Bakan Çiçek: "DTP'liler suçüstü yakalandı"

Güncelleme Tarihi:

Bakan Çiçek: DTPliler suçüstü yakalandı
Oluşturulma Tarihi: Kasım 05, 2007 14:11

Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, ''Sekiz askerin serbest bırakılacağını DTP'li üç milletvekili bölgeye gitmeden önce biliyorduk'' dedi.

Haberin Devamı

İŞTE ASKERLERİN TESLİM EDİLİRKEN FOTOĞRAFLARI

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, 8 Türk askerinin serbest bırakılması sırasındaki görüntülere dikkati çekerek, “Mutabakat zaptı da dahil o görüntüye baktığınızda kim kimle beraber, bu manada tarihi en sağlam belgedir ve orada olanlar suç üstü yakalanmıştır” dedi.

Çiçek, 8 Türk askerinin serbest bırakılması sürecine ilişkin bir soru üzerine, 8 askerle irtibat kurulması için devlet olarak, hükümet olarak çok değişik seviyelerde çaba gösterildiğini söyledi. Çiçek, şunları kaydetti:

“Bu olayla ilgili, komşu Irak'ta sıkıntılar sebebiyle merkezi Irak hükümetiyle ve şu an fiili hakim durumda olan ABD ile temaslar sürdürülmüştür. Dün meydana gelen sevindirici husus, bu temasların, kararlılığın sonucudur. Askeri, diplomatik ve siyasi çabaların sonucu olarak dünkü olay meydana gelmiştir. Bunun dışındaki her türlü görüntü, bir başka maksat içindir. Kimsenin bu noktadaki tavassutu, gayreti ile dünkü memnuniyet verici husus meydana gelmemiştir. Onların niyeti başka. Ama dünkü olay, bir şeyi ortaya koymuştur. Kimler kimlerle iç içe, kimlerle kucak kucağa, kimlerle irtibat halinde... Mutabakat zaptı da dahil o görüntüye baktığınızda kim kimle beraber, bu manada tarihi en sağlam belgedir ve orada olanlar suç üstü yakalanmıştır. İnsani mülahazaları öne çıkararak bu gerçeği kapatmaya çalışmamalıdırlar.”

Çiçek, “DTP'yi mi kast ediyorsunuz?” sorusu üzerine, “O görüntüde kim varsa evet, onu kast ediyorum” yanıtını verdi.

“TERÖR İNSANLIĞA KARŞI SUÇTUR”

“Bazıları 'insani mülahazalarla gittik, geldik' diyorlar. Terörün olduğu yerde insani mülahaza olmaz. Terör bizatihi insanlığa karşı suçtur” diyen Çiçek, şöyle devam etti:

“Bunların dünkü olaya bir dahli olmamıştır. Bir kısım yayınlarda sanki 'bu teşebbüs olmasaydı bu sonuç olmayacaktı' gibi neredeyse o kişileri bu manada teşekkürle karşılamamız gereken bir noktaya getirmeye çalışıyorlar. Bu kesinlikle doğru değil. Biz bir gün evvelden askerlerimizin Türkiye'ye döneceklerini biliyorduk. Bizde mevcut olan bir bilgiydi. Bunu temin eden de bizim resmen görüştüğümüz makamlardır. Vaka budur, doğru olan budur. Ancak bundan kendine pay çıkarmak isteyen bir takım çevreler olmuş olabilir.”

Irak'ın kuzeyindeki oluşumun, olayın çözümüne katkı vermek için girişimleri olmuş olabileceğini ifade eden Çiçek, ancak görüşmelerin resmi makamlar üzerinden yapıldığını vurguladı.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ABD Başkanı George Bush ile yapacağı görüşmeye ilişkin bir soru üzerine Çiçek, şunları kaydetti:

“Bizim sadece ABD'den değil, PKK'yı terör örgütü olarak kabul eden herkesten beklentimiz aynı. AB, ABD, Irak hükümeti, PKK'yı terör örgütü olarak kabul etti. Bu örgütün faaliyetlerine, yuvalanmasına imkan verilmemesi lazım. Onun kaynaklarını kurutmanız gerekiyor. Bu suça bulaşanları iade etmeleri gerekir. Bunlar uluslararası hukukta kabul edilmiş prensiplerdir. Bizim isteğimiz, ABD dahil herkesin bunun gereğinin yapmalarıdır. Eskiden 'terör örgütü yoktu, vardı, dağlardaydı'... Dünkü görüşme, bu mazeretleri ortadan kaldıran açık bir gerçektir. Terör örgütü orada var. Bunlara ulaşmak hiç de zor değil, gazeteci gidiyor, Türkiye'den milletvekili gidiyor, dağlarda, tepelerde bunlarla rahat konuşabiliyorsa Irak'ın hakimi de konuşabilir, başkaları da konuşabilir.

