Kuran’ı tanıyor muyuz

Güncelleme Tarihi:

Kuran’ı tanıyor muyuz
Oluşturulma Tarihi: Eylül 21, 2007 00:00

Kuran-ı Kerim, Yüce Rabbimiz’in insanlığa gönderdiği son ve değişmez tek mesajdır. Tevhid anlayışı çok net ve açıktır. Temelini Yüce Allah’ın birliğine, eşi ve benzerinin olmayışına, Hz. Peygamber’in Allah’ın kulu ve elçisi olduğuna, insanlığın kurtuluşunun Allah’ın emirlerine bağlılıkla mümkün olabileceğine, ahiretin varlığına, her şeyin hesabının mutlaka görüleceğine oturtmuştur.

Sadece bu değil elbette... Peygamberlerin ibretli hikáyeleri, şeytana karşı donanımlı olunmasının gerekliliği, dünyanın bir sınama yeri özelliğine sahip olduğu vurgulanır...

Mekke’de inen ayetler (Mekki ayetler) daha çok iman esaslarını, putperestliğin yanlışlığını, cennet ve cehennem ile benzeri konuları içerir. Medine’de inen ayetler (Medeni ayetler) ise daha geniş bir çerçeve çizer.

23 yıllık bir tevhid inancının geleceğe taşınacak ölümsüz mesajıdır Kuran...

Öyleyse, Müslüman kişiliğini Kutsal Kitap ile şekillendirmelidir. Ahlakını Kuran’a göre yoğurmalıdır. Doğru ve yanlışlarını Kuran ile test etmelidir.

Gıybetten dilini sakındırmayacaksa, Kuran ayetlerine göre günahının yükünü öğrenmelidir.

Akrabalarına yardım elini uzatacaksa, Kuran ayetleriyle sınırlarını çizmelidir.

İnsanlarla ve insanlıkla bağını koparamayacağını Kuran’dan öğrenmelidir. Yüce Allah’a imanını tam iman haline getirmek için "İhlas Suresi" belki her gün birkaç kez okunmalıdır.

Günaha meyli olacaksa, Allah’ın insana şahdamarından daha yakın olduğunu belirten ayeti okuyup ona göre gerisin geri dönmelidir.

Káinata hákim olan muhteşem dengenin, O "Ol" dediği için olduğunu Kuran ile bir daha yaşamalıdır. Namaz kılmanın, Yüce Allah ile ahit yenilemek olduğunu ve bir anlamda uhrevi miraca, dünyevi miraçtan geçiş olduğunu İsra ve Necm sureleriyle okumalıdır.

Hz. İsa’nın gerçek hikáyesini Meryem Suresi ile akıl dünyasına sunmalıdır.

İmkánsızın, Rabbimiz dilerse nasıl bir imkán sızıntısı bulabileceği, Hz. Zekeriya’nın evlat sahibi olması hikáyesiyle hatırlamalıdır.

Despotların, zalim ve diktatörlerin, insanlara zulüm sunanların nasıl bir akıbet ile tersyüz olduğunu, Firavun, Haman ve Nemrud kıssalarıyla hafızalara kazımalıdır.

Yüce Allah’ın ezel ve ebed olduğunu (başlangıcı ve sonu olmadığına), geri kalanın hatta en sevgili olanın bile fani olacağını veya şekil ve boyut değiştireceğini "Ey Muhammed! Sen de öleceksin!" ayetiyle unutkan aklına bir daha hatırlatmalıdır.

Ahiret yolunun dünya yolları gibi kilometrelerle geçilemeyeceğini, cennet ve cehennemin ebediliği hakikatiyle Kuran’dan, daha sağlıklı okumalıdır.

Kendini tanımak için, daha doğrusu, Yüce Allah’ın káinata yolladığı Peygamber aynasında kendini görebilmesi için "Mu’minun" Suresi’ne yönelmesi gerektiğini Kuran’dan öğrenmelidir.

