Güncelleme Tarihi:
Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Türkiye-ABD İş Konseyi (TAİK) ve Amerika-Türkiye Konseyi (ATC) iş birliğinde Washington'da düzenlenen ABD-Türkiye İlişkileri 35. Yıllık Konferansı'na katıldı.
Konferans kapsamında düzenlenen panelde katılımcıların sorularını yanıtlayan Şimşek, Türkiye'de piyasaların FETÖ'nün başarısız darbe girişiminin ardından hızlıca iyileşmesinde başta mali disiplin ve dirençli büyüme olmak üzere güçlü makroekonomik temellerin önemli rol oynadığını belirtti.
Türkiye'nin bütçe açığı/gayri safi yurtiçi hasıla oranının OECD üyelerinin yaklaşık dörtte biri ve Avro Bölgesi ülkelerinin yaklaşık üçte biri civarında olduğuna dikkati çeken Şimşek, ayrıca sağlıklı ve iyi sermayelendirilmiş bankacılık sektörünün ekonominin direncini yükselttiğini dile getirdi.
Şimşek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Darbe girişiminden hemen sonra siyasi kutuplaşmaya ve piyasa erişimine yönelik korkular muhtemelen abartılmıştı. Piyasalara erişimin aksamaması ve farklı siyasi görüşlere sahip insanların hükümeti desteklemek için birleşmesi bu korkuların giderilmesine yardımcı oldu. Bir başka neden bizim çok açık iletişim kurmamızdı diye düşünüyorum. Darbenin hemen ardından 17 Temmuz'da 804 yatırımcıyla bir konferans görüşmesi gerçekleştirdim. Onlara yaşananları ve gelecekte olabilecekleri anlattım. Olağanüstü halin açıklanmasını takiben yine bin civarında yatırımcıyla görüştüm. İyi iletişimin önemli bir rol oynadığını düşünüyorum. Son olarak, darbenin çok büyük ve olağanüstü bir olay olduğunun ve buna olumlu bir şekilde karşılık vermemiz gerektiğinin farkına vardık. Güveni yeniden sağlamak ve piyasa tepkisi en aza indirgemek için tek yol reformları hayata geçirmekti. Bu nedenle, temmuz ve ağustosta reformlara büyük hız verdik."
"GÜLEN'İN OLDUĞUNA HİÇ ŞÜPHE YOK"
Başbakan Yardımcısı Şimşek, bir soru üzerine darbe girişimin ardında terörist Fetullah Gülen'in olduğuna dair çok güçlü kanıtlar olduğunu ifade ederek, "Bizce bu konuda hiçbir soru işareti yok. ABD'ye sunduğumuz dosyalarda yarım milyona yakın kanıt, bilgi ve ifadeler var." dedi.
Kürt politikacılara yönelik hukuki kararlar ve doğu bölgelerdeki askeri operasyonlar konusundaki endişeler hakkındaki görüşü sorulması üzerine Şimşek, kendisinin de Kürt kökenli olduğunu vurgulayarak şunları kaydetti:
"Ben çok mütevazı bir aileden geliyorum. Annem ve babam çiftçiydi ve tek kelime Türkçe konuşamazlardı. Ben Türkçeyi 6 yaşında ilkokula başladığımda öğrenmeye başladım. Türkiye'nin Kürtlerle hiçbir problemi yok. Aslında Türkiye, Kürt vatandaşlarının varlığıyla daha güçlü. Bu konuda hiçbir soru işareti yok. Ancak bizim problemimiz PKK ile. PKK, ABD'nin, AB'nin ve Birleşmiş Milletler'in terörist örgütler listesinde. ABD bize durumun farkında ve bu konuda bizim çok yakın müttefikifimiz oldu."
Şimşek, ayrıca PKK'nın bölgenin refahı ve istikrarı için büyük bir sorun olduğuna vurgu yaparak, "Ortadoğu'nun sorunlarını yeni sınırlar çizerek, yeni devletler veya yeni etnik ve dini hudutlar çizerek çözemeyiz. Çünkü bunlar daimi çatışmaya yol açar. Ortadoğu için tek çözüm daha fazla tolerans, daha fazla demokrasi, daha fazla refah ve istikrardan geçiyor. Ancak şu an bunlara sahip değiliz." değerlendirmesini yaptı.
ABD'nin PKK'nın Suriye'deki kolu PYD/YPG ile iş birliğini bölge için "zehirli" bulduğunu kaydeden Şimşek, sözlerini "PKK bizim için büyük bir problem. Aynı şey PKK'nın Suriye'deki kolu için de geçerli. ABD ile bu konuda görüş ayrılığı yaşamamız çok üzücü. Ben ABD'li dostlarımızın en nihayetinde bu konudaki fikirlerini değiştireceğine inanıyorum." diyerek tamamladı.