Güncelleme Tarihi:
TALABANİ'NİN ANKARA'DAKİ FOTOĞRAFLARI
Bir zamanların "mam Celal"i, bu kez "Sayın Cumhurbaşkanı" olarak karşılandığı Türkiye'de, Türk halkına mesajını Atatürk üzerinden verirken, kendisini en üst düzeyde ağırlayan AKP hükümetinin aksine "yüzbaşı düzeyinde" karşısına çıkan Türk askerine de "konukseverliğinden ötürü teşekkür ederek" imalı mesaj vermiş oldu.
İşte Talabani'nin şifreleri:
*ATATÜRK ÜZERİNDEN MESAJ- Resmi ziyaret olmadığı için Talabani'nin Anıtkabir'e gitmesine gerek yoktu. Ancak kendisi çok ısrar ettiği için, Anıtkabir ziyareti de programa ekledi. Anıtkabir'e gelindiğinde arabadan inen Talabani rahatsızlandı. Hemen beraberindekiler, "çarpıntım var" diyen Irak Devlet Başkanı'na müdahale edip, su verdiler. Ancak Talabani, merdivenleri çıkarak, Atatürk mozolesine çelenk koyamayacağını bildirdi, yerine çelenki tüm Irak heyeti adına bırakmak üzere, bakanını gönderdi. Ancak Anıtkabir özel defterine yazma işini kimseye bırakmadı. Ve Arapça olarak yazdığı mesajında, Atatürk üzerinden tüm Türkiye'ye mesaj verdi.
Talabani'nin mesajındaki şu cümle çok önemli:"Atatürk'ün dış müdahaleler altındaki Türkiye’nin kurtuluşu sırasında ve yeni Irak'ın tanınmasında,ki bu Irak bir zamanlar Osmanlı İmparatorluğu’nun parçasıydı, oynadığı role büyük saygımız var..."
Buradaki şifre, "Atatürk'ün Irak'ı tanıdığı" cümlesinde gizli. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Güneş operasyonundan sadece birkaç gün sonra Ankara'ya gelen Talabani, bu cümle üzerinden tüm Türk kamuoyuna "Irak'ın bütünlüğünü Atatürk bile tanıdı. Siz de tanıyın" mesajını iletti. Üstelik, yine bu tek cümle ile, PKK'nın Irak topraklarında üs bulmasına kızan Türk kamuoyunda zaman zaman ortaya çıkan "Misak-ı Milli sınırlarına dönelim", yani "Kerkük ve Musul'dan hak iddia edelim" isteklerine de, yine "Atatürk Irak'ı mevcut sınırıyla tanımıştı" mesajıyla yanıt vermiş oldu.
*DTP'YE "TEŞEKKÜR" YOK- Talabani'nin Ankara ziyaretinde tüm gözler, Kuzey Irak'taki Kürt gruplarla çok iyi ilişkiler içindeki DTP'ye çevrilmişti. Ancak beklenen olmadı ve DTP, Ankara'ya gelerek ve Güneş operasyonu konusunda yaptığı açıklamalarla "Kürt davasına ihanet ettiğine" inandığı Talabani'ye hiç ilgi göstermedi. Havaalanında Talabani'yi karşılayan çok sayıdaki Türkiye'deki Kürt kökenli siyasetçilere rağmen, hiçbir DTP'li yoktu. Nitekim, DTP'yle Talabani arasında gün içinde de hiç temas olmadı. Talabani de buna tepkisini, Çankaya Köşkü'nde onuruna verilen çalışma yemeğinde ortaya koydu. Konuşma sırasında, Türkiye'deki tüm siyasi partilere isimlerini, eski-yeni siyasetçilere isimlerini tek tek anarak teşekkür etti. Ancak DTP'nin ismini hiç anmadı. Aynı şekilde, CHP'nin de adı teşekkür konuşmasında hiç geçmedi. Iraklı yetkililer, konuşmanın orjinalinde hem DTP Lideri Ahmet Türk'ün, hem de CHP Lideri Deniz Baykal'ın adlarının da yer aldığını söylediler. Talabani, ne bu iki siyasi oluşumun, ne de liderlerinin adını metinden son anda çıkardı ve "hiç anmamayı" tercih etti.
*KOMUTANLARA İMALI TEŞEKKÜR- Ziyaret sırasında Türk askeri Talabani'yi "Irak Devlet Başkanı" olarak karşılamak yerine, "yok saymayı" tercih etti. Olağan protokol uygulamalarının tamamen dışına çıkan asker, ne Esenboğa'daki karşılamada, (bir devlet başkanı Ankara'ya çalışma ziyareti yaptığında, Esenboğa karşılamasında mutlaka üst düzey bir komutan olurdu), ne Anıtkabir'de (ziyaret sırasında ortada sadece Anıtkabir komutanlığında görevli yüzbaşılar vardı, onlar da törenin düzgün yürütülmesi için çalıştılar, kimse Talabani'yle konuşmadı bile), ne de Çankaya Köşkü'nde ( burada da asker olarak sadece, Cumhurbaşkanı'na sürekli eşlik etmek zorunda olan Gül'ün yaverleri vardı. Talabani için gelen kimse olmadı), hiç ortaya çıkmadı. Ancak bu duruma rağmen, Talabani Çankaya Köşkü'ndeki yemek konuşmasında, "Bizi konukseverlikle onurlandıran ve bizi her zaman iyi bir biçimde karşılayan Türk ordusuna ve Türk komutanlarına da şükranlarımızı sunmak istiyorum” dedi. Böylece, kendisini "yok sayan" askere, "teşekkür ederek" diplomatik üslupla mesaj göndermiş oldu.
*TÜRKİYE LİSTE VERDİ, AMA TALABANİ "KEDİLERİ KORUMAKTAN" VAZGEÇMEDİ- Talabani'nin ziyaretine, beklenildiği gibi, Kuzey Irak'taki PKK elebaşlarının durumu damgasını vurdu. Türk gazetecilerin "Kürt kedisi bile vermem" sözünü hatırlatmaları üzerine Talabani, "ben Irak Cumhurbaşkanı'yım, Irak kedisi vermem dedim. Vatandaşlarımı vermem sözkonusu değil" yanıtı verdi. Buradaki şifre ise, kuzey Irak'taki Kürt yönetiminin son birkaç yıl içinde "Irak vatandaşlığına kabul ettiği" PKK üst düzey yöneticileriyle ilgili; Iraklı Kürtler, PKK'nın Kuzey Irak'ta barınan tüm üst düzey yöneticilerinin Irak pasaportu almasını sağlamış durumdalar. Şimdi bunlar yakalansa bile, Türk vatandaşlıklarının yanısıra, bir de Irak vatandaşlıkları bulunuyor. Dolayısıyla, PKK üst düzey şeflerinin Irak hapishanelerine atılmaları halinde bile, Türkiye'ye iadeleri sözkonusu olmayacak. Oysa İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Talabani'nin "Irak kedisi vermem" dediği bu basın toplantısından sadece dakikalar önce, kendisine Türkiye'nin istediğ PKK'lıların listesini Çankaya Köşkü'ndeki heyetlerarası görüşmede sunmuştu. Talabani, diplomatik bir dille, kendisine verilen bu dosyaya da yanıt vermiş oldu.