Evet, bu satırlar daha da uzatılabilir. Sevgiyi, affediciliği, barışı, merhameti, yeryüzüne şefkatle bakmayı, baba ve anne hakkını, karaborsacılık yapmamayı, öldürmek değil yaşatmanın diriltmeye denk olduğunu, dinde zorlama olmadığını, Yüce Allah’ın niyet ve kalplere baktığını, en ümitsiz olunan anda bir ümit ışığının tam da içinde saklı olduğunu Kuran’dan öğrenmelidir.

Kuran hayatın özetidir. Ayet ve sureler öyle değil mi?

Dilediğiniz sureyi ele alın, hayatın kendisini orada bulursunuz!

Sevindiren, ümitlendiren, ikaz eden, cenneti ve cehennemi anlatan, zulmetmeyin diyen, iyiliği teşvik eden, şeytandan sakındıran ayetler birbiri ardınca sıralanır.

Ürkütmez, ama uyarır.

Cehennemi anlatır ama insanın oraya yakışmayacağını da söyler.

Ümitlendirir, ama bağışlanmama ihtimalinin unutulmamasını ister.

Günahı kınar, ama tövbeyi de sunar.

Daha özet bir ifadeyle, Kuran’da Yüce Allah insan ile konuşur, onu onurlandırır, değer verir, ondan bir şeyler ister.

İnsanı muhatap kabul eden bir Yaratıcı!

* * *

Asrısaadet dönemi... Hz. Useyd bin Hudayr (ra) anlatıyor:

Bir gece evimin avlusunda Kuran okuyordum. Atım bir direğe bağlı idi. Çocuğum da avluda uyuyordu. Ben Kuran okumaya başlayınca atım huysuzlaştı. Ben durdum, atım da sakinleşti. Okumaya başladım, hırçınlaştı. Kontrol ettim, atı rahatsız edecek bir şey yoktu. Bu hal ben okudukça devam etti. Nihayet okumayı bıraktım. O an evimden yukarıya bir ışık kümesi yükseldi ve havada kayboldu. Sabah olanları Peygamberimize anlatınca, "Onlar meleklermiş, seni dinlemeye gelmişler. Sabaha kadar okumaya devam etseydin, insanlara gözükeceklerdi" dedi.

* * *

Melekler Kuran dinlemek için gökten yere iniyorlar.

Meleklerin sevdiği şeyi sevmek istemez misiniz?

Onlarla aynı ibadeti ve hassasiyeti paylaşmak istemez misiniz?

Melekleşmek istemez misiniz?

Bursa’daki Ulu Camii 600 yıldır huzur dağıtıyor

Osmanlılar’a uzun yıllar başkentlik yapan Bursa’nın en önemli tarih ve mimari hazinelerinden olan Ulu Cami, Sultan Yıldırım Bayezid tarafından Niğbolu meydan savaşını kazandıktan sonra, 1398-1400 yıllarında inşa ettirildi. Taç kapısı, minberi, şadırvanı ve hat yazılarıyla muhteşem bir sanat eseri olarak büyük ilgi görüyor.

Zor duruma düşüldüğünde okunacak dua

Allahım! Kuvvetsiz ve çaresiz kaldığımı, halk nazarında hor ve hakir (küçük) görüldüğümü ancak sana şikáyet ederim! Ey merhametlilerin en merhametlisi! Herkesin küçük, hor görüp de dalına bindiği, çaresizlerin Rabbi sensin!

Sen, beni kötü huylu, yüzsüz bir düşmanın eline düşürmeyecek, hatta beni akrabaya bırakmayacak kadar merhametlisin!

Allahım! Senin gazabına uğramayayım da, çektiklerim ne olursa olsun katlanırım! Fakat senin bağışlama ve merhametin bana bunları göstermeyecek kadar geniştir!

Allahım! Senin gazabına uğramaktan, ilahi rızana uzak kalmaktan sana, senin o karanlıkları aydınlatan ilahi nuruna sığınırım!

Allahım! Sen hoşnut oluncaya kadar affına sığınırım!
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!