Güncelleme Tarihi:
GÜNGÖREN İLÇE KONGRESİ'NDEN FOTOĞRAFLAR
Erdoğan Güngören İlçe Teşkilatı kongresinde, "Artık saygılı götürmek, gizli götürmek yok" diyerek, şunları söyledi:
İftira kampanyaları
Son zamanlarda AK Parti üzerinde yalan yanlış iftira kampanyalarıyla bir şeyler yapmanın gayreti içine girdiler. Bunu Doğan Medya Grubu, yani açık söylüyorum Aydın Doğan Grubu üstlenmiş vaziyette. Cumhuriyet Halk Partisi’yle beraber bu kampanyayı sürdürüyor.
Saygılı götürmek yok
AK Parti, bundan önceki siyasi partilerden değil. Tayyip Erdoğan da o alışılmış başbakanlardan değil. Bunu böyle bileceksin. Onlar Aydın Doğan’la pazarlığa oturmuş olabilirler. Ama Tayyip Erdoğan’ı pazarlığa oturtamadığın için bu kırgınlıkları yapıyorsun. Şu ana kadar olan kampanyalarının ardında yatan açık gerçek budur. Açık söylüyorum şimdi: Hilton’dur. Hilton Oteli’nde istediği plan tadilatlarını bana ve benim belediye başkanıma yaptıramadığı için, bu adımları atmaktadır. Bizzat bana bunu teklif etmiştir. Bizzat belediye başkanıma bunu teklif etmiştir ve istediğini alamadığı için de bu kampanyalarını sürdürmektedir. Bundan sonrasını artık ’Saygılı götürelim, gizli götürelim’ yok. Her şeyi açık ve net millete duyuracağız.
Çamurları kabullenemeyiz
(Baykal’ı kast ediyor) O medya grubuyla birleşik sürdürdükleri kampanyada Almanya’daki bu Deniz Feneri Derneği’yle alakalı şeylerin içerisine benim adımı koyuyor. Başbakan Tayyip Erdoğan olarak bana teslim edilmiş olan bir para mı var? Ben böyle bir para mı almışım? Ben şimdi Doğan Grubu’na da Aydın Doğan’a sesleniyorum: Eğer bunu ispat edemezseniz, bakın ahlaki değerler noktasında nasibini almamış birisisiniz. Tayyip Erdoğan ne böyle bir para almıştır ne böyle bir paranın sahibiyle tanışmıştır. Asla tsunamiyle alakalı Tayyip Erdoğan’ın eli, akçeli işe karışmamıştır. Başbakanlığın hesabı vardır. Başbakanlığın hesabına yatırmak isteyenler yatırmışlardır ve oradan da Kızılay’a gitmiştir. Kızılay eliyle o paralar Açeh’e yardım olarak, dağıtılmıştır. Olayın aslı budur. Birileri bizim adımızı, Başbakanlığın makamını nitekim şu anda Almanca yazılar da geldi, adımızı vererek orada bu tür şeyler yapmış olabilirler. Ama sen nasıl olur da bizim adımızı, ismimizi kullanırsın? Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’na sen nasıl olur da bir çamur atmaya yeltenirsin? Kusura bakma Aydın Doğan, sen bütün çamurları kabullenebilirsin ama biz kabullenemeyiz.
Anlamak mümkün değil
Bir diğer konu. Yine aynı grubun yayın organında o da şu. Diyor ki, ’Efendim Alman makamlarına baskı yapmış. Lafa bak. Nitekim bu gün Alman savcı aynı gazetede bakıyorsun bir başka köşesinde de ’Bize hiçbir Türk makamından baskı gelmemiştir. Zaten bize de kimse baskı yapamaz’ diye açıklama yapıyor. Bunlar ne garip insanlar ya anlamak mümkün değil. Hak yerini er geç bulacak Vurdukça güçleniyoruz. Onlar bize iftira atıyor, biz güçleniyoruz.