CHP’nin yeniden açıldığı 9 Eylül 1992 tarihinde Genel Başkan seçilen ve 23 aylık süre dışında koltuğundan kalkmayan Deniz Baykal, dün girdiği onuncu sınavından da zaferle çıktı. Tek aday olarak girdiği genel başkanlık yarışında geçerli 1105 oyun 1021’ini alan Baykal yeniden CHP Genel Başkanı seçildi. Aday adaylıklarını açıklayan Haluk
Koç, Umut Oran ve Ayhan Yalçınkaya, genel başkan adaylığı için gerekli olan yüzde 20’lik delege desteğini sağlayamadığı için, seçimlere katılamadı. Baykal’ın bugünkü parti meclisi seçimlerine büyük oranda değiştirilmiş bir listeyle girmesi bekleniyor. Baykal, yaptığı teşekkür konuşmasında şu değerlendirmelerde bulundu:
HEPİMİZE DERS "CHP’nin büyük bir çoğunlukla izlediğimiz politikaların arkasında olduğunu görmek bana büyük mutluluk verdi. Burada benim tanık olduğum hiçbir toplantı bugünkü coşkuyu ortaya koymamıştır. Bu kurultay hepimize particilik dersi vermiştir. Siyaset dersi vermiştir. Çekişmeler, sürtüşmelerin sona erdiğini de yansıtmaktadır bu kurultay. Eminim bundan sonra birbirimize daha bir sevgiyle yaklaşacağız."
AĞABEY TAVSİYESİ Deniz Baykal, kurultayda
seçim öncesi yaptığı konuşmada siyasi rakiplerine "ağabey tavsiyesi"nde bulundu. Baykal, "Marifetinizi CHP ile uğraşarak değil AKP ile mücadele vererek gösterin. Benden onlara ağabey tavsiyesi; parti içi mücadeleyi partiye karşı değil Türkiye’yi olumsuzluğa sürükleyen yapılara karşı gösterin. Türkiye elden gidiyor, Türkiye yol ayrımında, ben kendi arkadaşlarımla uğraşacağım, foyalarını çıkaracağım. Yakışır mı bana? Ağır suçlamalar karşısında ağzımı bile açmadım. Bu söylediklerim de sonuç almaya yeter" dedi. "Baykal’ın son kurultayı" diyenleri de yalanlayan Baykal, delegelere, "Allah sağlık verdikçe, sizler uygun gördükçe sizlerle birlikte olmaktan mutluluk duyarım" dedi. Delegeleri ellerini göğsüne götürerek Bektaşi selamıyla selamlayan Baykal, üç saatlik konuşmasında şu mesajları verdi:
BİRLİK ÇAĞRISI Tüm sosyal demokratları ve cumhuriyetçileri CHP’ye davet ediyorum. Sizi hiç yanıltmadım. Bu konuda CHP’ye katkı verecek her arkadaşımı kucaklamaya hazırım. Türkiye’deki mücadeleye destek vermek amacıyla harekete geçmeleri ve CHP’ye sahip çıkmaları, kavgayı bırakmaları halinde birlikte çalışırız.
KÜRT AÇILIMI Bu insanlık, Türkiye sorunudur. Devletin hakkı, insanları yeniden tanımlamak değildir. Benim kim olduğumu söyleme hakkı devlette yoktur. Devletin gözü, insanların mezhebini etnik kimliğini görmemeli, gözü o noktada kör olmalı. Bireysel her türlü kimliğe özgürlük sağlanmalı. Kürt vatandaşlarımızı başımızın üstünde tutacağız, ayrımcı teröre teslim olmayacağız.
LAİKLİĞİ KORU Camiler, ezanlar özgür olacak. Herkes çocuğuna dinini, namazını öğretmede özgür olacak. Ancak devletimiz, laik cumhuriyet olmaya devam edecek. Laiklik, İslamiyet’in yanında güzel. Dinin bağnazlığa, düşmanlığa, hoşgörüsüzlüğe dönüşmesi engellenmek isteniyorsa laikliği koruyacaksın.
