Güncelleme Tarihi:
Yargıtay Ceza Genel Kurulu, Laik devlet yapısını değiştirmek ve yerine dini kurallara dayalı bir devlet kurmak amacıyla yasadışı örgüt kurup bu amaç doğrultusunda faaliyetlerde bulunduğu iddiasıyla yargılanarak beraatini onayan Yargıtay 9. Ceza Dairesinin kararına itiraz eden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın talebini karara bağlayacak.
KRİTİK KARAR
Laik devlet yapısını değiştirmek ve yerine dini kurallara dayalı bir devlet kurmak amacıyla yasadışı örgüt kurup bu amaç doğrultusunda faaliyetlerde bulunduğu iddiasıyla Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanan Fethullah Gülen beraat etmiş. Yargıtay 9. Ceza Dairesi Gülen’in beraat kararını oybirliği ile onamıştı. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı bu karar itiraz etmişti.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu yarın yapılacak olan toplantısında Gülen hakkında nihai kararını verecek. Genel Kurul, Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin kararını onaylarsa, Gülen hakkında bu iddialarla ilgili bir daha dava açılamayacak. Ancak Genel Kurul, Başsavcılığın bozma istemine uygun karar verirse, Gülen hakkında aynı iddialarla yeniden dava açılabilecek.
GÜLEN’İN AMACI ŞERİAT DEVLETİ KURMAK
Başsavcılık’ın, verilen beraat kararına ilişkin itiraz yazısında, Gülen’in laik devleti yıkarak şeriat devleti kurmayı amaçladığına dikkat çekilerek şöyle denilmişti:
“Laik düzeni yıkmak amacıyla örgüt oluşturan ve yöneten sanığın eyleminin 765 sayılı TCK'nın 313/2-4. maddesi unsurları itibariyle tartışılıp değerlendirildiğinde cürüm işlemek için teşekkül meydana getirilmesi suçunda aranan delillerin yeterli ve kesin olduğu görülmüştür. Sanık Fethullah Gülen'in ülke içinde oluşturup, daha sonra ülke dışında organize edip yönettiği örgütün, Türkiye'de mevcut Anayasal düzeni değiştirmek ve laiklik ilkesini de kaldırarak, yerine şeriat esaslarına dayalı devlet kurmak amacında olduğu, aşamaları, tebliğ, cemaat ve cihat temelinde, yurt içinde ve dışında dershane, okul, üniversite, yurt, hazırlık kursları ve kurduğu şirketler aracılığıyla eğitimli bir kadro ve ekonomik bir güç oluşturarak, yönetimde teşkilatlanmayı, devlet idaresini ele geçirmeyi hedeflediği, sanık Fethullah Gülen'in yurt dışına çıktığı 21 Mart 1999 tarihinden sonra da aynı amaç doğrultusunda faaliyetlerini sürdürdüğü, teşekkülün varlığını koruduğu sonucuna varılmıştır.”
YURTDIŞINDA DA AMAÇLARI DOĞRULTUSUNDA ÇALIŞMIŞ
İtiraz yazısında sanık Fethullah Gülen'in ülke içinde oluşturup, daha sonra ülke dışında organize edip yönettiği örgütün, Türkiye'de mevcut Anayasal düzeni değiştirmek ve laiklik ilkesini de kaldırarak, yerine şeriat esaslarına dayalı devlet kurmak amacında olduğu, aşamaları, tebliğ, cemaat ve cihat temelinde, yurt içinde ve dışında dershane, okul, üniversite, yurt, hazırlık kursları ve kurduğu şirketler aracılığıyla eğitimli bir kadro ve ekonomik bir güç oluşturarak, yönetimde teşkilatlanmayı, devlet idaresini ele geçirmeyi hedeflediği ifade edilerek, “sanık Fethullah Gülen'in yurt dışına çıktığı 21 Mart 1999 tarihinden sonra da aynı amaç doğrultusunda faaliyetlerini sürdürdüğü, teşekkülün varlığını koruduğu sonucuna varılmıştır.” görüşü dile getirilmişti.
SANIĞIN AMACI ANAYASAL DÜZENİ YIKMAK
Gülen’in eylemlerinin bir bütün olarak, 765 sayılı TCK'nın 313. ve 5237 sayılı TCK'nın 220. maddesinde yazılı suçu oluşturduğu ve “cürüm işlemek için teşekkül meydana getirmek ve bu teşekkülü yönetmek” suçunun tüm unsurları ile oluştuğu ifade edilen itirazda, maddelerde öngörülen ceza itibariyle lehe hükmün 765 sayılı TCK'nın 313/2-4. maddesi olduğu kaydedilerek şöyle senilmişti:
“Sanık ve oluşturduğu teşekkülün nihai amacı, yazılarında ve konuşmalarında da belirtildiği üzere cebir ve şiddet de kullanmak suretiyle Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın tamamını veya bir kısmını tağyir ve tebdil veya ilga (Anayasal düzeni değiştirmek, Anayasa'nın ihlali) ile şeriat esaslarına dayalı bir devlet kurmaktır. Sanık Fethullah Gülen, suça konu örgütün kurucusu ve lideridir. Sanığın kurduğu örgütte, sürekliliğin varlığı ile üye sayısının yasada belirtilenin (üç kişi) çok üzerinde olduğunda kuşku yoktur”