Güncelleme Tarihi:
Tüzecan'ın köşesinden Banoğlu şöyle diyor:
"8 Ocak günü Hürriyet İnternet Sitesi'nde Muhafız Alayı'nın Meclis'ten gitmesi konusunda bir haber çıktı. Güya, Genelkurmay Başkanı bu teklife "Hay hay" diye karşılık vermiş. Haber ekranda bir saat kadar durdu. Hemen arkasından Genelkurmay haberi tümden yalanladı. Habere ben de atladım. Büyükanıt'a ben de verip veriştirdim. Şimdi utanç içindeyim. Ama utanması gereken ben değilim ki Hürriyet interneti yönetenler"�
Tüzecan aracılığıyla okur Banoğlu bize "Utanmazlar" demek istiyor…
Peki…
O zaman bize de bir şeyler söylemek düşüyor…
Anladığımız kadarıyla Banoğlu Hürriyet bünyesinde çalışan bir kişi…
Keşke bu ağır eleştiriyi yapmadan önce bize bir sorsaydı…
Yine anladığımız kadarıyla okur temsilcisi Temuçin Tüzecan'ı da yanıltmış.
Çünkü Tüzecan ya o günkü Hürriyet Gazetesi'ni detaylı okumamış, ya da dikkatinden kaçmış..
Eğer okusaydı eleştirilen ya da Genelkurmay tarafından yalanlanan haberin Hürriyet Gazetesi'nin bir haberi olduğunu fark ederdi..
Evet;
Söz konusu haber, 8 Ocak tarihinde Hürriyet Gazetesi'nin 15'inci sayfasında gazetenin Ankara Bürosu Parlamento Şefi Nuray Babacan imzasıyla oldukça geniş bir şekilde yayınlanmıştır.
Hürriyet İnternet, gazeteye ulaşamayan okurları için saat 02.00'den sonra gazetede yayınlanan tüm haberleri alır…
Bu haber de aynı şekilde alınmıştır…
Şimdi biraz daha detay verelim…
Benim bildiğim kadarıyla Hürriyet Gazetesi'ne giren bir haber çok ciddi süzgeçlerden geçer..
Büyük bir tesadüf eseri o akşam Hürriyet Gazetesi'nin yazı işleri müdürleri Necdet Açan ve Necdet Doğan'la beraberdik. Taşra baskısı gelmiş ve geç saatlerde olmasına rağmen bu haber konuşuluyordu. Doğan'ın kafasında bazı sorular vardı. İçi rahat değildi. Ancak yazan Nuray Babacan tecrübeli bir gazetecidir. Bir kez daha soruldu. Ve haberin arkasında olduğu söylendi…
Ertesi sabah Genelkurmay bir açıklama yaptı. Haberi yalanladı. Biz de internete Genelkurmay'ın açıklamasını koyduk..
Utanma meselesine gelince;
Hürriyet ve Sabah Gazeteleri'nde toplam 10 yıl Ankara temsilciliği yapmış bir gazeteci olarak şunu söyleyebilirim:
Gazetecilik meşakkatli bir iştir.. Hele Ankara bir o kadar daha meşakkatlidir. Geceyarılarına kadar süren Bakanlar Kurulu, MGK gibi ülke gündemini ilgilendiren en üst düzey toplantıların perde arkaları için yoğun çalışmalar olur. Kulisler, kongreler parti grupları ve daha şimdi sayamayacağım sayısız olay yaşanır. Ankara'daki arkadaşlar çoğu zaman uykusuzdurlar. Ama biliyorum ki atlatılan her haber, her özel ayrıntı en büyük mutluluktur.
Hürriyet'in Ankara bürosu da böyle çalışır. Arkadaşlarımız bugün olayları başarıyla takip edip aktarıyorlar. Sabahlara kadar başbakan, cumhurbaşkanı takibi yapıyorlar.
Ama bizim meslek böyledir.
100 kez atlatırsınız, bir kez yanılabilirsiniz..
Ki Nuray Babacan tecrübeli bir gazetecidir. Aynı şekilde o büroda görev yapan her arkadaşımız temsilcisinden stajyer muhabirine kadar büyük bir özveriyle çalışmaktadırlar.
Daha önce her gazetecinin başına geldiği gibi bazı "ağır baskılar" alınan kulis bilgileri yalanlatmak zorunda bırakabilir.
Evet gazetecilik zor iştir…
Olsun!
"Bu gazetenin haberidir internetin değil" demek bize yakışmaz..
Çünkü biz Hürriyet'iz..
Eğer bir hatamız olursa utanmayı da özür dilemeyi de biliriz…
Fatih Çekirge
Hürriyet İnternet Genel Yayın Yönetmeni