Siyasette 35, başkanlıkta 14 yılDeniz Baykal, 1973 yılında CHP Genel Başkanı Bülent Ecevit’in davetiyle politikaya atılarak Antalya milletvekili olarak TBMM’’ye girdi. Bir yıl sonra toplanan kurultayda genel sekreter yardımcılığına seçilen Baykal, CHP ve SHP’de genel sekreterlik de dahil olmak üzere çeşitli kademelerde yöneticilik yaptı. CHP’nin yeniden açılması sonrasında 9 Eylül 1992’de gerçekleştirilen 25. Kurultay’da 679 oyla
Atatürk, İsmet İnönü ve Bülent Ecevit’ten sonra CHP’nin 4. Genel Başkanı oldu. Bu tarihten itibaren ilki yedi, ikincisi 17 ay olmak üzere toplam 24 ay genel başkanlık koltuğundan uzak kalan Baykal, genel başkanlıkta 14. geride bıraktı. Kongreden sonra CHPLideri Baykal’ın ilk kutlayan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül oldu.
Kurultay pankartları
Atatürk Spor Salonu’nda ilgi çekici pankartlar yer aldı. Özellikle, büyük boyutlardaki "Gelinin babasından damada 1 adet renkli televizyon (atv) 1 adet gazete (el Sabah) yazılı pankart dikkat çekti. CHP Antalya Gençlik Kolları’nca yaptırılan "İşte AKP" başlıklı bir pankartta ise Erdoğan, bir Arap şeyhine sunmak üzere Türkiye pastasını keserken gösterildi.
Bu satışın şartları ceza hukukunu ilgilendiriyor
Baykal kongre konuşmasında Sabah ve ATV’nin satışına da değindi ve şunları söyledi: "Sabah ve Atv bir şirkete satıldı, şirketin genel müdürü Başbakan’ın damadı. Sonra bu satışın 750 milyon dolarlık kısmı iki kamu bankası tarafından kredilendirildi. Bir de Katar’lı bir ortak ortaya çıktı. Ancak kredinin şartları açıklanmadı. Bu uygulama Türkiye’nin ceza hukukunu doğrudan ilgilendiren bir uygulamadır. Böyle bir uygulamanın göz göre göre yaşama geçirilmesi, bu bir gözü karalığı, umutsuzluğu, herşeyi göze aldıklarını yansıtıyor. Türkiye’nin geleceği için de kaygı verici bir durumu özetliyor. Bu uygulamanın bizi nereye götüreceğini hep beraber göreceğiz. İktidarlar her zaman gelip geçici. Ne oldum dememeli ne olacağım demeli. Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste.
SIKINTIDA AKP’Lİ YOK
AKP yöneticisinin çocuğu, yakını olup sıkıntıda olan kimse gördünüz mü? Maşallah her birinin ekonomik durumu çok iyi. Allah versin de 70 milyona da elinizi uzatın, yarasına merhem olun, karnına bir lokma koyun.
O milli görüşçü, Erdoğan işbirlikçi
GEÇMİŞTE Cumhuriyete yönelik tehditler ortaya çıktığını, RP ve FP’nin de aralarında bulunduğu 4 partinin kapatıldığını anımsatan Baykal, yabancıların, kapatılan 4 partiyle ilgili bir şey demediğini, ancak AKP’yle ilgili açıklamalar yaptıklarına işaret etti. Baykal, "RP ve FP’yi niye kapatıyorsun demediler? Şimdi niye diyor? Çünkü o zaman karşısındaki partiler, milli görüşçüydü. Hiç kuşku yok ki Erbakan milli görüşçüdür, Tayyip Erdoğan işbirlikçidir. Bu, Türkiye’deki milli görüş çizgisinden çok temel bir kırılmadır" dedi. AKP’nin, Milli Nizam, Milli Selamet, RP ve FP çizgisinde devam ederse, siyasi projelerini gerçekleştiremeyeceği gerekçesiyle, milli görüş çizgisinde değişikliğe gittiğini ileri süren Baykal, "yabancıların önünde diz çöküverelim" dediklerini ve bu istikamete girdiklerini, sırtını dayadıkları yabancı çevrelerin desteğini seferber etmeye çalıştıklarını öne sürdü. Baykal, "Erbakan, milli görüşçü olmanın bedelini ödedi. Bunlar işbirlikçi olmanın nimetinden yararlanmaya çalışıyorlar" dedi.
