Hasan KIRMIZITAŞ- ADİL ÖNAL/ ŞANLIURFA-BİNGÖL (DHA)
Oluşturulma Tarihi: Mart 29, 2008 15:30
Şanlıurfa'da “arkadaşlık teklifini” kabul etmediği için aynı fakültedeki bir öğrenci tarafından öldürülen Çağla Arin'in cenazesi, memleketi Bingöl'de toprağa verildi.
GÖZYAŞLARI SEL OLDU
Şanlıurfa’da aşkına karşılık vermediği gerekçesiyle sınıf arkadaşı 22 yaşındaki Çağla Arin'i 47 bıçak darbesiyle öldüren Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi 3’ncü sınıf öğrencisi 22 yaşındaki Hüseyin Zengin’i, genç kızın telefon ve mesajla kendisini rahatsız ettiği gerekçesiyle 8 Ocak’ta polise şikayet ettiği ortaya çıktı. Zengin gözaltına alınıp ifadesi alındıktan sonra aynı gün serbest bırakıldı. Dehşet dakikalarını yaşayan ve Çağla Arin’i kurtarmaya çalışırken, kendisi de yaralanan ev arkadaşı doktor adayı 23 yaşındaki Seda Tunca, “Çağla, ‘yapma’ dedikçe, o vuruyordu” diye olayı anlattı. Çağla Arin'in cenazesi bugün Bingöl’ün Genç İlçesine bağlı Meşedalı Köyü'nde gözyaşları arasında toprağa verildi.
Doktor adayı Hüseyin Zengin, aşık olduğu sınıf arkadaşı Çağla Arin’in kendisine karşılık vermemesi üzerine, dün sabah Yenişehir Mahallesi’nde Çağla Arin’i bıçaklayıp, boğazını keserek öldürdü. Kendine engel olmak isteyen Arin’in ev arkadaşı Tıp Fakültesi 4’ncü sınıf öğrencisi Seda Tunca’yı da yaraladıktan sonra kendi boğazını keserek intihar girişiminde bulundu. Şanlıurfa Devlet Hastanesi morguna götürülen ve cenazesi toprağa verilmek üzere memleketi Bingöl’e götürülen Çağla Arin’in yapılan otopsisinde çoğunluğu boyun ve yüz kısmında olmak üzere 47 bıçak darbesi aldığı, şah damarının kesilmesi sonucu yaşamını yitirdiği belirlendi.
ÇAĞLA'YI BAŞKALARINDAN KISKANIYORDUKarın, boyun ve bileklerinde kesikler olan zanlı Hüseyin Zengin’in yoğun bakımda tedavisi sürerken, olayı engellemek isterken bacağından ve elinden yaralanan Seda Tunca ise, hastanede yapılan tedavisinin ardından taburcu edildi. Seda Tunca, polise verdiği ifadesinde dehşet dakikalarını gözyaşları içerisinde anlattı.
Tıp Fakültesi’nde öğrenim gören 4 arkadaş olarak ev kiraladıklarını ve 2 yıldır burada yaşadıklarını belirten Seda Tunca, Hüseyin Zengin’in sürekli olarak Çağla Arin’i rahatsız ederek, sevgisine karşılık istediğini söyledi. Hüseyin Zengin’in, Çağla Arin’in okulda erkek arkadaşlarıyla konuşmasını bile kıskandığını ileri süren Tunca, “Çağla’yı başka birisiyle konuşurken gördüğünde yüzünün şekli değişiyordu, sonra kıskandığını anlatıp, başkasına bakmamasını isteyen mesajlar atıyordu. Çağla, Hüseyin’in hiçbir mesajına karşılık vermiyordu. Fakat, Hüseyin okulda, yolda nerede karşılaşırsa karşılaşsın sürekli sevgisinin büyüklüğünü anlatıp, karşılık bekliyordu” dedi.
