Güncelleme Tarihi:
REZA ZARRAB TEPKİSİ
“Sen kalkacaksın ta Amerika’dan senin savcıların FETÖ vasıtasıyla Türkiye’ye getirilip burada yedirilecek, içirilecek, giydirilecek ondan sonra Amerika’ya tekrar dönecek, ondan sonra da bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşını içeri girerken pat tutuklayıp alacaksın. 6 aydır orada hapiste tutacaksın, yargılayamayacaksın. Seninki tarafsızlık, bağımsızlık olacak, o kişiye karşı ‘Onu niye hesaba çekmiyorsunuz’ diye sorduğumuzda, o zaman da diyeceksin ki, ‘Burada bağımsız yargı var, tarafsız yargı var’. Kusura bakma bizde senden daha çok tarafsız ve bağımsız yargı var. Adı Amerika olduğu zaman bağımsız, tarafsız; adı Türkiye olduğu zaman bağımlı, taraflı. Yok böyle bir şey.
NEYMİŞ... YARGI VARMIŞ
17 yıl oldu, bu kişi orada duruyor. 85 koli dosya gitti hâlâ dosyalar gönderiliyor. Şimdi bakanımız arkadaşlarıyla gidecek. Bizden teröristleri istedikleri zaman kendilerine veriyoruz ama onlar böyle bir teröristi bize vermiyor. Niye vermiyorsun? Neymiş... Yargı varmış, mahkeme kararı olmadan veremezlermiş. Olabilir, peki. Gün ola harman ola. Aynı şey burada da olabilir. Bir şeyler istediğiniz zaman bu defa da biz, sizlere havale edeceğiz. Siz karar vermedikçe biz de vermeyeceğiz. Bundan sonra böyle. Hem stratejik müttefik olacağız hem de farklı şeyler konuşulacak. Olmaz böyle bir şey. Bu ülke, ülkendeki bir kişiyi terörist ilan etmişse vereceksin. Vermiyorsan burada bir su kaçağı var demektir. Bunu İngiltere yapıyor da sen niye yapmıyorsun? Sen de yap. İngiltere’den istediğimiz bazı kişiler olmuştur ki vermiştir, başka ülkelerden istedik vermiştir. Bizden istedikleri zaman biz de o ülkeden, çünkü karşılıklı suçluların iadesi anlaşması olan bir ülkedir Amerika bizimle. Öyleyse gereğini yapması lazım ama yapmamıştır. Bu siyasi noktada ciddi bir sıkıntıdır.
Sistemdeki açıklar devam ettiği sürece, yarın başka örgütlerin de benzer girişimlerde bulunmasının önüne geçilemez. Bunun için öncelikle HSYK (Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu) üyelerinin seçim usulünde değişiklik yapılması şart. Meclis’te grubu bulunan siyasi partilerimizden, HSYK üyelerinin seçim yönteminin değiştirilmesi için gereken uzlaşmayı göstermelerini özellikle bekliyorum. Ülkemiz için hayati öneme sahip bu konuda, hiçbir siyasi partinin kendi görüşünü dayatarak, uzlaşma yolunu tıkama hakkı yoktur.
HASSAS ŞEYLER
FETÖ, sadece bir şarlatanın hezeyanlarının arkasından gidenlerin ötesinde bir konudur. FETÖ, ülkemizdeki ve tüm dünyadaki imkânlarıyla, süreci Türkiye aleyhine şekillendirme amacıyla kullanılan bir araç haline gelmiştir. Ne yaptılar? Bölücü terör örgütünün başını teslim ettiler, onun yerine bir başka terör örgütünün başını aldılar. Oyun çok sinsi. Bunlara çok dikkat etmemiz lazım. Eğer bu vermeme süreci uzarsa, devam ederse seslendireceğimiz çok hassas şeyler de olacaktır.
