYEMEZ DEDE'NİN DEDEKTİF KARDEŞİ
Hilmi Güner'in dolandırıldığını savunan kardeşi Ünal Güner, bu kez ağabeyinin avukatı O.B.'yi hakim önüne çıkartabilmek için mücadele verdi. Ünal Güner ağabeyinin sağlığında tüm varlığını bağışlayacağı vakfı kurup, bu vasiyetini yerine getirmesini istediği avukatı O.B. hakkında Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulundu. Ünal Güner, ağabeyi Hilmi Güner'in avukat O.B.'ye, sahibi ve hissedarı olduğu tüm taşınır ve taşınmaz mallarını, her türlü menkul kıymetlerini bırakacağı ‘Hilmi Güner Eğitim ve Sosyal Yardımlaşma Vakfı’nı kurma yetkisi verdiğini; ancak O.B.'nin aldığı vekalete karşın vakfı kurmadığını, bu iş için ayrılan hisse senetlerini vakıf kuruluşunda kullanmadığını öne sürdü.
Ünal Güner, O.B.'nin yanısıra A.O., K.O., Ö.T., L.B., T.T., S.A., A.B., E.C.A., S.K. ve H.K.'nin ağabeyinin ölümünden sonra ona ait Erdemir hisse senetleri üzerinde kendi adlarına işlem yaparak kullandıklarını iddia edip, bu kişiler hakkında da suç duyurusunda bulundu. Ancak Cumhuriyet Savcılığı, şüpheliler hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi. Bunun üzerine Ünal Güner, Karşıyaka 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'ne başvurarak takipsizlik kararına itiraz etti. Yapılan itiraz kabul edildi. Dosya bir kez daha incelemeye alındı. Cumhuriyet Savcılığı avukat O.B.'nin, vasiyeti yerine getirmekle görevlendirildiğini, vakıf senedinin tescili ile ilgili dava açıldığını, ancak duruşmalara katılmayarak davanın düşmesine neden olduğunu saptadı. Savcılık, Erdemir tarafından gönderilen Hilmi Güner'in sahibi olduğu belirtilen hisse senetleri üzerinde bizzat kendisi tarafından kaydileştirme işlemi yapıldığı, bu senetleri kira borcuna karşılık bir kişiye verdiği, kendi yararına kullandığı gerekçesiyle O.B. ile vakıf kurucularından A.O. ve Güner'in akrabası K.O.'nun yargılanmaları için iddianame hazırladı.
İDDİANAME HAZIRLANDI
İzmir Asliye Ceza Mahkemesi'ne gönderilen iddianamede O.B., A.O. ve K.O.'nun ‘Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma’ suçuyla yargılanmaları istendi. İddianamenin kabul edilmesinden sonra üç şüpheli TCK'nın 155/2 ve 53'üncü maddelerinden ayrı ayrı 1 yıldan 7 yıla kadar hapis cezası istemiyle hakim karşısına çıkacak.
Öte yandan dolandırıldığını savunduğu ağabeyi Hilmi Güner'in ölümünün ardından 5 yıldır yargıda hak arayan Ünal Güner, “Her izi takip edip Savcılığa belgelerle suç duyurusunda bulunuyorum. Bu şikayetimin ardından üç kişi hakkında dava açılacak. Takipsizlik kararı verilenler hakkında da itirazda bulunacağım. Çünkü onlar da bu işin içinde” dedi.
Neler olmuştu
‘ERDEMİR Dede’nin sağlığında açılan davalardaki iddialara göre; Hilmi Güner'in borçları, önce İstanbul merkezli bir şirkete offshore hesabına para yatırmasıyla başladı. Ardından ise temsilcisi E.Y. olan bu şirket kanalıyla Hilmi Güner'e bir Belçika leasing firmasının 20 kurucu hissesi satıldı. Güner'in elinde olduğu öne sürülen Ereğli Demir Çelik hisselerini şirkete vermeyip yerine biri 2 milyon, diğeri 200 bin euro'luk senet imzalayıp verdiği iddia edildi. Senetlerdeki imzaların Güner'e ait olduğu ortaya çıkıp icra takipleri kesinleşirken, evi ve tarlasına haciz geldi. Güner'in avukatı O.B. ise Hilmi Dede'nin senetleri borçlanma iradesiyle imzalamadığını iddia edip böyle bir borç olmadığını, yaşlılığı nedeniyle ya da emniyeti suiistimal edebilmek kaydıyla borçlandırıldığını savundu. Hilmi Güner'in 2005'te ölmeden önce E.Y.'nin icra takibi başlatması üzerine açtığı ‘Menfi tespit’ davasının İzmir 3'üncü Asliye Ticaret Mahkemesi'nde sürdüğü belirtilirken, en küçük kardeş Ünal Güner dedektif gibi iz sürmeye devam etti. Ağabeyinin borçlu olmadığını, dolandırıldığını iddia eden kardeş Güner, bunu belgeleriyle ortaya koyunca E.Y. hakkında ağır ceza mahkemesinde dava açılmasını sağladı.