Güncelleme Tarihi:
bu cümle mazide kalmayı tercih etmiş ve beni bu durumdan haberdar etmemiş meğerse
ben belirli periyotlarla uygun bir durum bulup bunu göğsümü gere gere söylerdim hep oysa
son cümlemin “-di’li”geçmiş zamanla bitmesinden de anlayacağınız üzere bundan sonra o cümleyi telaffuz edemeyeceğim hatta değil telaffuz etmek içindeki kelimeleri dahi birbirine belirli bir mesafeden sonra yaklaştıramayacağım
elime geçen ne kadar ıvır zıvır varsa büyük bir keyifle çöpe basardım ben önceleri
bir tepsim varsa ikincisini çöpe basmak “naftalinli anne öğüdü” misali kulağımda küpe,elimde dermandı bir zamanlar
ta ki yeni bir eve taşınmaya karar verinceye kadar evimde fazlalık olarak tabir edilecek hiçbir şey olmadığını sanıyordum ama…
neyse yeni bir ev tuttuk biz(ben ve eşim)
yakındır taşınacağız
yakındır diyorum çünkü -biraz daha geç kalsak altında kalacağımız- o çöp yığınının içinden çıkamıyorum bir türlü
çöpe gidip gelmeyeli uzun zaman olmuş ki unutmuşum tüm bildiklerimi elim gitmez olmuş atılması gerekenlere bir “kıyamama” tutuculuğu yapışmış alışkanlıklarıma
şık parfüm şişelerinden tutunda dondurma kutularına varıncaya dek,promosyon bardaklarından tutunda bitmeye yüz tutmuş rujlara kadar aklınıza gelebilecek ne kadar işe yaramaz ve yaraması imkansız şey varsa baş köşede öyle unutulmuşlar
ya da unutulmak istenmişler
içimi yakan da bu ikinci durum zaten
gelelim bütün bunlardan dolayı yaşadığım utanca
ben ve bütün bu atmaya kıyamadıklarım evin orta yerinde “ayrılsak mı ayrılmasak mı?ya günün birinde birbirimize ihtiyacımız olursa”diye düşünüp dururken kapı çaldı
iki tane pir-ü pak ve şıpşık bayancağız
“sanırım evi boşaltıyormuşsunuz,sakıncası yoksa dolaşabilir miyiz?”
demez mi?
Ben “hayır” demeyi bilmem ki!
Ama evet de diyemedim uzun bir süre
Aklım kirli çamaşır dolu banyoya,akşamdan kalma oturma odasına ve aynı odadaki “ıvır zıvır”ailesine,yatak odalarındaki pijama yığınlarına,çıkarılıp bir kenara atılmış terliklere,toplanmamış kahvaltı sofrasına uçup gidiverdi işte
Aklım olmadan evet demeyi bilemedi dilim
O dönünce ar perdemi beraberce parçaladık ve içeri davet ettik kadıncağızları
O tiksinti ifadesini unutmak istiyorum
O ıvır zıvırla gözgöze geldiklerindeki şaşkınlığı da tabi
Ve dünyanın küçük olmadığına inanmak istiyorum
Evi beğenmediler
Aslında ev fena değildi ama…
Dilerim ev sahibimizin kulağına gitmez bu durum
Daha da kötüsü ev bu haldeyken ben fönlü saçlarla,o biçim bir makyajla yani cillop gibiyken o malum evi gezdiriyordum kadınlara
Ne düşünüyorlardır acaba hakkımda?
Durumu kurtarmış mıdır benim görüntüm yoksa o çöp evin dibine batırmıştır?
Meraktayım…