BUGÜNLERDE iki kişiyle yüz yüze gelip iki soru sormak istiyorum.Gazetecilik merakım bu iki kişiye fikse olmuş durumda.
Aslında cevaplarını biliyorum...
Ama ince bir hesabım var.
Kamuoyunun önünde de bunları söylesinler istiyorum.
Haşim Kılıç benim ilgiyle izlediğim, hukuki duruşuna saygı duyduğum bir hukukçu.
Açıkçası hakkında yazılanların haksız olduğunu düşünüyorum.
Sadece düşünmek de değil, inanıyorum.
Haşim Kılıç’a şunu sormayı çok isterdim.
"Acaba türban konusunun Anayasa’ya sokulması konusunda ne düşünüyor?"
Haşim Kılıç’ın eşi türbanlıdır.
Bazı laik çevreler onun hakkında önyargılıdır.
O yüzden bir hukukçu, tabii ki en yüksek yargı organının başındaki hukukçu olarak, acaba bu konuda ne düşünüyor, bilmek önemli değil mi?
* * *
"Canım eşi türbanlı olduğuna göre ne diyecek" diye düşünmeyin.
Bu konuda, hiç beklemediğiniz insanların farklı tutumları var.
Mesela Murat Belge...
Üniversitede türbanın serbest bırakılmasından yana.
Ama bakın geçen pazar günü Radikal Gazetesi’ndeki yazısında, bunun Anayasa’ya sokulmasının yanlış olacağını yazdı.
Serbest bırakılacaksa, Anayasa’ya girmiş girmemiş ne fark eder diye düşünenler var.
Bu çok yanlış.
Çünkü, adı konsun veya konmasın, türban Anayasa’nın parçası haline gelirse bunun anlamı çok farklıdır.
O zaman iş, türbana özgürlükten çıkıp, türbana anayasal teminat haline gelir.
O da, türbanı toplumun bütün alanlarına yaymak için pusuda bekleyenlere, kimsenin karşı çıkamayacağı hukuki bir gerekçe sağlar.
Çok köklü bir rejim kavgası başlar.
* * *
Yüz yüze gelip soru sormak istediğim ikinci kişi Başbakan Tayyip Erdoğan.
Ona da şu soruyu sormak isterdim:
Üniversitede türbanı serbest bıraktıktan sonra, ilk ve orta öğretimde, devlet dairelerinde de türbanı serbest bırakacak mısınız?
Geçenlerde bir AKP’li milletvekiline, "Başbakan bu konudaki görüşünü niye açıklamıyor" diye sorduğumda bana şu cevabı vermişti:
"O bir siyasetçi. Durup dururken bunu neden söylesin?"
Ama arkasından şunu eklemişti:
"Siz gazetecisiniz. Neden kendisine sormuyorsunuz? Belki o zaman bunun cevabını verir."
İşte onun bu sözleri beni tahrik etti.
Ben karşılaşmasam bile, karşılaşan meslektaşlarımdan rica ediyorum.
Lütfen bu soruyu Başbakan’a sorun.
* * *
Bu soru MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye sorulduğunda mealen şunu söyledi:
"Şimdilik öyle bir talep yok."
Acaba Başbakan da bu cevabı mı verecek?
Yoksa şu garantiyi verebilecek mi:
"Hayır, şimdiden herkese ilan ediyorum. Kimse benden ilk ve orta öğretimde, devlet dairelerinde türbanı serbest bırakmayı beklemesin."
Ben bu soruların cevaplarının çok önemli olduğuna inanıyorum.
Bu sorulara üst yargıdan ve Başbakan’dan güven verici cevaplar geldiği takdirde türban sorununa anayasa dışında pratik bir çözümün bulunmasında önemli mesafeler alınabileceğine inanıyorum.
Tabii amaç, "tarihi bir misyon" duygusuyla Cumhuriyet’ten rövanş almak değil de, gerçekten türbanlı kızlara üniversitenin yolunu açmaksa...