73 yaşındayım

Güncelleme Tarihi:

73 yaşındayım
Oluşturulma Tarihi: Aralık 04, 2007 13:57

Bir yerlerde hala; yemeğin altını yaktığı için, çocuğu düştüğü için şiddete maruz kalanlarımız olsa da büyüdük işte!

Haberin Devamı

73 yaşına bastık bugün.
1926-1934 yılları arasında gerçekleştirilen Atatürk devrimleri ile cinsiyet farklılığı temelli sınırlamalar kaldırılarak,Türk Kadınının etkin yurttaşlığının önü açıldı.
1934’te 5 Aralıkta,keskin bir ayazda sıcacık bir yasayla ısındı tarih.
Şimdi gözümün önünde bir senaryo,eski Türk filmlerinden aşıntı;
“ışıl ışıl yanan bir meclisin,oyalı örtülerle bezeli kürsüsünde,çiçek ve baharat kokuları arasında 18 kadın milletvekili”
Teşkilat_ı Esasiye’nin 10. ve 11. maddelerinde yapılan değişiklikle bizlere tanınan milletvekili seçme ve seçilme hakkı bugünün muhteşem güçleri olan devletlerdeki kadınlardan çok daha önce sarmalamıştır bizi.
Boynuz kulağı geçti, o ayrı bir mesele…
Geçen yıllara rağmen hala gerek siyasal organlarda gerekse toplumsal kurumlarda isimlerini daha fazla zikretmemiz gereken kadınların;berdel,töre cinayeti,şiddet mağduru gibi vakalar ve sıfatlarda çoğunlukta olması ne acı.
1935’te meclise giren 18 kadın  milletvekili sayısını aradan geçen 22 senede sadece 32 kişi daha artırabilmişiz.Bu da gösteriyor ki kanunu önceden kabul etmiş olmak değil,onu yaşama geçirebilmekte marifet.Yaşama geçirme noktasında öylesine marazi davranılmış  ki hala bundan bihaber yaşayan hemcinslerimiz mevcut.
Yıl 1996,bir sokak röportajı;
Muhabir soruyor:

/images/100/0x0/55ead126f018fbb8f8989386

-Kadınlara bugünden itibaren seçme ve seçilme hakkı verilecekmiş.Bu konuda neler söyleyeceksiniz?
Kadın:
-Bence de verilmesi gerek.Türkiye’de sonuçta hem kadın hem erkek yaşıyor.Ve birtakım şeyler için sadece erkeklerin söz hakkı olmamalı,kadınlarında olmalı bence.
Keşke bunları söylemese ama söylüyor ne yazık ki.Üstelik bu tür cümleler kuran bir tek o değil.Dilerim Tansu Çiller televizyonda gümrük birliği ile ilgili beyanat verirken,bu hanım arkadaşımız bu müjdeyi vermiyordur ahaliye.
Tekrar bugüne dönecek olursak 550 milletvekilinin sadece 50 tanesinin kadın olması hakkında
“ama olsun hiç yoktan iyidir”bile diyesi gelmiyor insanın.
“ama olsun hiç yoktan iyidir”
Dedim işte.
Biz millet olarark halimize şükretme içgüdüsüyle yaratılmışız sanırım.Bu içgüdümüze bir ivme kazandırmak için bakın nelerden bahsedeceğim size.
Kuveyt’teki kadınlar bizden daha kötü durumda.Onlar henüz 2005’te bu hakka sahip oldu.2006’da yapılan seçimlerde 28 kadın  milletvekili adayları vardı ve hepsi aday olarak kaldı.  
Fransız devriminde kadınların siyasi katılımı için çabalayan ve kadınlara yaraşmayacak şekilde siyasi hayata katılmak gerekçesiyle giyotine yollanan kadınlardan biri olabilirdik mesela. 
Biz de durum bu tablolara bakınca daha canlı renklerle süslü.(Fransa’daki olayın tarihini hesaba katmazsak tabi)Geleneksel normlarla beslenen evlilikler ve bu evliliklerin okutulmayan,ezilen meyveleri olan hemcinslerimiz dışında kadın adı anlamını buldu epeyi.
1997’de politikada mutlak erkek egemenliğinin kadın-erkek eşitliğine dönüştürülmesi için kurulan bir derneğimiz bile var;KA.DER.
Neyse ya ben bu güzel günde tebrik etmek istiyorum hepimizi.Tepelerimize örülen duvarlara rağmen yükselmeyi başardık,bugünlere vardık!En azından giyotine
yollanmadık,pozitif ayrımcılıktan az da olsa nasip aldık.
Dileğim odur ki 173. seneyi de  görmek nasip olur hepimize.
Bu son cümleyi okuduktan sonra içi titreyenlerin gecelerine kabus olmak,tepemizde duvarlar değil bulutlar bulmak dileğiyle nice nice 70’li senelere… 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!