‘YAPMA DEDİKÇE, VURUYORDU’
Olay günü, uyandığında ev arkadaşları Selcen ve Nilgün’ün okula gittiğini, Çağla Arin’in ise üzerini giyinip, çıkma hazırlığı yaptığını anlatan Seda Tunca, dehşet dakikalarını şöyle anlattı:
“Çağla giyiniyordu, hemen çıkacağını söyledi. Sabah saat 08.15 gibiydi. Ben de, hazırlanıp çıkacağımı söyledim. Banyoya girip, elimi yüzümü yıkadım. Saçlarımı taradığım sırada kapının sesini duydum ve Çağla’nın gittiğini sandım. Fakat aradan bir kaç dakika geçmeden Çağla’nın ‘Seda’ diye çığlık attığını duydum. Apar topar dışarı çıktığımda Hüseyin sol eliyle Seda’nın boğazını sarmış, sağ eliyle de vücuduna bıçak saplıyordu. Bir anda şok oldum ve Hüseyin’e, ‘Bırak’ diye bağırdım. Hüseyin bana cevap bile vermeyerek, Çağla’yı bıçaklamaya devam ediyordu. Hüseyin’i engellemek için elindeki bıçağı almaya kalktım, bu sırada elim kesildi. Buna sinirlenen Hüseyin bu defa bıçak ile üzerime saldırıp bacağımdan beni yaraladı. Bizim boğuşmamız sırasında Çağla merdivenlerden iniyordu. Hüseyin beni bırakıp tekrar Çağla’yı yakaladı ve onu bıçaklamaya devam etti. Çağla, bir yandan Hüseyin’e yalvarır gibi ‘Ne olur yapma’ diyor, diğer yandan merdivenlerden aşağı iniyordu. Çağla, ‘yapma’ dedikçe, o vuruyordu. Ben son bir hamle ile Hüseyin’e engel olmak için onu ittim. Buna sinirlenen Hüseyin bıçağı bu kez kendi vücuduna batırıp, bileğini kesti. Çağla bu sırada dış kapının yanına ulaşmıştı. Elindeki bıçağı boğazına götüren Hüseyin, Çağla’yı kapının yanında görünce yanına gitti ve boğazını kesti. Sonra Çağla’yı bırakıp, merdivenlerden yukarı çıktı. Çağla’nın yanına gidip ona müdahale etmeye çalıştım, bir yandan da yardım istiyordum. O sırada komşularımız yardımımıza koştu, hemen ardından gelen ambulansla beni ve Çağla’yı hastaneye getirdiler.”
8 OCAK’TA ŞİKAYET ETMİŞÇağla Arin’in, sürekli kendisini rahatsız ettiği gerekçesiyle 8 Ocak 2008’de Yenişehir Polis Merkezi’ne giderek Hüseyin Zengin’den şikayetçi olduğu öğrenildi.
Başvurusunda, “Beni sürekli telefon ve mesaj yoluyla taciz ediyor” diyen Arin’in şikayeti üzerine aynı gün gözaltına alınıp ifadesi alınan Zengin’in ise, “Ben Çağla’yı seviyorum. Onu aradığımda da, mesaj attığımda da sürekli sevgimi ifade ettim. Mesajlarımın hiçbirinde tehdit yok, hepsi sevgi içerikli. Madem sevgim onu rahatsız ediyor, bir daha arayıp sormam. Peşini bırakırım” dediği öğrenildi. Zengin’in ifadesinin alınmasının ardından Cumhuriyet Savcısı’nın talimatı ile aynı gün serbest bırakıldığı belirtildi.
TOPRAĞA VERİLDİÇağla Arin’in cenazesi, gece Bingöl’ün Genç İlçesine bağlı Meşedalı köyüne getirildi. Yakınlarının katılmasının ardından Çağla Arin için Meşedalı Camiinde cenaze namazı kılındı. Tören sırasında kızını son kez görmek isteyen anne Adile Arin’i yakınları sakinleştirilmeye çalıştı. Cenaze namazının ardından Meşedalı Köyü Mezarlığı’na getirilen Çağla Arin'in cenazesi, gözyaşları ve dualar arasında toprağa verildi.
Emekli öğretmen olan baba Gıyasettin Arin, gazetecilerin kızının saldırıdan önce savcılıktan koruma talebinde bulunduğu iddialarını hatırlatmaları üzerine, “Acımız çok büyük. Şu anda bir şey söylememiz mümkün değil. Kızımın ölümünde herhangi bir şekilde kusuru bulunan varsa tabii ki suç duyurusunda bulunacağız” cevabını verdi.
Cenazenin toprağa verilmesinin ardından Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden Çağla Arin’in arkadaşları otobüsle öğle saatlerinde Meşedalı köyüne geldi. Köy camiinde acılı babaya başsağlığı dilediler. Çağla Arin’in öldüğü saldırıda yaralanan Seda Tunca da baba Gıyasettin Arin’e sarılarak ağladı.