Güncelleme Tarihi:
Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüleri Sebahat Tuncel ve Ertuğrul Kürkçü, son siyasal gelişmelere ilişkin basın açıklaması yaptı. Çözüm süreci için Dolmabahçe mutabakatına dönülmesi gerektiğini söyleyen HDK Eş Sözcüsü Sebahat Tuncel, Abdullah Öcalan'ın çözüm sürecinde başmüzakereci olduğunu belirterek, “Mesele Kürt sorununun çözümü konusunda sayın Öcalan'ın nasıl daha etkin bu sürece dahil olacağıdır. O yüzden biz HDP heyetinin İmralı'ya gitmesini değil, Kürt halk önderi sayın Öcalan'ın gelip müzakereleri özgür bir ortamda yürütmesini istiyoruz" dedi.
HDK'nın Beyoğlu İstiklal Caddesi'nde bulunan bürosunda bir basın açıklaması yapan HDK Eş Sözcüleri Sebahat Tuncel ve Ertuğrul Kürkçü, başta çözüm sürecini bozulması ve çatışmaların artması olmak üzere son yaşanan siyasal gelişmeleri değerlendirdiler. Basın açıklamasında ilk sözü eski milletvekili ve HDK Eş sözcüsü Sebahat Tuncel aldı. Uzun süredir Türkiye'de bir kaos, gerilim süreci yaşandığını öne süren Tuncel, “Aslında bugün yaşanan temel sorunun, bu ülkeyi demokratik bir şekilde yönetmek durumunda olan ancak bu sorumluluğunu kötüye kullanan Cumhurbaşkanı'nın siyasete müdahalesi ile alakalı olduğunun tespitini yaptığımızı ifade etmek istiyorum" dedi.
"ŞİMDİ BUNUN SORUMLUSU KİM"
7 Haziran'dan sonra hükümet kurulması beklenirken Türkiye'nin ciddi bir çatışmaya girdiğini belirten Tuncel, “Asker, gerilla, sivil cenazeleri gelmeye başladı. Şimdi Türkiye'nin her yerinde bir savaş yaşanıyor. Şimdi bunun sorumlusu kim. Halkların Demokratik Kongresi olarak şöyle tespit yapıyoruz; bu süreci bozanın kendisi bizzat Tayyip Erdoğan ve Tayyip Erdoğan'ın yanında yer alan AKP'dir" ifadesini kullandı.
Tuncel , “Musa Çitil, hala yargılanıyor. En son Çorum'daki davada beraat etti. Kendisi terfi ettirilerek Diyarbakır'daki bölge jandarmasına getirildi. Musa Çitil, Derik'te 13 köylünün katledilmesinden sorumlu yargılanan kişidir. 90'lı yıllara dönmedik mi" dedi.
'DOLMABAHÇE MUTABAKATINA DÖNÜLMELİ'
Sebahat Tuncel, "Dün Silopi'de yaşananlar bir katliam girişimidir. Silopi'de bir mahalleye siz zırhlı araçlarla gideceksiniz, keskin nişancılarla gideceksiniz, oradaki insanları gözaltına almaya çalışacaksınız. Halk da direnmiş buna karşı. Hastaneye yaralılar taşınırken hastaneye giden insanı tarayıp yaşamını yitirmesine neden olacaksınız. Şimdi bu yaşananların sorumlusu kim. Bu ölümlerin tek sorumlusu bu ara rejim hükümeti ve Tayyip Erdoğan'ın kendisidir. Biz HDK olarak uyarıyoruz; bu savaş hepimizi yakar. Sadece Kürdistan'ı, Kürtleri değil, bütün Türkiye halklarını içine çeken bu savaşa dur demek hepimizin sorumluluğudur" diye konuştu.
Tuncel, "Çözüm önerilerimiz konusunda biz şunu çok net ifade ediyoruz; derhal 28 Şubat'ta kurulan Dolmabahçe mutabakatına dönülmeli, müzakere süreci başlatılmalıdır. Önemli olan yıkılan, bitirilmek istenen, engellenen sürecin yeniden nasıl kurabiliriz sorusuna cevap vermektir" diye konuştu.
"ÖCALAN'IN GELİP ÖZGÜR BİR ORTAMDA MÜZAKERE YÜRÜTMESİNİ İSTİYORUZ"
"Sayın Öcalan'ın Kürt sorununun çözümü konusunda baş müzakereci olduğunu ve bu sürecin temel yürüteni olduğunu herkes biliyor ve hükümet de bunu kabul ediyor" diyen Tuncel, " Ama şu an ağır tecrit uygulanıyor. Yalçın Akdoğan diyor ki HDP heyetini İmralı'ya göndermeyeceğiz. Mesele HDP heyetinin İmralı'ya gidip gitmemesi değil ki. Mesele Kürt sorununun çözümü konusunda sayın Öcalan'ın nasıl daha etkin bu sürece dahil olacağıdır. O yüzden biz HDP heyetinin İmralı'ya gitmesini değil, Kürt halk önderi sayın Öcalan'ın gelip özgür bir ortamda müzakere yürütmesini istiyoruz. Yani HDP heyetinin gitmesini değil, sayın Öcalan'ın gelip bu süreçte, barışın inşasında daha etkin bir rol almasını istiyoruz" şeklinde konuştu.
"IŞİD HEDEFLERİNİ PAS GEÇİP KANDİL DAĞINA YÖNELDİLER"
Ertuğrul Kürkçü ise “Türkiye'nin silahlı kuvvetleri, hava kuvvetleri, bütün özel savaş birlikleriyle giriştiği bu saldırıların meşruiyetinin sorgulanması gerektiğinin altını çizmek istiyorum. Türkiye IŞİD'e yönelik operasyonlar için uluslar arası camianın yanında olduğunu söyledi ve uluslar arası camiayı da kendi yanına çağırdı. Türkiye, Amerikan savaş uçaklarına İncirlik'i açacağını ve kendisinin de IŞİD'e karşı harekete geçeceğini ilan etti. Fakat ne gördük. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin havalanan uçakları Suriye sınırını, IŞİD hedeflerini pas geçip Kandil dağına yöneldiler ve PKK'ye karşı bir büyük sefer başlattıklarını ilan ettiler.
Türkiye'nin uluslar arası alandan devşirdiği meşruiyet, IŞİD'le savaşmak içindir. Nitekim IŞİD'le değil, Kürtlerle savaşmayı seçen Ankara, tüm NATO müttefiklerinin de uluslar arası gözlemcilerin de ağır altında. Türkiye'yi bir kere daha uluslar arası alandaki taahhütlerine sadık kalmaya ve IŞİD'le mücadeleyi merkeze almaya davet ediyorum" ifadelerini kullandı.