Güncelleme Tarihi:
Dağlarda, mağaralarda oluşan kampların, odakların bir tehdit unsuru haline geldiğini ifade eden Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Tabii ki seçim öncesinde böyle bir kararı vermek kolay değildi. Bunların istişarelerini ilgili kurum ve kuruluşlarımızla yaptık. Değerlendirmelerimizi yaptık. Hayırlısıyla seçim atlatıldı ve seçimden sonra da önümüzde cumhurbaşkanlığı süreci vardı. O da bizim için sıkıntılı bir dönemdi. 22 Temmuz'dan önce Mayıs'ın 15'inde bitecek olan cumhurbaşkanlığı seçimi süreci, ne yazık ki 28 Ağustos'a kadar geldi. Cumhurbaşkanlığı seçimi de gerçekleştikten sonra önümüze hemen bunu yatırdık.”
İlgili kurum ve kuruluşlarla değerlendirmeleri yaptıktan sonra, sınır ötesi operasyona yetki tanıyan tezkerenin Meclis'e gönderilmesine karar verdiklerini anlatan Başbakan Erdoğan, TBMM'den de büyük bir çoğunlukla bu kararın çıktığını hatırlattı. Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
“Ondan sonraki süreçte de yine bu değerlendirmelerimizi, güvenlik güçlerimizle, başta TSK olmak üzere yapıyoruz ve şu ana kadar da süreci böylece yürütüyoruz. Ama burada bizim önemsediğimiz birşey var; bu iş hamaset götürmez. Devlet yönetiminde kin, nefret, hamaset olmaz. Burada gayet akıllıca, sabırlı bir şekilde, yani 'bin konuşmak yerine bir yapacaksınız ama pir yapacaksınız', olaya böyle yaklaştık. Dedik ki 'bu işin siyasi, askeri, diplomatik, sosyal, ekonomik boyutu var, bütün bunları incelememiz, bunların üzerinde çalışmamız lazım.' Ve Dışişleri Bakanımızı süratle Körfez'e gönderdik. Bir taraftan AB üyesi ülkelerle ben ve Dışişleri Bakanımız sürekli irtibatımızı devam ettirdik.
Bu arada ABD seyahatimiz vardı. Bu 5 Kasım ziyaretini çok önemsedik, çünkü koalisyon güçlerinin başında ABD vardı. 40'ı aşkın koalisyon ülkesi var burada. Bu ülkelerin, burada adeta bu işi bizimle paylaşıyor olması önemliydi. Çünkü uluslararası hukuk açısından, meşruiyet zemini kazanması açısından önemli. Biz, uluslararası hukuk açısından haklılığımıza inanıyoruz, ama sizin haklılığınıza inanmanız yetmiyor, bir de dünyadaki diğer ülkeleri de inandıracaksınız. Artık dünyada herşey tek başınıza olmuyor. 5 Kasım seyahatimiz bu bakımdan önem arz ediyordu. Bu ziyaretimizde, gerek Dışişlerinden, gerek TSK'dan yetkili arkadaşlarımızla gittik ve orada heyetler arası görüşmelerimizi yaptık. Bu görüşmelerimizin neticesi hakkında, Dışişleri Bakanımız Ali Babacan gerekli bilgileri verdi.
Bu olaydan sonra da yoğun bir çalışma başladı. Silahlı Kuvvetlerimiz şu ana kadar, yapılması gereken ne ise bunları istihbarat paylaşımı çerçevesinde içerisinde bu bilgilerden de istifa etmek suretiyle bunları gayet akla, bilime, tecrübeye dayalı bir şekilde en ileri teknoloji neyi gerektiriyorsa bunları yapmak suretiyle şu anda sınır ötesi operasyonları sürdürüyor.”
OPERASYONLAR DEVAM EDECEK
Sınır ötesi harekatın devam edip etmeyeceği sorusuna da Başbakan Erdoğan, “Tabii” karşılığını verdi. Çünkü, burada bir hedefin olduğunu belirten Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:
“Hedefimiz var. Nedir? Bölücü terör örgütü ile bu işin sonucunu alana kadar bu işi sürdürmek. Zira Türkiye Cumhuriyeti 780 bin kilometre karesiyle bölücü tehdidin altında olamaz.
Kaldı ki vatandaşlarımızın huzuru, mutluluğu; devleti yönetenler olarak başta bizde, kurum ve kuruluşlarımız olarak da güvenlik güçlerimizde. Bunu sağlamakla mükellefiz. Bizim burada, can, mal güvenliğinden sorumluluğumuz var. Toprağımız, vatanımız, bunlarla ilgili tüm tedbirleri almak durumundayız. Bu tedbirleri almadığımız zaman gelecek nesiller bunun hesabını bize sorar. Bugünkü nesiller de vatandaşlarımız da sorma hakkına sahipler. Onun için yapılması gereken ne ise bunu yapmak durumundayız.
Hiçbir terör gurubunun veya teröristin, dünyada kalkıp da o ülkeden bir pazarlık konusu elde etmek için bir gerekçe ileri sürme hakkı yoktur. Niye? Senin eğer hakikaten o ülkede yaşamayla ilgili bir şeyin varsa, bunun meşru zemini var. Diğer tüm vatandaşlar hangi şartlarda içinde yaşıyorsa sen de o şartlar içinde o ülkede yaşayacaksın. Bu ülkenin nüfusu 70 milyon. 70 milyon içinde, 70 milyona yakını bir yaşam şeklini belirlemiş, yaşıyor ve sen 5-6 bin kişi diyorsun ki, 'hayır, böyle böyle'. Bu olacak iş değil.”
Başbakan Erdoğan, şimdiye kadar gerçekleştirilen operasyonlarla bölücü örgüte ciddi bir darbe vurulup vurulmadığı sorusunu yanıtlarken de şöyle konuştu:
“Tabii ki bu işin ilk etabı. Ama Genelkurmayımız, bir basın açıklaması yaptı. Basın açıklamasıyla birlikte resim ve görüntüler aynı zamanda CD'lerle tüm görsel medyaya geçildi, orada en açık şekliyle ortaya konuldu. Bundan sonra da neler olursa, burada kapalı bir şey kalmasın. Ne yapılıyor, ne ediliyor bunu görsün... Buradaki hedef nedir? Hedef; tamamen bölücü terör örgütünün kamplarıdır. Asla sivil hedefler burada söz konusu olamaz. Böyle birşey yoktur. Böyle bir şeyi zaten düşünmek bizim aklımızdan kenarından geçmez” dedi.