Güncelleme Tarihi:
Türk sanayicileri ve işadamları derneği, yüksek öğrenimde türban konusunun acele ve özensiz biçimde ele alınmasının, Türkiye'yi, AB üyeliğinde ifadesini bulan çağdaş medeniyet seviyesine erişme sürecinden koparmaya çalışan bir kesim için fırsat yarattığını ve bu kesimin gizli gündemini açığa vurduğunu belirtti.
Türban konusunun ülke gündeminin birinci maddesi haline gelmesine yönelik sözleri isim verilmeden eleştirilen TÜSİAD, yazılı bir açıklama yaptı. TÜSİAD, açıklamasında şu görüşlere yer verdi:
“Üniversitelerimizde türban sorununu çözme düşüncesiyle Anayasa ve yasa değisikliği başlatanlar içinde yer alan bir siyasi parti, eşitliği ve öğrenim hakkını savunma görüntüsü altında, gerçek amacının, Türkiye'nin, Atatürk'ün çağdaş medeniyet seviyesine erişme hedefinin gereği olan, batı normlarını esas alan demokratikleşme süreci ile ilişkisini kesmek olduğunu açıkça ortaya koymuştur.
Daha önce fikir özgürlükleri konusunda çeşitli örneklerini vermiş oldukları gibi, bu kez de, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarını, Anayasa Mahkemesi içtihatlarını, Kopenhag kriterlerini hiçe saydıklarını fütursuzca ifade eden bu kesimin, kimseye demokrasi ve samimiyet dersi vermesi mümkün değildir.
Ayrıca, milliyetçiliği kendinden başka kimseye layık görmeyenler, milletini gerçekte ne kadar düşünmektedirler ki, işsizliğin had safhada seyrettiği ve ekonomisi yavaşlayan bir ülkede, ekonominin gündemin birinci maddesi olması gerektiğini söyleyenlere bu kadar tepki gösterebilmektedirler.
Demokrasi farklı düşünceyi duymak isteyen bir duruştur, bir üsluptur. Bu duruş ve üsluba sahip olmayanların dilinde demokrasi söylemi inandırıcılığı olmayan bir slogana dönüşür. Demokrasi sicili yıllardır belli olan ve bugün de bir kez daha, en temel eleştiri ve ifade haklarını kullananlara 'Meclisin akıl hocalarına ihtiyacı yok' diyen bir kesimin, 'eşitlik, öğrenim hakkı' gibi söylemlerle ortaya çıkmasındaki samimiyetin takdirini kamuoyuna bırakıyoruz.
Türban gibi, bazı genç kızlarımız açısından gerçekten önemli ve toplum açısından da son derece hassas bir konunun bu tür amaçlara alet edilebilmesinin arkasındaki temel etken, gerekli güven ve uzlaşma ortamını oluşturmadan harekete geçilmiş olmasıdır.
İktidar partisinin Anayasa taslağını hazırlayan akademisyenler bile yer yer mevcut düzenlemeye karşı çıkmış, ilgili maddeler neredeyse her gün yeniden yazılmıştır. Hal böyleyken, bu konunun ülkenin bir numaralı gündem maddesi haline getirilmesini eleştirmemizden daha doğal bir şey olamaz.
TÜSİAD, bugüne kadar, ülke çıkarlarını öne çıkaran, laiklik ve demokrasiyi ayrılmaz bir bütün olarak gören, Türkiye'yi çağdaşlaşma yolundan ayırmaya çalışanlara karşı duran tutumunu açık sözlülükle ve kararlılıkla sürdürmüştür. Çünkü, Cumhuriyetimizin bu temel niteliklerini varlığımızın en temel ilkeleri saymaktayız. Bu yüzden, laikliğe, demokrasiye ve çağdaşlığa aykırı düşüldüğünü gördüğümüz her konuda görüş açıklamaya devam edeceğiz."
MHP'ye cevap olarak değerlendirildi
TÜSİAD'ın bu çıkışı kulislede çok kesmin bir etki yarattı, açıklamayla ilgili yapılan ilk yorum şöyle:
"Bu açıklama MHP'nin TÜSİAD'a karşı yaptığı sert çıkış için verilmiş bir cavaptır."