Bin kere ayağa kalkarız

İHTİYAÇ KALMADIĞI İÇİN KAPATILDI

“Harp okullarından mezun olan 146 Türk ve 79 misafir subayımızı tebrik ediyorum. 2016 ve 2017 yıllarında harp okullarımızdan Türk öğrenci mezun edemedik. Geçtiğimiz kasım ayında ve bu yılın temmuz ayında yaklaşık 3 bin teğmeni TSK’ya kazandırdık. Bazıları askeri okullar kapatıldı diye propaganda yapıyor. Halbuki burada olduğu gibi harp okullarımız, astsubay meslek yüksek okullarımız, enstitülerimiz faaliyetlerini sürdürüyor. Ancak günümüz şartlarında ihtiyaç kalmadığı için askeri liseler kapatıldı. Şu an üniversitemizin öğrenci sayısı 9 bin 500’ün üstündedir. Bu yıl 4 bine yakın yeni öğrenci alınacak. Göründüğü gibi askeri okullar kapanmak bir yana kapasitesi genişleyerek ülkemize hizmet etmeyi sürdürüyor.

GERİYE DÖNÜŞ MÜMKÜN DEĞİL

TSK’mızın personel ihtiyacını karşılamak konusundaki reformumuzu tabela ile sınırlı tutarsak kendi kendimizi kandırmış oluruz. Asıl buradaki zihniyeti değiştirmek mecburiyetindeyiz. Türkiye’nin sürekli darbe ve cunta üreten, vesayetin aracı haline gelen değil milletini sürekli savunacak bir orduya ve insan gücüne ihtiyacı vardır. Milli Savunma Üniversitesi’nin (MSÜ) bu konuda çok önemli çalışmalar yürüttüğünü biliyorum. Ancak içerik konusunda henüz arzu ettiğimiz seviyeye gelemediğimizi düşünüyorum. Artık tüm enerjimizi ve zamanımızı içerik üzerinde yoğunlaştırabiliriz. İnşallah önümüzdeki dönem, bu doğrultuda çok önemli reformlara imza atılacak bir dönemdir. Milli Savunma Üniversitesi ile kurduğumuz yeni sistemle de geriye dönüş kesinlikle mümkün değildir. Ordumuzu FETÖ ve PKK başta olmak üzere terör örgütlerinin tasallutundan kurtarmayla kalmayacak, her türlü yerli ve milli vasfını güçlendireceğiz. Bu konuda MSÜ ve komuta kadememize güveniyoruz.

KURSAKLARINDA BIRAKTIK

Anadolu’dan başka gidecek yerimiz olmadığını da hiçbir zaman aklımızdan çıkarmadık. Çanakkale’de, İstiklal Harbi’nde, 15 Temmuz’da tüm gücümüzle vatanımızı savunduk. Yurdumuzu Müslümanlardan temizlemek isteyenlerin bu heveslerini her zaman kursaklarında bıraktık. Ülkemize dört elle sarıldık. Vatanımızı korumak için gereken kırmızı çizgilerin sınırlarımızda değil daha ötesinde başlaması gerektiğini gördük ve buna göre bir politika izledik. Terörle mücadeleyi Suriye ve Irak’ta sürdürmemizin sebebi işte budur.

KABULLENMEK İSTEMİYORLAR

Kimi zaman terle, kimi zaman kanla yoğurduğumuz bu topraklar artık bizim ilelebet vatanımızdır. Bir ayağımızı buraya sıkı sıkıya basacak; diğeriyle tüm bölgeyi, tüm dünyayı dolaşacağız. Böylece kendimizle birlikte kardeşlerimizin dostlarımızın, umudunu bize bağlamış herkesin yanında yer alma, elimizi uzatma imkânı bulacağız. İşte bu Türkiye’yi kabullenmek istemiyorlar, böyle bir Türkiye’ye tahammülleri yok. Geçmişte uzun bir süre tabi olan Türkiye’ye alıştıkları için kendi yolunu kendisi çizen Türkiye’ye tahammül edemiyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar büyük ve güçlü Türkiye’nin önünde duramayacaklar. Bize bin kere diz çöktürdüklerini düşünseler de biz bin kere ayağa kalkmaya devam edeceğiz.

GÖKTEN YAĞAN DERMAN

Biz gökten yağan dermandan hiçbir zaman umudumuzu kesmedik, kesmeyeceğiz. Bugünkü Türkiye 20 yıl öncesinin Türkiye’sinden kat be kat daha güçlü, daha müreffehtir. İnşallah yarın ki Türkiye bugünden daha güçlü, daha muktedir olacaktır.”