Oluşturulma Tarihi: Nisan 28, 2007 00:00
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, “Türkiye’nin yakından tanıdığı bir işadamı” diye nitelediği Başbakan Erdoğan’ın çok yakın bir arkadaşının CHP milletvekillerini arayarak, oylamaya girmeleri karşılığında “maddi manevi ne isterseniz yapmaya hazırım” dediğini iddia etti. Baykal, “Böyle para gücüyle çıkar vaadiyle seçilen cumhurbaşkanından Türkiye’ye hayır gelir mi” dedi.
MECLİS'TE GERGİN ANLAR / FOTO GALERİ
Baykal, CNN TÜRK’te Ankara Kulisi programında soruları yanıtlarken, iddiasını şöyle açıkladı:
“Bugün geldiğimiz noktada çok üzüntü verici şeyler oluyor. Dün gece Başbakan’ın en yakın arkadaşı, Türkiye’nin yakından tanıdığı bir işadamı bizim milletvekilini arayarak maddi manevi ne istenirse yapmaya hazırım dediğini görüyoruz. Böyle bir para gücüyle çıkar vaadiyle cumhurbaşkanı seçimi yapılıyor? Her türlü maddi manevi ne istiyorsan karşılayacağım diyor. Kim diyor. Başbakanın en yakını. Böyle bir şekilde seçilecek Cumhurbaşkanının ülkeye yararı, hayrı olur mu.”
Baykal, milletvekillerinin baskı altında büyük bir haysiyet sınavı verdiklerini, milletvekillerinin ezici çoğunluğunun yüzakıyla bu sınavı verdiklerini gördüğünü, bu noktada DYP ve ANAVATAN Partisi genel başkanlarını da kutlamak istediğini söyledi. Bu iki partinin de haysiyet sınavı verdiğini belirten Baykal, “Umut ediyorum, bu parlamento bu baskılara direnecek ve 367 bulunmayacaktır. Bulunmayınca biz de Anayasa Mahkemesi’ne götüreceğiz” dedi.
AĞAR VE MUMCU’DAN TEREDDÜDÜM YOK
Deniz Baykal, Anayasa değişikliğine ilişkin paketin AKP’nin Anavatan ve DYP’yi baskı altına almaya yönelik bir girişimi olduğunu, bu iki partinin oylamadaki tavırlarıyla AKP karşısındaki konumlarını belirleyeceklerini ifade etti. Baykal, “AKP’nin oldu bittisine, dayatmasına, çıkarıp dayattığı bir adaya destek olacaklar mı olmayacaklar mı bütün mesele budur. AKP’ye teslim olup sonra AKP’yle tartışmak doru olmaz, Ben sayın Ağar’ın da sayın Mumcu’nun da ciddi bir sınav vereceklerini umuyorum. Ne yaptıklarını biliyorlar. O noktada tereddüdüm yok. Kararlı, doğru bir siyaset çizgisinde yürüyerek gerekirse bedelini ödeyeceklerini biliyorum. Benim kendileriyle hiçbir temasım olmadı. Hepimiz bu memleketin partisiyiz. CHP Türkiye’yi Cumhuriyet’i, anayasayı savunuyor. Anayasayı savunmak sadece CHP’nin işi mi. Anayasayı savunmak DYP’nin de Anavatan’ın da işi” diye konuştu.
ÜÇ KURUMDA ÜÇ MİLLİ GÖRÜŞÇCÜ OLMAZ
Baykal, 367 şartının başlangıçta kendisinin de önemsemediğini ancak inceleyince önemini gördüğünü ve AKP’yi aylar önce uyardığını söyledi. Baykal, gelinen noktada AKP’nin bile 367’yei kabul eder hale geldiğini söyledi. Baykal, “AKP uzlaşma içinde bir cumhurbaşkanı adayı belirleseydi bugün 367 konusu olmazdı” dedi.
Baykal, “niye mahkemeye gidiyorsunuz” eleştirilerini yanıtlarken şöyle konuştu:
“Bizim sistemimizde dayatmacı Cumhurbaşkanı seçimi yoktur. Anayasa Mahkemesi ne için var hukuk ne için var. Hukukla siyasetle önlemeye çalışacağız. Meclis’te haysiyetli, şerefli milletvekillerinin direncini artırmaya çalışıyoruz. Evet bu noktadan sonra Türkiye’nin bağımsız kurumları onların kadrolaşma zihniyetine emanet edilirse çok ciddi sıkıntı ortaya çıkar. Devletin üç kurumuna milli görüşçü isimleri getirip yargıyı üniversiteleri, silahlı kuvvetleri bunlara emanet edemeyiz.”
SİNE-İ MİLLETE DÖNSEYDİK ERDOĞAN CUMHURBAŞKANI OLURDU
Şimdi gelinen noktada CHP’ye daha önce yapılan “sine-i millete dönmedi” eleştirilerinin haksız olduğunun görüldüğünü kaydeden Baykal, “Sine-i millete dönseydik bugün Tayip Erdoğan cumhurbaşkanı olacaktı. Biz devre dışı olacaktık ve Anayasa Mahkemesi’ne de gidemeyecektik” dedi. Başlangıçtan bu yana önce erken
seçim sonra Cumhurbaşkanı seçimi önerisinde bulunduklarını, DYP ve Anavatan Partisi’nin de bugün içtenlikle aynı talepte olduklarını memnuniyetle gördüğünü anlatan Baykal, “Türkiye planlamadan, öngörülmeden, düzenlenmeden belki de buraya sürüklenecek. Önce belki seçim yapacağız sonra Cumhurbaşkanı seçeceğiz” dedi.
Baykal, Erdoğan’ın kendisinin aday olmaması gerektiğini gördüğünü, başka bir aday çıkarmak istediğini ancak bunu da partisine ve TBMM Başkanı Arınç’a kabul ettiremediğini söyledi. Baykal, bu durumun da AKP’nin normalleşemediğinin göstergesi olduğunu söyledi.
GÜL VE YARBAY İSTİFA ETSİN YENİ SEÇİM TAKVİMİ YAPALIM
Baykal, 367 sorununu aşmak için AKP’ye yeni bir öneride de bulunarak, “Benim anlayışıma göre bu noktada yapılması gereken öncelikle Gül ve Yarbay’ın istifa edip adaysız kalınmasıdır. 16 Mayıs’a kadar süre vardır. Yeni adaylıklar oluşur. Üçte iki mutabakatla 367’yi sağlayacak şekilde adayın oluşması temaslarla sağlanır. 16 Mayıs’a bile yetişir” şeklinde konuştu.