Güncelleme Tarihi:
Bozdağ, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na mail takibi olmadığını bildirdi. Bozdağ dün Ankara Etimesgut’ta basın mensuplarının sorularını yanıtlarken şu değerlendirmeleri yaptı:
“Sayın Kılıçdaroğlu’na bizim söylediğimiz şey; elindeki bilgileri, delilleri milletten lütfen gizleme. Ne varsa ortaya koy. Millet bunun kararını versin. Bak şimdi referanduma gidiyoruz eğer burada senin elinde vekiller ile ilgili ByLock listesi varsa açıkla. Vatandaş da bunu görsün. O zaman Kılıçdaroğlu haklı desin.
MAİL TAKİP ETMEMİZ SÖZ KONUSU DEĞİL
Adalet Bakanı olarak benim veya herhangi şekilde Adalet Bakanlığı’nın sayın Kılıçdaroğlu’nun maillerini takip etmesi söz konusu değil. Twitter hesabı herkese açık, onu takip edenler olabilir; ama Adalet Bakanı olarak yanılmıyorsam ben Sayın Kılıçdaroğlu’nun takipçilerinden biri değilim. Yani açık alanı herkes takip eder ama mail hesaplarını Adalet Bakanlığı’nın veya bakan olarak benim takibim söz konusu değildir. Bu hem gayri ahlakidir hem de hukuk dışıdır ve suçtur. Bunu düşünülmesini bile ben kabul edemem. Bunu kim söylüyorsa ispat etmesi lazım.
SAYIN KILIÇDAROĞLU AÇIKLASIN
Sayın Kılıçdaroğlu’na ve CHP’li bazı vekillere FETÖ’nün bu darbe teşebbüsünün senaryo olduğuna dair bilgiler iletildi mi, iletilmedi mi? Size bu konuda herhangi bir yerden mail, bilgi geldi mi, gelmedi mi; elden geldi mi, yoksa mail yoluyla mı geldi? Elden geldiyse kim getirdi? Bunu açıklayın diyoruz.
Gazetelerde görmüşsünüzdür. Orada ne diyor; ‘ben bunu televizyonlarda dile getireceğine inandığım Kılıçdaroğlu’na, Darbe Komisyonu’nun CHP’li üyelerine ayrıca gönderdim. Orada yazıyor. Sana geldi mi, gelmedi mi? Milletvekiline gelmiş. Aytun Çıray bunu alıp götürüp vermiş. Bunu açıklaması zor bir iş mi? Sayın Kılıçdaroğlu böyle bir şey var. Varsa biz şöyle yaptık, bunu yaptık demesi lazım. Yoksa çıkıp onu söylemesi lazım. Bunu yapmak yerine bizi itham eden bir yaklaşım içerisine giriyor. Bunu kabul etmemiz mümkün değildir. Havaalanında da görüntüler gösteriyor ki orada bazı işler yapılmış. Sayın Kılıçdaroğlu açıklık getirmek yerine itham etme yolunu seçiyor. İtham etmeyin, açıklık getirin.
BASIN İLKELERİNE RİAYETSİZLİK
The Economist Dergisi’nin yaptığı çok büyük bir saygısızlıktır. Basın ilkelerine riayetsizliktir. Ama öte yandan da çok büyük bir özensizlik de yapıyorlar. Gördüğünüz gibi İngilizce manşet atmışlar. Ben diyorum keşke Türkçe manşet atsalardı. Onları ne ilgilendiriyor bu konu, neden rahatsız oluyorlar, neden telaş içindeler, neden korkuyorlar? Onu açıklamış olsalar Türk halkı da bunları öğrenmiş olsa. Ama görüyoruz ki onları çok büyük bir telaş, korku sarmış durumda. Eminim ki Türk halkı Pazar günü yapılacak halkoylamasında The Economist’te kapak olacak bir cevabı sandıkta verecektir.
Türk milletinin ve Türkiye Devleti’nin geleceğine dair kararları batılılar, The Economist gibi dergiler veya Türkiye’ye düşmanlık yapanlar vermeyecektir. Türk halkı verecektir. ‘Bizim içimize, bizim işimize karışmayın’ diye büyük bir cevabı onlara vereceklerine ben yürekten inanıyorum.