Kur partini bir görüverelim
Baykal, kurultay konuşmasında rakiplerine de yüklendi ve şöyle dedi: "Masa başında ’CHP şöyle yapsın oylarını artırır, genel başkan ayrılsın oylar patlar’. Bütün bu amatör siyasi uzmanların değerlendirmelerini zevkle izliyorum. Tüzüğü, genel sekreteri, programını beğenmiyor ama genel başkanlığa gelmek istiyor. Hani var ya, o yok bu yok hani dilin varsa Allah yok diyeceksin ama dilin varmıyor. Sen CHP’yi beğenmiyorsan, eşsiz şahsiyetin, yüksek siyasi mevkiinle çık meydana, kur partini bir görüverelim. Yıllardır birileri CHP ile olmaz diye yola çıktı. Avrupa’dan içerden dışardan medyadan destekle üç yıldır parti kuruyorlar. Ne oldu? CHP’den bir sandalye kapacağım diye CHP’nin yeminli düşmanlarının gazetelerinin, televizyonlarının kucağına oturmayacağız. Partinin yönetiminde ’Evet’ dediğimize, yönetime talip olduğumuzda ’hayır’ demeyeceğiz.
NOTLARYaka kartlı 200 sivil polis vardı
Kurultay salonunun düzenlenmesi, delegelerin otel giderleri ve bilboardlardaki afişler için CHP Genel Merkezi, yaklaşık 700 bin YTL harcadı.
Salon çevresinde 1800 polis güvenliği sağlarken, Genel Merkez yönetiminin talebi nedeniyle salonda da 200 kadar sivil polis görev yaptı. Sivil polisler yakalarına polis kartları taktılar.
Kurultay öncesinde diğer kongrelerden farklı olarak eski DSP’li Faruk Demir konser verdi. Demir, Baykal’ın isteği üzerine "Neredesin sarı saçlım mavi gözlüm" türküsünü söyledi.
Baykal’ın, Genel Sekreter Önder Sav ve il başkanlarıyla birlikte salona girişi sırasında izdiham yaşandı. Rakiplerinden Haluk Koç, Baykal’ı geçtiği sırada alkışlarken, Umut Oran izlemekle yetindi.
Koç’un girişinde delegeler, "Başbakan Haluk" sloganları attılar. Bu sırada salonda afiş taşımak isteyen Koç taraftarları ile Baykal taraftarları arasında arbede yaşandı. Kurultay devam ederken Koç taraftarları "Devrimci Haluk" sloganı attı. Diğer delegeler, "Türkiye laiktir laik kalacak" sloganı ile karşılık verdi.
Umut Oran’ın adı genel başkan adayı olarak anons edildiğinde delegeler alkışlamadı.
1992’de kurup % 4.5 aldığınız parti değil
Baykal’ın konuşmasının ardından faaliyet raporuyla ilgili konuşmak üzere kürsüye gelen CHP’nin kurucusu, 2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün torunu, eski Ankara Milletvekili Gülsün Bilgehan, "Sözün bittiği yerdeyiz. 22 Temmuz seçimlerindeki sorumluluğumuzu partimizdeki yöneticiler yeterince üstlenmediler. Ne yazık ki pek çok hayati konuda yanıldılar" dedi. Bilgehan, "Beni milletvekili seçtiren sayın genel başkanım, emekleriniz göz ardı edilemez. Ama bu parti 1992’de sizin kurup yüzde 4.5 oy aldığınız parti değildir, Atatürk’ün kurduğu partidir" dedi. Bilgehan’ın konuşması büyük alkış alırken, "İşte Başkan işte parti" sloganları atıldı.