Güncelleme Tarihi:
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerini de davet ettiği Çankaya Köşkü’ndeki resepsiyonda gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Gül, Cumhurbaşkanının yetkilerinin kısıtlanmasını öngören yeni Anayasa taslağıyla ilgili soruya "Rahatsız olmam" yanıtını verdi. Bu konuyla ilgili ısrarlı sorular üzerine "Bu makam icraat değil, temsil makamı" yanıtını verdi.
Cumhurbaşkanı Gül, cumhurbaşkanın yetkileri konusundaki bir soru üzerine ise şunları kaydetti:
“Önemli olan uyumlu çalışmaktır. Cumhurbaşkanlığı icraat makamı değildir. Ben temsil görevimi yaparım. Cumhurbaşkanı Türk Milletinin birliği ve beraberliğini temsil eder. Benim görevim herkese pozitif liderlik yapmak, manevi ve moral açısından liderlik yapmak. Merak etmeyin, ben işimi çok iyi yaparım. Türkiye'nin çıkarları doğrultusunda bütün tecrübelerimi aktarırım. Meselelere vizyoner bakacağım. Atatürk'ün tarif ettiği çağdaş medeniyet düzeyine ulaşmak için pozitif düşünmek lazım. AB gibi büyük bir proje var önümüzde. Türkiye bölgesinde güvenilir bir ada oluyor, herkes gıpta ile bakıyor.”
Irak'ın durumu ve terör örgütleri ile ilgili bir soruyu yanıtlarken de “terör örgütlerinin Irak'ın başına da sıkıntı olduğunu” söyledi.
Gül, Irak Devlet Başkanı Celal Talabani ile görüşüp görüşmeyeceğinin sorulması üzerine, “Seçilmiş birisidir, tabii ki temas edeceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Gül, “Suriye'nin bombalandığı” iddialarına yönelik soruya ise “Takip ediyoruz, hem Dışişleri, hem Genelkurmayımızla birlikte” yanıtını verdi.
"KOMUTANLARA GÖREVLERİNİ AKSATMAMALARINI SÖYLEDİM"
Cumhurbaşkanı Gül, devlet erkanına resmi kabul verdiği gün Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt ve kuvvet komutanlarının Ankara dışında birlikte denetlemeleri ile ilgili bir soruya ise “Komutanlar görevini yapacak. Görevlerini aksatmamalarını zaten söyledim ben. Kurallar neyse o çerçevede her şey devam ediyor, her şey normal” yanıtını verdi.
Gül, “Aktif siyasetten buraya gelenler sıkılır. Böyle bir ruh haliniz var mı?” sorusunu ise şöyle yanıtladı:
“Ne kadar aktif olduğumu görüyorsunuz. Daha dikkat etmem gereken kuralların olduğu bir ortamdayım, sorumluluklarım daha farklı. Milleti temsil ediyorsun, milletin şanı, şerefini temsil ediyorsun. Bütün bunlar var ve bunun da kuralları oluyor. Sembolik değerlerimiz var ortada.”
Gül, resepsiyona azınlıkların dini temsilcileriyle bir aradayken sorulan bir soru üzerine şunları söyledi:
“Farklı dinlerin, farklı kültürlerin geçmişi olan bir ülkeyiz. Biz 350 bin nüfuslu bir ülke değiliz. Biz çok derin köklü bir geçmişi olan, geçmişinde imparatorluk olan bir Türkiye Cumhuriyetiyiz. Cumhuriyet artık 100 yıla yaklaşıyor. Bizim dokularımızda hoşgörü vardır, beraber yaşamak vardır, birbirini kucaklamak vardır. Düşmanlık, dışlama hiç yoktur dokularımızda. Musevi ve Ermeni vatandaşlarımız hepsi Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıdır, yüzyıllardır buradadırlar, hep birlikteyiz.”