HODRİ MEYDAN
Türk milleti bin yıldır yaşadığı bu zor coğrafyada mücadele etmeye, canı pahasına vatanını korumaya talimlidir. En son 15 Temmuz’da istiklalimiz, istikbalimiz, demokrasimiz, kutsallarımız için neler yapabileceğimizi tüm dünyaya gösterdik. Varsa aynı bedelleri göze alanlar, buyursunlar, ‘Hodri meydan’ diyoruz. Biz, devlet ve millet olarak, bekamızı tehdit eden bu oyunu ne pahasına olursa olsun bozmakta kararlıyız. Geçtiğimiz bu kritik dönemde bize gösterilen hiçbir dostluğu olduğu gibi hiçbir husumeti de kusura bakmasınlar unutmayacağız.”
KUSURA BAKMAYIN MAĞDUR FALAN YOK
SİZLERDEN beklentim, FETÖ başta olmak üzere, milletimizin adalet beklediği her hususta hukuk çerçevesinde, sadece vicdanınızın sesini dinleyerek karar vermenizdir. Zaman zaman bazı şeyler söyleniyor, mağdurlar var diye. Kusura bakmayın, mağdur falan yok. Niye yok? Yargı, kolluk kuvvetleriyle birlikte burada samimi davrandığı sürece burada mağdur yoktur. Samimi davranmıyorsa ilgili mercilere müracaatla nasıl hakları iade ediliyorsa onların da hakları kendilerine iade edilir. Burada bazı yanlışlar, hatalar olmuyor değil, olabilir. Fakat unutmayın ki benim 241 şehidimin hesabını kim verecek, 2 bin
194 gazimin hesabını kim verecek? Onların aileleri mağdur, mazlum değil mi? Dünyadan bize akıl verenler var. ‘Nasıl oldu da bunları anında toparladınız, içeri aldınız’ diye bana da söylüyorlar. Biz devletiz be. Burası Çatladıkapı Muhtarlığı değil. Nerede kim var, ne yapıyor bunların hepsini eğer bir devlet bilmiyorsa, onun istihbaratı bunları bilmiyorsa kusura bakmasınlar.
SİYASİ ACEMİLİK
(ABD’de Demokrat Parti’den başkan adayı olan Hillary Clinton’ın, “Kürtleri silahlandırmayı düşünürdüm. Kürtler Suriye ve Irak’ta bizim en iyi ortaklarımız. Bazı çevrelerin bu konuda endişeli olduğunu biliyorum. Ancak bence Kürtler ihtiyaçları olan ekipmanı almalılar” sözleri üzerine) Cumhuriyetçilerin adayı Clinton’ın yaptığı açıklamayı çok talihsiz buluyorum. Bence siyasette böyle bir açıklamayı yapmanın tanımı çok farklıdır. Doğrusu ben bunu bir ‘siyasi acemilik’ olarak görüyorum. Bunun yapılmaması gerekiyor. Çünkü bölgenin hassasiyetleri farklı. Bu hassasiyetlerin olduğu bir dönemde böyle bir adım atılamaz.
TERBİYESİZ SALDIRILAR DENKLEMİ BOZMAMIZDAN
Musul konusunda Türkiye’ye terbiye dışı saldırılmasının sebebi bölgede kurulan denklemi bozuyor olmamızdır. Suriye’de Cerablus harekâtı ile DEAŞ balonuna ilk iğneyi batırarak, bunun birinci adımını attık. Musul’da bölgeyi kana ve ateşe boğmak için kurulan mezhep çatışması balonunu da söndürmekte kararlıyız. Suriye ve Irak’taki kardeşlerimizi bu küresel senaryonun çarkları arasında ezilmekten, kendimizi de benzer bir akıbete uğrama tehdidinden kurtarmak için tüm imkânlarımızı kullanacağız. Türkiye’nin bölge ile ilişkisini, kendi çıkar hesaplarıyla karıştıranlara mesajım şudur: Terör örgütleriyle iş tutmak, ateşle oynamak gibidir. Bu ateş bizi teğet geçer ama korkarım ki onunla oynayanları cayır cayır yakar, bunun bilinmesi lazım.