ŞANLIURFA, (DHA)
Oluşturulma Tarihi: Ocak 20, 2007 12:22
İSTANBUL'daki genel yayın yönetmenliğini yaptığı Agos Gazetesi'nin önünde suikaste kurban giden Ermeni asıllı Türk gazeteci Hrant Dink ile birlikte 2002’de Şanlıurfa’daki bir konuşması yüzünden yargılanıp beraat eden Mazlum- Der Genel Başkan Yardımcısı Avukat Şeyhmus Ülek, “O kurşunlar Dink'in şahsına yönelik değil, farklı etnik kökenli kişilere sıkılmıştır” dedi.
Avukat Şeyhmus Ülek, Hrant Dink’in öldürülmesiyle ilgili gelişmeleri televizyonlardan takip ettiğini ve bu ani ölüm nedeniyle çok etkilendiğini söyledi. Hrant Dink’le iyi arkadaştık olduklarını kaydeden Ülek, şunları söyledi:
“2002’de Şanlıurfa’da yapılan bir sempozyumdaki konuşmalar nedeniyle her ikimiz hakkında da TCK’nın 301’inci maddesinden dava açıldı. Geçen yılın şubat ayında bu davadan beraat ettik. Kendisine beraat kararını söylediğimde çok sevinip bana, ‘Davanın bu şekilde karara bağlanması beni çok şaşırttı, bu sonuç ifade özgürlüğü adına önemli bir adım’ dedi. Bu saldırı Hrant Dink’in şahsına yönelik değil, farklı etnik kökenli kişilere yapılan bir saldırı, sıkılan kurşunlar da farklı etnik kökenli kişilere sıkılmıştır. Bu saldırı barış ve ifade özgürlüğüne karşı yapılmış alçakça bir cinayettir, lanetliyorum.”
NE DEMİŞLERDİ?
Şanlıurfa’da Mazlum- Der tarafından düzenlenen ‘Küresel Güvenlik, Terör ve İnsan Hakları, Çok Kültürlülük Azınlıklar ve İnsan Hakları’ konulu paneldeki konuşması nedeniyle ‘Türklüğü ve cumhuriyeti alanen tahkir ve tezyif’ suçuyla yargılanan Dink, söz konusu panelde şunları söylemişti:
“Çocukluğumdan beri sizlerle birlikte İstiklal Marşı söylüyorum. Son zamanlarda bir noktası var, oraya geliyorum ve susuyorum. Sizler söylüyorsunuz, ben sonra katılıyorum. ‘Kahraman ırkıma bir gül’ Neresi kahraman ya. Yurttaşlık kavramını ulusal bir bütünlük ve kahraman bir ırkla sağlamaya çalışıyoruz. Mesela laf ‘çalışkan bir halkıma bir gül’ olsa hepinizden daha fazla söylerim ama öyle değil. ‘Türküm, doğruyum, çalışkanım’ söyleminin ‘doğruyum ve çalışkanım’ yanını çok seviyorum, bağıra bağıra söylüyorum. ‘Türküm’ bölümünü de ‘Türkiyeliyim’ diye söyleyerek algılamaya çalışıyorum.”
4 YIL SONRA BERAAT
Şeyhmus Ülek ise, “Bu bölgede bir sorun yaşanmaktadır ama bu bölgenin adı bile hala bazılarınca konulamamaktadır. Türkiye Cumhuriyeti, yeni bir ulus yaratmak projesiyle işe koyulmuş ve bu yüzden de farklı dinleri, dilleri ve etnik grupları yok saymıştır” demişti.
Dink ve Ülek hakkında bu konuşmalarından dolayı, ‘Türklüğü ve cumhuriyeti alenen tahkir ve tezyif’ ettikleri suçlamasıyla dava açıldı. Şanlıurfa 3’üncü Asliye Ceza Mahkemesi’nde yargılanan Dink ve Ülek, 9 Şubat 2006’da görülen duruşmada, suçun yasal unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle beraat etti.