EXPO'YA TALİBİZ
Gül, şunları kaydetti:
“EXPO'ya talibiz. İzmir'i aday gösterdik, bir de Milano aday. Bu o kadar büyük ki, olimpiyatlardan da büyük bir organizasyondur. Bu 1990'lı yıllarda İspanya'da yapıldı. 50 milyon kişi oraya gitti. Öyle bir hazırlık yapılıyor ki, olimpiyatlardan daha büyük. İzmir'de 2015 yapılırsa bu İzmir değil tüm Türkiye'nin organizasyonu olacak. 2015'de ulaşım ve haberleşme de çok değişecektir. Hükümet büyük yatırımlar yapacak ama bütün bunların olması 2008 yılında. Bunu kazanmamız lazım. İzmir'in avantajı çok. İşin başında Dışişleri Bakanlığı var. Tanıtma Fonu'ndan büyük miktarda bir para koyduk. Bazı toplum örgütlerinden de destek var. Şimdi ne yapacaksınız yapacaksınız. Bunu muhakkak alacağız. Kayseri de bir laf vardır; 'El içinde vasiyet ettik, ölmeyince olmaz'. Bu kararlılığı ifade eden bir sözdür.”
Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye'nin BM Güvenlik Konseyi geçici adaylığı ile ilgili bir başka soruyu yanıtlarken de şunları söyledi:
“BM Güvenlik Konseyi çok önemli. BM Güvenlik Konseyi'nde 60 senedir Türkiye temsil edilmiyor. Türkiye gibi bir ülke, tarihi ile nüfusu ile coğrafyası ile bu kadar dünya barışına katkı sağlamak için Kosova'da, Afganistan'da, Lübnan'da, Bosna'da var. Her yerde askerlerimiz var ama Güvenlik Konseyi'ne 4 sene önce müracaat ettik, çok çalıştık. Önümüzdeki yıl seçim var. Bunlar büyük projeler çok çalıştık, kararlılık ifade etmek lazım.”
Gül, “Hükümet icraat makamı, onlar günlük işleri, icraatı yapacaklar, biz de moral, manevi konularda, öncülük yapacağız, destek vereceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Gül, “Dışişleri'nden sonra buradaki göreviniz nasıl? Protokol yönü ağır mı basıyor” sorusuna ise şu yanıtı verdi:
“Avrupa'ya gidin İtalya'ya başbakanlığa, cumhurbaşkanlığına girerken, tarihi ihtişamı görüyorsunuz. İngiltere'de sarayın ihtişamını görüyorsunuz. Fransa'ya gidin hep aynı şekilde... Bunlar ülkelerin şanı şöhreti ve şerefi olmuş makamlar. O bakımdan kurallar belki bizi sıkabilir, ama bunlar da önemli bir şeyi ifade ediyor. O bakımdan alışıyoruz.
Yeminimize bakarsanız Türkiye'yi güçlendirmek, bir taraftan da Türkiye ve Türk milletinin şanını şerefini yüceltmek var.”
Cumhurbaşkanı Gül, “AB'ye düşmanlık, Rusya'ya dostluk duygularının arttığı yönünde sonuçlar çıkan” bir araştırmanın hatırlatılması üzerine ise şöyle konuştu:
“O, düşmanlık değil de bir tepki, bir kırgınlık, bir gücenme olarak algılansa daha iyi olur. Bu ne bir hükümet, ne bir parti meselesi. Bu, ta Atatürk'ten gelen çağdaş medeniyete ulaşma ötesi bir şey. Zaten Avrupa ülkesiyiz, Paris Anlaşması'na bakarsanız taraflardan biriyiz. Teşekkür konuşmasında da şunu söyledim; bizim fasılları gerekirse kendimiz açıp kapatmak iradesini göstermemiz lazım. Bunları biz alıp götürdüğümüzde Türkiye'nin cazibesi inanılmaz olacak. Biz kendi yolumuzda devam etmeliyiz.”