Bu örgüt, batı dünyasının babası belirsiz çocuğudur. Onların politikasının bir parçası olarak bu bölgede faaliyet gösteriyor. En büyük zararı bize, Güneydoğu'da yaşayan vatandaşlara veriyor. Çünkü orası yeteri kadar kalkınamamışsa, bunun en büyük sebebi PKK'dır. Terör nedeniyle oradaki pek çok yatırım yarım kalmıştır. Terör örgütü vasıtasıyla terör, maksadına ulaşmış oluyor. Türkiye'nin kalkınmasının engellenmesi, kimlerin ekmeğine yağ sürüyorsa örgüt onların maşası durumundadır. Bunlar, yabancı örgütlerin maşası olarak Türkiye'ye gelip insanları, bebekleri, hamile kadınları öldürüyor. PKK, bugün yabancı servislerin kullandığı örgütüdür.”

“IRAK'TA İSTİKRARI EN ÇOK ARZU EDEN ÜLKE BİZİZ”

Bir başka soru üzerine, Türkiye'nin amacının Irak'ın istikrarsızlaştırılması olmadığını vurgulayan Çiçek, “Irak'ta istikrarı en çok arzu eden ülke biziz. Çünkü en çok zararı biz görüyoruz. Amacımız, yeni bir kaosa sürüklemek değil. Hiç arzu etmedik, etmeyiz. Bugünkü sonucun sorumlusu biz değiliz. Biz savaş çıkmasın diye çalmadık kapı bırakmadık. Bugün de Irak'ın istikrarını istiyoruz. Bu istikrarı istemek, vatandaşların terör saldırılarıyla hayatını kaybetme sonucunu doğurmamalıdır. Yeni kaos ortaya çıkmaması ve istikrar isteniyorsa, bunu talep edenler kendilerine düşeni daha fazlasıyla yapmalıdır” diye konuştu.

Teröre karşı tek bir tedbirden söz edilemeyeceğini vurgulayan Çiçek, şöyle devam etti:

“Birden fazla tedbirin alınması ve uygulanması gerekir. Askeri tedbirleri aldık, bunun gereğini yapıyoruz. Başbakan'ın ABD'de bulunuşu siyasi, diplomatik bir çabadır. Şu ana kadar herkes Türkiye'nin haklılığını kabul etmiştir. NATO dahil, AB dahil 'bir ülkenin kendisini koruması hakkıdır' diyebilmişlerdir. MGK'da diğer tedbirlere ilaveten ekonomik tedbirlere yönelik tavsiye kararı var. Bir seri kararlar alındı. Bazıları yürürlüktedir. Şu an bütün ümidimizi, dikkatimizi Washington Zirvesi'ne yoğunlaştırmış değiliz. Diğer tedbirler de ilgili birimler tarafından alınıyor. Vatandaşlarımız bundan emin olsun.”

Cemil Çiçek, terör suçlarına idam cezasının yeniden getirilmesi yönünde bazı görüşlerin bulunduğunun hatırlatılması üzerine, bu konunun Anayasa dahil mevzuattan çıkarıldığını anımsatarak, konunun tekrar bu noktaya getirilmemesi gerektiğini söyledi.

YAYIN YASAĞI

Çiçek, terör olaylarıyla ilgili yayın yasağına ilişkin bir soruyu yanıtlarken de bunun, basın özgürlüğüne yönelik bir kısıtlama olmadığını söyledi. Terör olayları nakledilirken başka sıkıntılara yol açılmamasını istediklerini vurgulayan Çiçek, şöyle konuştu:

“İngiltere'de, İspanya'da ve ABD'de 11 Eylül sonrasını hatırlayın. Bazı televizyon kanallarında işin ucunun kaçırıldığı şeklinde bizatihi basın mensupları açıklama yaptı. Biz de tam orada dile getirilen sebepleri dikkate olarak yasak getirmeye çalıştık. Terörün yapmak istediği, toplum içerisinde kargaşa çıkarmak, kamu düzenini bozmak. Yayınları yapanlar bunu istemese dahi... Bunun bir kısım emareleri, işaretleri oldu. Devlet olarak bu bilgiye sahiptik. Devlet olarak bu yayınlara bu manada bir çeki düzen verelim dedik. Kuruluşlarımız bu çeki düzeni kendileri verirse buna gerek yok. Herkes kendi televizyonu, gazetesinde düşünerek, haberin, görüntünün toplumda yaratacağı sıkıntıyı dikkate almalıdır. Özgürlük, sorumlulukla beraberdir. Her özgürlüğün beraberinde getirdiği bir sorumluluk vardır. Bu sorumluluğun yeterince yerine getirilmediğini bu özgürlüğü kullananlar da dile getirmiştir.”

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!